BlacKkKlansman: Kurgudan da Tuhaf Gerçek Bir Hikaye

BlacKkKlansman: Kurgudan da Tuhaf Gerçek Bir Hikaye
  • 0
    0
    0
    0
  • ABD’deki Afro-Amerikan komünitesinin maruz kaldığı ırkçılığı merkezine alan filmleriyle tanınan yönetmen Spike Lee, tür filmleri yaparak geçirdiği 2000’lerin ardından bir Ku Klux Klan hikayesini Trump Amerikası ile paralellikler kurarak anlattığı BlacKkKlansman ile büyük beğeni topladı. Lee bu filmiyle, siyahi yurttaşların maruz kaldığı ayrımcılığı aracısız ve korkusuz bir tavırla ele aldığı Do the Right Thing ve Jungle Fever gibi başyapıtlarındaki tavizsiz tavrını, günümüz Amerikasında da muhafaza ettiğini ispatlıyor. ‘Gerçek olaylardan uyarlanmıştır’ ifadesinin getirdiği hafiflikle, 'kurgudan da tuhaf' bir hikaye aracılığıyla bugünün gerçek olamayacak kadar tuhaf politik ve toplumsal iklimine ayna tutuyor.

    Image result for blackkklansman vs real

    Lee filminde; Colorado Springs’in ilk siyahi dedektifi olarak işe başlayan, genç ve idealist Ron Stallworth’un esas kimliğini gizleyerek yerel Ku Klux Klan (‘beyaz Amerika’ idealini savunan ırkçı bir örgüt) şubesine sızdığı ve örgütün lideriyle ilişki kurduğu süreci ele alıyor. 70'ler Amerikasında, başta Vietnam Savaşı olmak üzere hükümet politikalarını korkusuzca reddeden, korkunç bir önyargıyla savaşarak yaşamını ve mesleğini sürdürmeye çalışan Stallworth, o yılların Amerikan sinemasının çıkardığı 'blaxploitation' filmlerinin ana karakterlerini andırıyor biraz. "Black" (siyah) ve "exploitation" (istismar) kelimelerinden türeyen blaxploitation, hayatın çoğu alanında olduğu gibi sinemada da 'ezilen' siyahilerin, ana karakterler ve anlı şanlı kahramanlar olarak karşımıza çıktığı tür filmlerinden oluşuyor. Türün birkaç önemli örneğinden filmdeki karakterler de bizzat bahsediyor; Stallworth korkusuz tavırlarıyla ve giyim kuşamıyla Shaft serisinin ana karakteri John Shaft’ı andırıyor, Super Fly, Coffy, Cleopatra Jones gibi filmlerin bahsi geçerken perdede posterleri bile görünüyor. Irkçılık sorununa her filminde bir şekilde yer veren Lee’nin, Hollywood'da -Trump'a rağmen- benzer bir siyahi  rönesansın yaşandığı günümüzde, ırkçılık karşıtı mesajını nereye kadar götürebildiği ise tartışılır. Irkçılıktan muzdarip Amerikalıların bir kısmı Lee'nin mevzuyu alaya alan tavrını 'kaçak güreşmek' olarak yorumlarken bir kısmı da yönetmeni fazla idealist olmakla suçluyor. İdealizm dozunun kaçtığı anlar hakikaten mevcut, (kötülerin kaybettiği, barda geçen final sahnesi) ancak bu atışmalardan ortaya sağlam filmler çıktığını ve bu durumun biz sinemaseverlerin işine geldiğini de inkar edemeyiz.

    Image result for blackkklansman

    Bugünün Amerikan sinemasında ırkçılık sorunu, kendi içinde alt başlıklara sahip başka sorunlara yol açıyor, vakit geçtikçe daha da dallanıp budaklanıyor desek yanlış olmaz. 2017 yılının Oscar ödüllerinde En İyi Film ödülünün kazananı Moonlight, ekibinin çoğunu siyahi sektör emekçilerinin oluşturduğu bir dramaydı. Aynı sene vizyona giren bir korku filmi olan Get Out ise Amerikan vatandaşlarının sonradan kazandığı bu acımayla karışık temkinli ‘siz de bizdensiniz’ tavrını eleştiren zeka dolu bir tür filmiydi. Beyaz kız arkadaşının her fırsatta liberal olmakla övünen ailesiyle tanışmaya giden siyahi bir gencin hikayesini anlatan Get Out, sektörde benzer bir patlamanın yaşandığı 70’lerde vizyona giren başka bir filmin, Guess Who’s Coming To Dinner 'ın korku sosu eklenmiş haliydi.

