İMGELERİN İHANETİ (THE TREACHERY OF IMAGES)
“Sınırlarımı kesin çizgilerle tanımaktan çok korkarım.” René François Ghislain Magritte, tüm zamanların uluslararası üne sahip bir sürrealist sanatçısıydı, ancak 50'li yaşlarında, sonunda çalışmaları için bir çeşit şöhret ve tanıma elde edebildi. Gerçeküstü resmin en önemli temsilcileri arasında yer alan Rene Magritte, 1898 yılında Belçika da doğdu. Brüksel Güzel Sanatlar okulunda eğitim alan sanatçı, kübizm ve fütürizm etkisinden sonra 1920’lerde gerçek üstü (sürrealist) resimler yapmaya başladı. Sürrealistlere göre bilinçaltı; toplum, ahlak, din ve yasa gibi zorunluluk öğeleri ile oluşur. Bilinçaltını oluşturan etkiler ise çeşitli durumlarda açığa çıkar. Rüyalar sürrealistlere göre tamamen bilinçaltından meydana gelmektedir. Freud’un psikanaliz fikirlerinden etkilenen gerçeküstücü sanatçılar için bilinçaltını ortaya çıkarmak en temel amaçtır. Sürrealizm; aklın, geleneklerin, alışkanlıkların denetiminden uzak, bilinçaltı gerçeklerini yansıtan yani bilinen gerçekle bağını kesip kendince bir gerçek yaratmak amacını güden edebiyat ve sanat akımıdır. Magritte 30 yaşındayken İmgelerin İhaneti’ni resmetmiştir. Tablo bir pipoyu gösterir fakat pipo resminin altına Magritte tarafından, Fransızca " Ceci n'est pas une pipe" yani “Bu bir pipo değildir." yazılmıştır. Resim bir pipo değil, bir pipo görüntüsüdür. Sürrealizmin bu şaheseri, nesnelerin kelimelere ve görüntülere karşılık geldiği geleneksel kavramdan üç yönlü bir paradoks yaratır. Sanatçı bunu, algımızın otoritesine meydan okumak için yapmıştır. “Benim resimlerim hiçbir şey anlatmayan görsel imgelerdir. Akla gizemi getirirler. Doğrusunu isterseniz, benim resimlerimi gören biri kendi kendine şu basit soruyu sorar: ‘Bunun manası ne?’ O resmin bir manası yoktur. Çünkü zaten gizem de aslında hiçbir şeydir, bilinmeyendir.” Pipo çiziminin hemen altında, ‘pipo değildir’ ifadesinin bulunması ilk bakışta bir çelişki uyandırmaktadır. Pipo resmi ve bu çizimin altındaki yazı birbiriyle çelişirken, iki ayrı temsil ögesi bu şekilde bir araya getirilerek alışılmış anlamlandırma ilişkileri dışına çıkılmıştır. Resmin altındaki yazı resimdeki imgenin ne olduğunu söylemek yerine “ne olmadığını” belirtmektedir. Bir paradoks gibi duran şey, aslında bir pipo olmayan şeyin, bir pipo imgesi olduğundan daha öteye gitmektedir. Özetle; sanatçının “Bu bir pipo değildir.” derken kastettiği şey aslında tablonun bir “pipo resmi” olduğudur. Yani imge sadece bir gerçek temsilcisidir; gerçekten içi tütünle doldurup, yakılıp, tütün dumanı çekilebilecek bir pipo değildir. Bu bağlamda imgenin temsil ettiği nesneyle doğrudan bir ilişkisi olduğu ve dilsel gösterge yoluyla bu ilişkinin sabitlendiği düşüncesi, Magritte’in resminde zayıflatılmaya çalışılmaktadır denilebilir. Görsel ve dilsel olan göstergeler arasındaki ilişkinin de kompleks yapısı böylece ortaya konulmaktadır. Bir bakıma görsel ve dilsel olan arasındaki ilişki koparılmaktadır. Dil ve gerçeklik, sözcük ve nesne arasındaki kopukluk sorunu, kendisini bu bağlamda gösterir. Sürrealist hareketle ilişkili diğer sanatçılar ve şairler gibi, Magritte de burjuva toplumunun baskıcı rasyonalizmi olarak gördüğü şeyi devirmeye çalıştı. Bu temel yıllarda yaptığı sanat, zaman zaman şiddet, sık sık rahatsız edici ve süreksizliklerle doludur. Nesnelerin yanlış adlandırılmasını, iki katına çıkarılmasını ve tekrarlanmasını, yansıtılmasını ve gizlenmesini sürekli olarak dil ve görsel temsil kurallarını sorguladı. Doğa ve yapaylık, hakikat ve kurgu, gerçeklik ve sürrealite arasındaki bu yıllarda sürdürülen kalıcı gerginlik Magritte sanatının derin başarılarından biridir. Salvador Dali tarafından Belleğin Azmi (Persistence of Memory) ile birlikte, İmgelerin İhaneti sürrealizm hareketinin en ikonik görüntüleri haline gelmiştir. René François Ghislain Magritte imzalı İmgelerin İhaneti tablosu, Los Angeles County Sanat Müzesi’nde ( Los Angeles County Museum of Art) sergilenmektedir.
Serinin diğer yazısına buradan ulaşabilirsiniz.
Yazılarınızdan gözlemlediğim kadarıyla sanata olan ilginiz oldukça fazla ve aktarış biçiminiz, biz okuyucular için de merak uyandırıyor. Özellikle bu seriyi çok başarılı buldum, umarım en yakın zamanda devamı gelir.