3 Nisan 1982 doğumlu Kanadalı oyuncu ve eski uluslararası model Cobie Smulders'ın şimdiye dek oynadığı tüm karakterleri düşündüğümüzde, Robin Scherbatsky şüphesiz en sevdiğimiz karakter oluyor. How I Met Your Mother'ın olmazsa olmazı; güzel, akıllı, komik ve daha pek çok fazlası bir karakter olan Robin'in tüm sahneleri öyle güzel ki! Böyle çok sevilen bir karakterin diziye kattığı sayısız güzellikten sadece 5 tanesini listeledik. Lafı çok uzatmadan hepimizi neşelendirecek maddelere geçelim. Keyifli okumalar.
1- Robin Sparkles
Bize göre, Robin Sparkles olayı tek başına bile Robin'i sevme nedeni olarak gösterilebilir. 2. sezonun "Slap Bet" bölümünde Barney, Robin'in alışveriş merkezleriyle olan sorununun kaynağını merak ediyor ve bunu araştırıyor. İyi ki de araştırıyor, çünkü altında yatan sebep, Robin'i "Robin" yapan en komik detaylardan biri oluyor. Robin'in utandığı ve kaçmak istediği Kanadalı pop yıldızı geçmişi bir türlü peşini bırakmıyor.
2-En güzel içki oyunu: "But um.."
Ted'in öğrencilerinin bulmuş olduğu bu oyunun temelinde Robin'in röportaj yaparken çok fazla duraksaması ve sürekli "but um" demesi yatıyor. Robin her "but um" dediğinde içki içiyorlar ve kolayca sarhoş olmuş oluyorlar. Bu oyunu öğrendikten sonra Robin, röportaj sonunda aralıksız "but um" diyor ve -bardakiler o kadar fazla içkiyi aralıksız içemeyecekleri için- oyun sonlanıyor.
3- Kanada şakaları
Robin, babası tarafından sert koşullara dayanıklı yetiştirilmiş, silah hastası bir Kanadalı. Silahlarla ve Kanada'yla ilgili konuşmalarına alıştığımız Robin, dizi boyunca o kadar fazla Kanada şakası yapıyor ve bu o kadar hoşumuza gidiyor ki, How I Met Your Mother dizisini Kanada şakasız düşünemiyor hale geliyoruz.
4- Patrice
Patrice, sadece Robin'le arkadaş olmak isteyen bir iş arkadaşı. Sürekli kibar davranıp yardım etmeye çalışması onu çok sinirlendiriyor ve Robin için bu durum, Patrice ismini bile çığlık atmadan söyleyemeyeceği kadar sinir bozucu hale geliyor. "Kimse senden yardım istemedi, Patrice!" repliğini öyle çok duyduk ki, doğal olarak bu cümle, Robin denildiğinde akla ilk gelen cümlelerden biri haline geliyor.
5- Barney ile dansı
Aslında Robin'in Barney ile olan sahnelerinden birini seçmek öyle zor ki. Birbirine aşırı benzemelerinin ve çok iyi anlaşmalarının yanı sıra, bize göre dizide izlediğimiz en güzel aşk hikayesi de onların hikayesiydi. Barney'nin Robin'e olan aşkını fark edip Lily'ye anlatışı, evlilik teklifi, dansları hepsi ayrı ayrı güzel. Robin ve Ted ilişkisi de çok güzeldi evet, ama Barney ile yakaladıkları bu mükemmel uyumu nasıl görmezden gelebiliriz?
Kaynak: 1,2
3 Nisan 1982 doğumlu Kanadalı oyuncu ve eski uluslararası model Cobie Smulders'ın şimdiye dek oynadığı tüm karakterleri düşündüğümüzde, Robin Scherbatsky şüphesiz en sevdiğimiz karakter oluyor. How I Met Your Mother'ın olmazsa olmazı; güzel, akıllı, komik ve daha pek çok fazlası bir karakter olan Robin'in tüm sahneleri öyle güzel ki! Böyle çok sevilen bir karakterin diziye kattığı sayısız güzellikten sadece 5 tanesini listeledik. Lafı çok uzatmadan hepimizi neşelendirecek maddelere geçelim. Keyifli okumalar.
1- Robin Sparkles
Bize göre, Robin Sparkles olayı tek başına bile Robin'i sevme nedeni olarak gösterilebilir. 2. sezonun "Slap Bet" bölümünde Barney, Robin'in alışveriş merkezleriyle olan sorununun kaynağını merak ediyor ve bunu araştırıyor. İyi ki de araştırıyor, çünkü altında yatan sebep, Robin'i "Robin" yapan en komik detaylardan biri oluyor. Robin'in utandığı ve kaçmak istediği Kanadalı pop yıldızı geçmişi bir türlü peşini bırakmıyor.
2-En güzel içki oyunu: "But um.."
Ted'in öğrencilerinin bulmuş olduğu bu oyunun temelinde Robin'in röportaj yaparken çok fazla duraksaması ve sürekli "but um" demesi yatıyor. Robin her "but um" dediğinde içki içiyorlar ve kolayca sarhoş olmuş oluyorlar. Bu oyunu öğrendikten sonra Robin, röportaj sonunda aralıksız "but um" diyor ve -bardakiler o kadar fazla içkiyi aralıksız içemeyecekleri için- oyun sonlanıyor.
3- Kanada şakaları
Robin, babası tarafından sert koşullara dayanıklı yetiştirilmiş, silah hastası bir Kanadalı. Silahlarla ve Kanada'yla ilgili konuşmalarına alıştığımız Robin, dizi boyunca o kadar fazla Kanada şakası yapıyor ve bu o kadar hoşumuza gidiyor ki, How I Met Your Mother dizisini Kanada şakasız düşünemiyor hale geliyoruz.
4- Patrice
Patrice, sadece Robin'le arkadaş olmak isteyen bir iş arkadaşı. Sürekli kibar davranıp yardım etmeye çalışması onu çok sinirlendiriyor ve Robin için bu durum, Patrice ismini bile çığlık atmadan söyleyemeyeceği kadar sinir bozucu hale geliyor. "Kimse senden yardım istemedi, Patrice!" repliğini öyle çok duyduk ki, doğal olarak bu cümle, Robin denildiğinde akla ilk gelen cümlelerden biri haline geliyor.
5- Barney ile dansı
Aslında Robin'in Barney ile olan sahnelerinden birini seçmek öyle zor ki. Birbirine aşırı benzemelerinin ve çok iyi anlaşmalarının yanı sıra, bize göre dizide izlediğimiz en güzel aşk hikayesi de onların hikayesiydi. Barney'nin Robin'e olan aşkını fark edip Lily'ye anlatışı, evlilik teklifi, dansları hepsi ayrı ayrı güzel. Robin ve Ted ilişkisi de çok güzeldi evet, ama Barney ile yakaladıkları bu mükemmel uyumu nasıl görmezden gelebiliriz?
Kaynak: 1,2
Yorum Bırakın