Pedro Almodovar'dan Bir Otobiyografi: Acı ve Zafer

Pedro Almodovar'dan Bir Otobiyografi: Acı ve Zafer
  • 1
    0
    0
    0
  • Antonio Banderas’a Cannes Film Festivali'nde En İyi Erkek Oyuncu ödülünü getiren Acı ve Zafer (Dolor y Gloria/Pain and Glory), ünlü yönetmen Pedro Almodovar’ın kendi hayatından kesitler sunduğu kişisel bir başyapıt. Banderas’ın oyunculuğu filmi başarılı yapan temel unsurlardan biri. Banderas, kendi çizgisinde ve yönlendirmeye de pek pay bırakmadan seyirci için empati yapmayı mümkün kılan bir karakter yaratmış. Açık ve cüretkâr tonların kullanımı özellikle Salvador'un giyim tarzını Almadovar'ınkiyle eşlemesi bakımından bir görsel şölen oluşturuyor. Neredeyse bütün yönleriyle Pedro Almodovar’ın bir yansıması olan Salvador Mallo karakteri, iyi yıllarını geride bırakmış, emekli olmayı düşünen başarılı bir yönetmen. Hikâye ise boğuştuğu hastalıklar, eroin ve geçmişi arasında gidip geliyor. Bu gidip gelme, flashback’ler aracılığıyla, ustaca bir kurgu içerisine yediriliyor. Salvador’un eskiden beraber çalıştığı oyuncu Alberto Crespo (Asier Etxeandia) ile yıllar sonra yüzleşmesi ve uyuşturucu almaya başlamasının ardından bir tesadüfler silsilesi içinde bir zamanlar yaşadığı tutku dolu aşkın yeniden karşısına çıkması, çocukken çizilmiş portresini bir resim sergisinde görmesi, onu bir aydınlanmaya, hayata yeniden tutunmak için bir ışığa doğru sürüklüyor. Film, havuzun içinde çıplak halde oturan Salvador’un görüntüsü ile başlıyor. Vücudunda boydan boya bir ameliyat izi duruyor. Bakışları yorgun, yüzü çökmüş, her haliyle bitkin bir izlenim bırakıyor. Daha sonra öğreniyoruz ki uzun zamandır migren, depresyon, öksürük krizleri ve daha nice acı ile boğuşan, yaratma krizine girmiş bir yönetmen portresi çiziliyor: Almodovar’ın portresi. Sonrasında yaşanan her şey, Almodovar’ın bir teşekkür selamı aslında. Onu bugün olduğu yere getiren insanları, yakın bir dosta anlatırmışçasına samimi ve sıcacık bir kurguyla anıyor. Annesinin (Penelope Cruz) ona iyi bir gelecek sunmak için sarf ettiği çaba, okuma yazma öğrettiği boyacı çırağı Eduardo (César Vicente) ile “ilk arzu”yu deneyimlemesi, Federico (Leonardo Sbaraglia) ile yaşadığı tutkulu aşk, Alberto ile yaşadığı sanatsal çatışma bir yapbozun parçaları gibi Salvador’un hayatını ve başarısının kaynağını tamamlıyor. Filmin şaşırtıcı sonu ise mutlu bir ayrılış, daha da önemlisi başka Salvador’lar için bir ümit ışığı olma niteliği taşıyor. Almodovar’ın bu eseri, bir teşekkür konuşması olmanın yanında yaratma krizinin kaynağına inmek, “arzu”yu oradan çekip çıkartmak amacı da taşıyor. Kanımca Salvador’un daha sonra çekeceği filmin adının “İlk Arzu” olması, 70 yaşına basmış Almodovar’ın arzuyu ve hayret etme yetisini yitirdiğine vurgu yapıyor. Pedro Almodovar’ın çizdiği otoporte kendi içinde bir otobiyografi olarak kalmıyor, seyirciyi içine çekmeyi, acıya ve zafere ortak etmeyi çok iyi başarıyor. Acı ve Zafer, canlı renkler ve koyu tonların, melodram ve neşenin iç içe geçtiği bir renk cümbüşü içerisinde zekice bir kurgu, iyi bir Almodovar filmi.

    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.