Ömer Kavur'un yazıp yönettiği, 1987 yapımı olan Gece Yolculuğu filminin başrollerini Aytaç Arman ve Macit Koper paylaşmaktadır. Aynı zamanda küçük bir rolde de olsa Zuhal Olcay filmde yer almaktadır. Bir programda, Ömer Kavur bu teklifi Olcay'a götürdüğü vakit oldukça çekindiğini söylemiştir. Ama Zuhal Olcay rolün küçüklüğüne bakmadan oynamayı kabul etmiştir. Yeni Türk Sineması dönemi olarak adlandıracağımız bir dönem olan 80 sonları sineması ve Ömer Kavur, gerilemiş Türk Sineması için o dönemin nefesi olarak adlandırılabilir. Yönetmenin bu filminde, bir yönetmen ve senaristin çekecekleri film için mekan aramak üzere çıktıkları yolculuğun, yönetmen olan Ali'nin içsel yolculuğuna dönüşmesi anlatılır. Ali'nin ruhsal bulanıklığı ve yaptığı işin ve dönemin ona dayattıklarından doğan bıkkınlığı, hikayenin tetikleyici unsurudur. Ömer Kavur "Ömer Kavur'la Yola Çıkmak" adlı belgeselde filmi şöyle anlatır: "Biraz kendimle olan bir hesaplaşmanın sürecinden geçerken yapmayı çok arzu ettiğim bir filmdi. Yani birdenbire, 40 yaşına gelmiştim... Sinemanın sadece bir meslek olmadığı, bir ifade alanı olduğu ve bu ifade alanı için daha farklı arayışların içine girmek gerektiği düşüncesi bende hakim oldu." Filmi izlediğinizde, yönetmen rolündeki Ali'de Ömer Kavur'u görürsünüz. Röportajda söylediği gibi kendiyle olan hesaplaşmasının bir nevi Ali üzerinden anlatımıdır bu film. Ali karakteri için, çektiği filmler boş ve anlamsızdır. Bütün bu filmleri neden çektiğini sorgular durur. Bu filmlerin kimlere ne faydası vardır ki onun için. Ali ve senarist arkadaşı Yavuz arasında, filmin başından itibaren bir soğukluk sezilir. Yavuz'un bütün iletişim çabasına rağmen, Ali buna karşılık vermemeyi sürdürür. Bu süreçte Ali, biz seyircilere zor biri gibi gelmekle birlikte aslında bir süre sonra her şeyi itiraf ettiğinde, asıl meselenin yaptıklarına ait hissetmemenin yol açtığını anlarız. Kısacası Ali ne asosyaldir ne de ulaşılmazdır. O yalnızca ait olmadığı bir süreçtedir. Bu sebepten, sürekli içsel hesaplaşmasıyla meşguldür. Bu hesaplaşma sonrası, çekecekleri film için geldikleri kasabada kalmaya karar verir. Arkadaşını İstanbul'a geri yollayan Ali, filmi çekmekten de vazgeçer. Kimsenin uğramadığı, devletin restorasyon için boşalttığı kasabada kalmaya başlar. Burada kendiyle hesaplaşması başladığında, Ömer Kavur filmlerinde aşina olduğumuz hayali gibi görünen, kimi zaman gerçekte varken yine de size gerçekliğini sorgulatan bir karaktere daha rastlarız. Yönetmenin içsel hesaplaşmasında, geçmişine kadar bir dönüş sunulur. Bir rüya, bir düş sahnesi gibi gelgitler yaşanır. Bu süreçte Ali, bir yandan da senaryo yazmayı sürdürür. Gece Yolculuğu, Ömer Kavur'un kendi adına, yeni bir döneminin ilk filmidir. Yönetmen bu filmi böyle tanımlamıştır. Bu süreçten sonra yarı gişe yarı sanatsal film yapmayı bir kenara itip bütünüyle kendi istediği filmleri yapmaya başlayacaktır. Bu hesaplaşma ve bu karar, sinemamıza şahsına münhasır bir yönetmenlik anlayışına sahip Ömer Kavur Sinemasını kazandırmakla beraber, Ömer Kavur'un dünyasını da tanımamızı sağlamıştır. Ömer Kavur sineması için şuna da değinmek gerekir ki Ömer Kavur filmleri, karakter hesaplaşmalarında ve karakterin sorgulamalarını resmederken sizi de kendi içsel hesaplaşmalarınıza yönlendirmekte oldukça başarılıdır. Bir yandan karakterin dünyasına girmişken bir yandan da kendi dünyanızda bazı sorgulamalara kapıları açmayı başarır. Filmin 25. Antalya Film Şenliğinden En İyi Film, En İyi Yönetmen, En İyi Görüntü Yönetmeni ve En İyi Erkek Oyuncu ödülü bulunmaktadır.