Çağdaş Türk Edebiyatından Aşka Dair 10 Şiir

Çağdaş Türk Edebiyatından Aşka Dair 10 Şiir
  • 15
    0
    0
    0
  • ''Nedir aşk? Yoğun bir sevgi ve bağlılık mı? Bir varoluş nedeni, yaşamsal bir gereksinme mi? Yaşamı anlamlı kılan bir iletişim türü mü? Değişik bir yaşam biçimi mi? Aşırı duygulanımdan doğan bir hastalık mı yoksa? Arzu ve tutkuyla coşan bir cinsel etkinlik mi? Bir saygı tutumu, dostluk, hayranlık duyguları mı? Bir oyun mu, bir aldanış, bir yanılsama mı? Belki bunların tümü. Çünkü insana özgü...'' Aşk edebiyatın, müziğin aslında sanatın çoğu alanının en büyük ilham kaynağı. Var olduğu günden bu yana insanlık olarak onu tanımlamaya çalışıyoruz fakat ortak bir yargıya varamıyoruz çünkü herkesin yaşadığı aşk bambaşka. Önemli olan onu kelimelere sığdırmak yerine, hayatımıza getirdiği güzellikleri gerçekten hissetmek ve tadını çıkarmak belki de. Her insanın aşk için söyleyecek bir iki cümlesi vardır. Edebiyat var olduğundan beri şair ve yazarların da birbirinden güzel aşk tanımları olmuştur. Çağdaş Türk edebiyatımızın ünlü yazarlarının da aşka dair birbirinden güzel şiirleri var. Hepsi apayrı yaşanmışlıklara ve hikayelere dayanan bu şiirler belki de bir insanın en özel duygularını anlatabileceği en özel yol. Biz de sizin için edebiyatımızdan aşka dair on adet güzel şiir derledik. Keyifli okumalar diliyor, aşkın her zaman hayatınızda olmasını umuyoruz.

    Rıfat Ilgaz - Gidişini Anlatıyorum

    Sen gidiyorsun ya işine yetişmek için  Saçlarını, gözlerini, ellerini  Neyin varsa toplayıp gidiyorsun ya,  Her seferinde bir şey unutuyorsun sıcak  Termometrede yükselen çizgi çizgi  Kim bilir nerelerde soğuyorsun? Senin göz bebeklerin var ya kadın kadın gülen, İnsan insan bakan göz bebeklerin;  Beni tutsa tutsa gözlerin tutar ayakta,  Beni yıksa yıksa gözlerin yerle bir eder. Ne gelirse onlardan gelir bana,  Çalışma gücü yaşama direnci. Mutluluk gibi kazanılması zor,  Mutluluk gibi yitirilmesi kolay. Bir açarsın ki mutluyum,  Bir kaparsın her şey elimden gitmiş.

    Ülkü Tamer - Denizin Ve Aşkın Dalgaları

    Ölürsem senin bildiğin bir suya at beni, Dolaşayım bütün denizlerini yüreğinin, Kaplayan sessizlik olsun aşkımın dikenlerini. Çünkü denizin ve aşkın dalgaları Gözlerinin ölümsüz külüne çıkar, Senin göğsüne kıvrılır, tavşanlara kıvrılır, Yaşama kanı aydınlığa çıkar. Çıkar toprağımdan ülkemi, Uçayım çiftliklerine yüzünün, Gümüş ormanlarına gökyüzünün.

    Özdemir Asaf - Tentation

    Bana yaşadığın şehrin kapılarını aç, Sana diyeceklerim söylemekle bitmez. Yıllardır yaşamamdan çaldığım zamanlar, Adına düğümlendi. Bana yaşadığın şehrin kapılarını aç, Başka şehirleri özleyelim orada seninle. Bu evler, bu sokaklar, bu meydanlar, İkimize yetmez.

    Aziz Nesin - Bağışla

    Ya zamanından çok erken gelirim,  Dünyaya geldiğim gibi. Ya zamanından çok geç, Seni bu yaşta sevdiğim gibi. Mutluluğa hep geç kalırım,  Hep erken giderim mutsuzluğa. Ya her şey bitmiştir çoktan, Ya hiçbir şey başlamamış.  Öyle bir zamanına geldim ki yaşamın, Ölüme erken seviye geç. Yine gecikmişim bağışla sevgilim,  Seviye on kala ölüme beş.

    Necip Fazıl Kısakürek - Tüten Ruh

    Sana ey kanımda eriyen kadın, Can nasıl dayansın, nasıl dayansın? Mezara çekmekse beni maksadın, Önümde o siyah gözlerin yansın. Bir sütun alevsin, bir sütun duman, Yalnız seni görür gözünü yuman. Senden ateşine bir deva uman Bari gitsin kara toprağa kansın. Bir çukur solumda, bir taş sağımda Kabre girdiğim gün bu genç yaşımda Öyle bir yüksel ki sen toprağımda Görenler ruhumu tütüyor sansın. 

