Advertisement
Advertisement

Dünya Sahnesinde Binlerce Yıl: Çin Şiir Sanatı

Dünya Sahnesinde Binlerce Yıl: Çin Şiir Sanatı
  • 2
    0
    0
    0
  • Bu içeriğimizde Çin şiirinin oluşumuna ve tarihçesine bir göz atacağız. Çin şiirinin gelişim aşamalarını ve sanatlarını etkileyen etmenleri inceleyecek, örneklendireceğiz. Şiir doğası gereği büyük yaşantıların büyük duygulanımların sözcüsüdür. Kitleleri peşinden sürükleyen büyük düşünürlerin, halk önderlerinin hayatlarının bir kısmında şiirle olan birlikteliklerinin sebebi de belki budur. Şiir geçmişi anlatırsa can yakar, geleceği anlatırsa umut verir. Halkların ortaklaşa ürettiği sözlü edebiyat ürünlerinde de bu etki vardır. Çin tarihi bu açıdan çok güçlüdür. Konfüçyüs'ten Mao'ya birçok ismin eylem ve söylemleri şiiri de barındırır. Yüzlerce yıllık tarihlerinden olsa gerek Çin şiiri içinden çıkılmaz bir okyanustur. Çağdaş Çin Şiiri genç bir şiirdir fakat tarihin ve coğrafyanın şahitlik ettiği yüklüce bir sanat birikimleri vardır. Bunda Türkler'in de payı elbette vardır. Eski Çin şiirlerinde geçen Türk boylarının adlarından, olaylar ve isimlerden de anlarız. Çin şiirinin bugün bilinen tarihi M.Ö. 1050 yıllarının öncelerinin beş klasik yapıtından biri olan "Şarkılar Kitabı" (Shih-Ching) ile başlasa da Çin tarihçileri ilk sanatların M.Ö. 2800'lerde başladığından bahsederler. "Şarkılar Kitabı" 300 şarkıyı içerir. Bu kitap M.Ö. 500'lerde Konfüçyüs tarafından diğer beş kitapla birlikte kendi düşünce sistemine göre yeniden yazılmıştır. Şarkılar Kitabı'ndaki şiirler daha sonraki şiirlere de kaynaklık edecektir. Bu şiirler 4'er sözcükten oluşan dizeleriyle 4'ler şiirinin temelini oluşturmuştur. Bunlar içerisinde iki dizelik şiirler de vardır. Genellikle aşk konulu şiirlerdir. Halk şarkıları olmalarına rağmen yazıya geçirilirken saray eğlencelerinin gereksinimlerine uygun bir şekilde yeniden ölçülendirilmişlerdir. Bu temel kitap ve yeniden yazılma sebebiyle Konfüçyüs Çin şiirinin babası olarak anılmaktadır. Şarkılar Kitabı'nda yer alan 4'ler şiirinden sonra M.Ö. 200 yılları ve sonralarında Çin şiirinde yeni biçimler görülür. Genellikle halk şarkıları olan ve 4'ler şiirinden kaynaklanan biçimlerdir bunlar. Fu şiiri, 5'ler şiiri, 7'ler şiiri, Yueh-fu'lar vb. şeklindedir. Fu şiiri, biçimsel, kuru sözcüklere dayanan serbest biçimde yazılmış şiirlerdir. İlk 5'ler şairi olarak Mei Sheng'in adı geçmektedir. 7'ler şiiri ilk kez Chang Heng tarafından yazılmış halk şarkılarıdır. Bu dönemin şiirle ilgili bilinen en önemli olayı tarihte bilinen ilk kitap yakma olayının, M.Ö. 200 yıllarında olmasıdır. M.Ö. 600-900 yıllarında Tang soyunun imparatorluğu zamanında, imparatorun koruyuculuğu ile Li Sao'nun Ode'leriyle başlayan çağdaş şiir en yüksek düzeyine ulaşmıştır.

    Mehtaplı Gece

    Bu gece Fuzhou’yu aydınlatırken ay,

    Yalnızlık sarar bir kadının odasını

    Ah, uzaklardaki küçük oğlum ve kızım!

    Anlamazlar ki annelerinin Changan’ı neden hatırladığını

    Mis kokulu bir buğu sarar ıslak saçlarını

    Ay aydınlığında üşür yeşim taşından kolları

    Ah, ne zaman dayanacağız pervaza birlikte

    ve neşe içinde,

    Ne zaman kuruyacak gözyaşlarımız?