    "Moonlight gibi filmlere büyük ödüller vererek eşitlikçi olduğunuzu ispatlayamazsınız" diyen bu filmi, aslen tamamen 'beyaz' bir şirket olan Disney'in ve Marvel Studios'un imzasını taşıyan süper kahraman filmi Black Panther izledi. Film ABD’de gişe rekortmeni olmakla kalmadı, afro-Amerikan komünitesinin belki de ilk kez kelimenin tam anlamıyla  anaakım bir filme, gerçek bir blockbuster'a kavuşmasını sağladı. Lee kendi filminde Ku Klux Klan üyelerinin hep birlikte bir sinema salonunda The Birth of a Nation adlı ırkçı sessiz filmi tezahüratlar eşliğinde izlediği bir sahneye de yer veriyor; burada yönetmenin, New York Üniversitesi'ndeki öğrencilik yıllarında, bu filmi ırkçı tarafına değinmeden anlatan profesörleri protesto etmek isterken neredeyse okuldan atılma tehlikesiyle karşı karşıya kaldığını da not düşelim. Yönetmen teknik anlamda birçok şeyi ilk kez başarmış 1915 tarihli yapımdan kendi intikamını da, filmin ABD'deki ırkçılık üzerindeki canlandırıcı etkisinden bahseden yaşlı konuşmacı karakterin sözleriyle alıyor: ''Birth of a Nation o dönem tam bir gişe filmiydi, Amerika'da o filmi izlemeyen kalmamıştı'' diyor karakter. Siyahi yönetmenlerin kendi gişe filmleriyle rekorlar kırabildiği günümüzde, Beyaz Saray'da ırkçılığı tescilli biri otururken bahsedilecek sorunlar çok daha kompleks olduğu için Get Out gibi akılcı filmler BlacKkKlansman'den daha "günümüze uygun" olsa da Lee'nin sinemasını özgün kılan tüm detayları içeren bu filmi izlemek, hayat görüşünü her fırsatta sanatına yansıtan yönetmenin, Trump'ı ve sürekli hortlayan ırkçılığı türlü yöntemlerle yerişini görmek çok keyifli. Lee'nin tam şu an yeni bir Marvel ve Sony Pictures prodüksiyonu olan süper kahraman filmi Nightwatch'u yönetmeye hazırlandığını da eklemeden geçmeyelim.

    Image result for blackkklansman Yönetmenin favori oyuncularından Denzel Washington'ın oğlu John David Washington ikna edici bir performans veriyor; Topher Grace, Laura Harrier, Corey Hawkins ve (bu kez biraz daha farklı bir Trump karikatürüyle karşımıza çıkan) Alec Baldwin de oldukça iyi. Girls, Paterson, son Scorsese filmi Silence ve yeni Star Wars üçlemesinden aşina olduğumuz Adam Driver ise çekingen ancak görev bilincini bir türlü yenemeyen Flip Zimmerman rolünde şahane. Filmin ırkçılığı küçümseyip absürt yönlerini öne çıkarmaya gayret eden tavrı ve taraf tutmaktan çekinmeyişi, bu 'kurgudan da tuhaf' hikayeye de yakışıyor doğrusu. Toplumda nelerin yanlış gittiğini tane tane, yer yer alaycılıkla anlatan BlacKkKlansman, Türkiye penceresinden de rahatlıkla yorumlanabilecek, vaktin hızla geçtiği keyifli ve düşündürücü bir seyirlik. Pek verimli geçmeyen Eylül-Ekim sezonunda sinemada izleyecek bir şeyler arayanlara tavsiye ederiz.

    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.