    Melih Cevdet Anday - Sevincim

    Seni dün gördüm pencerende Sevincim hiç yoktan sabah ki ağrır Ya seni, ya dün, ya pencerede. Aynı kentte yaşadığımızı biliyorum, Seni gördükçe pencerede Hem seni, hem dün, hem pencerede. Sevincim hiç yoktan pencerede Bir kent ki ağrıdıkça ağrır Hep seni, hep dün, hep pencerede. Aynı kentte yaşadığımızı biliyorum Sevincim ağrıdıkça pencerede.

    Attila İlhan - Böyle Bir Sevmek

    Ne kadınlar sevdim zaten yoktular. Yağmur giyerlerdi sonbaharla bir Azıcık okşasam sanki çocuktular, Bıraksam korkudan gözleri sislenir. Ne kadınlar sevdim zaten yoktular, Böyle bir sevmek görülmemiştir. Hayır sanmayın ki beni unuttular, Hala ara sıra mektupları gelir. Gerçek değildiler birer umuttular, Eski bir şarkı belki bir şiir Ne kadınlar sevdim zaten yoktular Böyle bir sevmek görülmemiştir. Yalnızlıklarımda elimden tuttular, Uzak fısıltıları içimi ürpertir. Sanki gökyüzünde bir buluttular Nereye kayboldular şimdi kim bilir Ne kadınlar sevdim zaten yoktular Böyle bir sevmek görülmemiştir.

    Edip Cansever - Ihlamur Bardağını

    Ihlamur bardağını yana itince, Başını kaldırınca ıslak saç kokusundan Olgun bir kayısının içeriğidir sende Senin gözlerin. Dün akşam yere serili gölgen, Bu akşamki gölgenle üst üste. Cebinde bir avuç ayçiçeği Geri donmuş dünden nasıl döndüyse. Mutluluğun sana verdiği tatili yaşıyor, Bir açılıp bir kapanıyor kirpiklerin. Bilmem alınır mısın söylersem Unutulmuş bir çirkinlikten başlıyor güzelliğin.

    Ümit Yaşar Oğuzcan - Ümitsiz Aşklar İçin

    Ben ümitsiz aşklar için yaratılmışım, Ayrılıklar için, sonsuz kederler için. Ne zaman ta derinden sevsem bir kadını Ezilmeli yeni açmış gülleri kalbimin. En güçlü zehir olmalı aşk dediğin, Alkol gibi damarlarıma yürümeli Sarmalı her yanımı gece olunca İçimde bir çıbancasına büyümeli. İnsan sevince her gün bir kez ölmeli, Her gün bir başka yerine saplanmalı o kurşun. Yollara düşmeli, perişan, deli divane Erimeli potasında o garip var oluşun. Böyle gitgide derinlere çeker o bataklık Orada ölümsüz olur nice kara sevdalı. Sevmek, hiç sevilmeden; korkunç güzel Aşk dediğin karşılıksız olmalı.

    Gülten Akın - Seni Sevdim

    Seni sevdim, seni birdenbire değil usul usul sevdim. "Uyandım bir sabah" gibi değil, öyle değil Nasıl yürür özsu dal uçlarına Ve günışığı sislerden düşsel ovalara Susuzdu, suya değdi dudaklarım seni sevdim. Mevsim kirazlardan eriklerden geçti yaza döndü, Yitik ceren arayı arayı anasını buldu, Adın ölmezlendi bir ağız da benden geçerek, Soludum, üfledim,yaprak pırpırlandı Ağustos dindi Seni sevdim, sevgilerim senden geçerek bütünlendi. Seni sevdim, küçük yuvarlak adamlar, Ve onların yoğun boyunlu kadınları. Düz gitmeden önce ülkeyi bir baştan bir başa Yalana yaslanmış bir çeşit erk kurulmadan önce Köprüler ve yollar tahviller senetler hükmünde Dışa açılmadan önce içe açılmadan önce kapanmadan önce Nehirlerimiz ve dağlarımız ve başka başka nelerimiz Senet senet satılmadan önce Şirketler vakıflar ocaklar kutsal kılınıp Tanrı parsellenip kapatılmadan önce Seni sevdim. Artık tek mümkünüm sensin.     Kaynak: Çağdaş Türk Edebiyatında Unutulamayan Aşk Şiirleri Antolojisi/Emine Kerse/Akdeniz Kitabevi/12.Basım

    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.