    Du Fu

    Sonraki Sung soyu imparatorluğu sırasında ise durgunluk yaşanmıştır. Sonraki dönemlerde Türklerle yapılan savaşlar Çin'in Türk egemenliği altına girmesi şiirde de yeni bir anlayışı doğurmuştur. M.Ö. 400-500 yıllarında Kuzey şiiri ve Güney şiiri olarak iki biçim görülür. Kuzey şiiri daha çok Türklerin etkisindedir. Güney şiiri ise daha gelişmiş bir şiirdir. Çin konumu dolayısıyla sürekli sömürgeci ülkelerle uğraşmak zorunda kalmıştır. Çin şiirini bunlar ve Buddhacılık, Taoculuk gibi fikir akımları da etkilemiştir. Ancak köklü bir geçmişe dayanan Çin şiiri bütün baskılara direnmiş, kendi şeklini bulmuştur. Çin şiiri denilince 1949'da gerçekleştirilen Çin Devrimi, 1965-1969'larda gerçekleştirilen Çin Kültür Devrimi ve Mao sonrası Çin yapısı ve tüm bunların sanata, şiire etkisi tartışılarak, ortaya çıkan sonuç düşünülür. Çin Devrimi'nin önderi Mao bir şair ve yazar olarak yazını bir "devrim silahı" olarak değerlendiriyor ve çok öenm veriyordu. Hal böyle olunca Çin şiiri iyi bir temelle yeni anlayışları da baz alarak ilerlemiştir. Yeni şiir tek heceli olan ve seslere dayanan eski şiirden ayrılmış, batılı kaynaklardan yararlanmaya başlamıştır. Simgecilik akımının şiirde boy göstermesi 30'lara rastlar ve batı etkisine kanıt niteliğindedir. Çin'in tarihi değiştikçe yeni yönetim şekilleri, yeni ideolojiler ve fikirler ile tanıştıkça şiiri de değişim ve gelişim göstermiştir. Konu yelpazesi genişlemiş, yeni tarzlar girmiştir. Çin şiirinden birkaç örnek verecek olursak:

    Yağmur

    Gök gridir

       Bozbulanıktır toprak

    Yağmurun aralıksız dokuduğu ipek

       Gök ve toprak

    Sayısız yağmur incileriyle

       Süslüyor ağaçları

    Her inci gizleniyor

       Bir düşe

    Duygular sokağı ışır

       Üşüyen yıldızlarla

    Toprak beslenirdi

       Kırılan düşlerle

      YÜ KWANG-CHAN

    MEŞE'YE

    Seversem seni-

    Yapay çiçekler gibi olmayacağım asla,

    Senin yüce kollarında görüyorum kendimi;

    Seni seversem-

    Öykünmeyeceğim asla aşk çılgını kuşlara,

    Yeşil gölgelik için yineleniyor aynı tekdüze şarkı

    Baharla gelip

    Fışkırıyor serin rahatlık,

    Bir korkulu doruk

    Yüksekliğini, değerini çoğaltan.

    Günışığından farklı

    Bahar yağmurundan ayrı,

    Hiçbiri yetmez bunların!

    Bir kapokağacı olmalıyım,

    Bir ağaç biçiminde senin yanında,

    Köklerimiz örülüp-sarılır aşağıda,

    Bulutları üzer ayrılışlarımız,

    Birden esip geçmişi silince rüzgar

    Selamlayacağız diğerlerini,

    Başkaları olmaz

    Dilimizi anlayan.

    Bronz kolların olacak, demir gövden

    Bıçaklar, kıloç ve kargılar gibi

    İri kızıl güllerim olacak

    Yürekten bir ah gibi ağır ve derin

    Ya da yürekli alevleri

    Soğuk fırtınaları, yıldırımları

    Bölüşeceğiz sürekli

    Sisi, gülrenkli bulutları, gökkuşaklarını.

    Hep ayrılacağız gibi gelir

    Oysa hep güveneceğiz birbirimize.

    Bu engin aşkın çağrısıdır sadece

    Bağlılığın içinde olmak.

    Sevdiğim büyüklüğün değil yalnızca

    Durduğun yeri seviyorum hem de,

    Ayaklarının altındaki toprağı da!

                                                DENG SHAOJİ


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.