Leonardo Da Vinci'nin Tüm Dünyayı Büyüleyen Eseri "Son Akşam Yemeği"

Leonardo Da Vinci'nin Tüm Dünyayı Büyüleyen Eseri "Son Akşam Yemeği"
  • 2
    0
    0
    1
  • Öncelikle, sizi sıkmadan, kısaca Da Vinci'den bahsetmek istiyoruz; Leonardo da Vinci İtalya’da, Toscana Vadisi'nin Anchiano kasabasında 1453 yılında dünyaya gelmiştir. Da Vinci kelimenin tam anlamıyla bir İtalyan Rönesans sanatçısıdır. Kendisi sadece dünyanın en ünlü tablosunun ardındaki kişi değil, aynı zamanda kendi kendini geliştirerek heykel, mimari, müzik, mühendislik, coğrafya ve yazıya kadar uzanan geniş bir yelpazede özel yeteneklerini sergilemiştir. Kendisi "Rönesans İnsanı" diye tanımlanan insan türü için model kabul edilir. Bu yazımızda sırlarla ve mesajlarla dolu olan "Son Akşam Yemeği" tablosunu inceleyeceğiz. Öncelikle bu tablo dünyanın üzerinde en çok çalışılmış tablolarından biri olmakla birlikte, milyonlarca insan tarafından da bilinmektedir. Tablonun orijinali oldukça büyük boyutta, Milano’da Santa-Maria delle - Grazie’nin yemek salonunda, 9.10 X 4.20 ölçüsünde bir freskodur. Hz. İsa'nın Romalı askerlerce tutuklanmasından bir gün önce, havarileriyle yediği son akşam yemeğinin tasvir edildiği eser aslında tek değildi. Sanat eserinin biricikliği kavramını yıkan bu durumun nedeni ise başka ressamların da aynı temada eserler üretmesiydi fakat Da Vinci'nin yarattığı başyapıt içindeki gizemlerle birlikte hepsinin önüne geçerek biricik bir ikon olmayı başardı. İncil'de Son Akşam Yemeği Hz. İsa ve havarilerinin kutsal kaseden şarap içip ekmek yemeleri şeklinde tasvir edilmektedir. Ancak, Da Vinci'nin tablosunda ne kase, ne şarap ne de ekmek görülmekte. Bu durum Hristiyan dünyasında tartışmalara yol açmıştır.

    Geleceği Gören Sanatçı

    Daha da ötesi o tarih itibariyle Hz. İsa ve havarilerin bir masa etrafında sandalyelerde oturması da imkansızdır. Bu çok daha sonra gelişen bir kültürdür. Böylece ressamımız dünyanın geleceğini veya kültürlerin ileri seviyelerini, hiç görülmemiş bir farklılık ile anlatarak kendi eserini diğerlerinin önüne geçirecek etkenlere bir yenisini daha eklemiştir.  Hz. İsa'nın yanında olan kişilerin kim olduğu konusu bir başka tartışma konusu olmuştur. 2003 yılında piyasa çıkan Da Vinci Şifresi adlı romanın ortaya çıkardığı bir yoruma göre İsa'nın solundaki figür aslında havari Yuhanna değil Mecdelli Meryem'di. Yine bazılarının iddiasına göre ilk komünyonda (efkaristiya) İsa'nın kanını taşıyan Kutsal Kase'yi simgeleyen  bir kadehin frekste açıkça yer almaması, Da Vinci'nin Mecdelli Meryem'in aslında İsa'nın eşi olduğuna ve bir çocuk suretinde onun kanını taşıdığına inandığını ima etmektedir... Evet, tablo İsa’nın yakalanıp çarmıha gerilmeden önce havarileriyle olan son akşam yemeğini tasvir ediyor fakat; Leonardo Da Vinci bize İsa’nın arkadaşlarından birinin ona ihanet edeceğini bildiğini açıklamasından hemen sonraki tepkileri yansıtmak istedi. Sol baştki üçlü: Bartholomew, Alphaeus oğlu James ve Andrew, olay karşısında şaşırırlar ve sorgulayıcı davranışlar sergilerler. İsa'nın hemen solunda yer alan üçlü gruptan en dikkat çekici olanı İsa'ya ihanet etmiş olan Yahuda'dır. Sırrının açığa çıkmasından dolayı korkmuş ve telaşlanıp geri çekilmiştir. Geri çekilirken sağ kolu ile hemen önündeki tuzluğu devirmektedir. Bu tuzluk devirme davranışı; Yakındoğu'da sahibine ihanet etmek anlamına gelir. Sağ elinde bir kese vardır bu da ihanetinin karşılığını Romalılardan aldığının göstergesidir ve tam resme baktığımızda resimdeki herkesin yüzü aydınlıkken sadece birinin yüzü karanlıkta kaldığını görürüz. O şanslı kişi de tabi ki Yahuda! Onun hemen ardında yer alan Peter, elinde bir bıçak tutmaktadır. Bu da birazdan odaya girecek Romalı askerlerden birinin kulağını bu bıçakla keseceği anlamına gelir. İsa'nın hemen sağındaki üçlüden; Thomas, Büyük James ve Philip, üzgün fakat aynı zamanda bir açıklama bekler gibi resmedilmiştir. En sağdaki grupta bulunan Matthew, Jude  Thaddeus ve Simon; Simon'a doğru dönen iki havarinin sorularına yanıt aramaktadır. İsa duruşu ile adeta bir üçgen çizmektedir. Ressamın eserini kusursuz ve çarpıcı kılan noktalardan biri de sıra dışı ve etkili perspektif kullanımıdır. Aynı zamanda muhteşem teknikleri resmi doğal kılmıştır. Leonardo Da Vinci 1495 - 1498 arasında yapılan Rönesans harikasının yapımına 3 yıl harcamıştır. Resim için gerekli yüzleri bulmaya çalışmış hatta Yahuda'nın yüzünü bulmakta zorlandığı için bir mahkumun modellik yapmasını istemiştir. Fakat mahkum aynı zamanda İsa'nın yüzü için de modellik yapmıştır. Bu yüzden tabloda Yahuda ve İsa'nın yüzleri aynıdır. Burada, bizce, sanatçı iyinin ve kötünün arasındaki çizgiyi anlatmak istemiş; iyi olmadan kötü, kötü olmadan iyi kavramının olmayacağını göstermek istemiş olabilir. Sonuçta böyle dahi ve kusursuz bir sanatçıdan her şey beklenir, öyle değil mi?

    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.