"Biraz ölsek mi?"
Fantastic Beasts: The Crimes of Grindelwald filminin seyirciyle buluşmasına fazla zaman kalmadı. İlk filmin sonuna dek gizli kalan ve ikinci filmimizin ana rollerinden birini üstlenecek Gellert Grindelwald'ı biraz inceleyelim istedik. İşte gençliği, yetenekleri, Dumbledore ile ilişkisi, düellodan sonraki hayatı ve ölümü ile Gellert Grindelwald...
“Gelmiş Geçmiş En Tehlikeli Karanlık Büyücüler listesinin birinci sırasını yalnızca bir kuşak sonra gelen Kim-Olduğunu-Bilirsin-Sen tahtını elinden aldığı için kaybetmiştir.”
– Albus Dumbledore’un Hayatı ve Yalanları
1883 yılında dünyaya gelen Gellert Grindelwald, Voldemort sihir dünyasında dehşet salmaya başlamadan önce, en büyük ve en güçlü karanlık büyücülerden biriydi. Melez veya safkan olduğu düşünülen Gellert, üç büyük büyücü okulundan biri olan Durmstrang Enstitüsü'nde eğitim görüyordu. Oldukça yetenekli olan Gellert; okulun güç takıntılı ve karanlık aurasıyla bir bütün içerisinde olsa da ilgi çekici kişiliği, alımlı, neşeli ve çılgın mizacıyla Enstitü'nün katı kurallarına pek de uygun bir aday sayılmazdı. Ayrıca birçok yetenekli büyücü gibi o da Karanlık Sanatlar'a fazlasıyla düşkündü. Grindelwald 6. sınıfa geldiğinde Enstitü, onun sapkın deneylerine ve diğer öğrencilerin hayatını tehdit eden davranışlarına karşı daha fazla sabremedi. Böylece genç Grindelwald okuldan atıldı. Tarihe ve güçlü sihirli nesnelere ilgisi bulunan Gellert'ın Ölüm Yadigarları'ndan haberdar olması uzun sürmemişti. Duyduğu hayranlık nedeniyle Ölüm Yadigarları'nın amblemini kendi işareti olarak benimsemiş ve atılmadan önce okulun duvarlarına kazımıştı.
“Yüreğimin derinliklerinde Gellert Grindelwald’un ne olduğunu biliyor muydum? Sanırım biliyordum, ama gözlerimi kapatmıştım.” – Albus Dumbledoreİki gencin çok fazla ortak noktası vardı. Akıllı ve yetenekli bu büyücüler aynı zamanda idealist ve hırslıydı. Kısa zamanda çok yakın oldular. J.K. Rowling bu konuda yaptığı açıklamalarda Albus'un Gellert'a karşı hislerinin olduğunu, onun da bunun farkında olduğunu belirtmiştir. İnsanları manipüle etme konusunda oldukça iyi olan Gellert'ın bu ilgiyi hedefleri doğrultusunda kullandığını varsaymak da yanlış olmaz. Bu hırslı gençlerin iki büyük hedefi vardı; ikisinin de kafayı taktığı Ölüm Yadigarları'nı bulmak ve Gizlilik Statüsü'nü bozarak büyücülerin dünyaya açılmasını sağlamak. Ne yazık ki bunlar için motivasyonları oldukça farklıydı. Grindelwald, Ölüm Yadigarları'nı ele geçirerek ölümün efendisi olmak ve inferilerden bir ordu yaratmak istiyordu. Dumbledore ise etraftaki gençlerin kız kardeşi Ariana'ya zorbalık etmesini durdurmak istiyordu. Ariana sakin bir mizaca sahip olsa da bastırdığı sihir gücünden dolayı dengesiz bir durumdaydı. Babası Ariana'ya kötü davrananlardan aldığı intikamdan dolayı Azkaban'a gönderilmiş ve annesi Ariana'nın sebep olduğu bir kazada hayatını kaybetmişti. Diriltme Taşı'nı bularak ailesini geri getirmek ve sahip olacağı güçle sevdiği insanları zulümden kurtarmak isteyen Dumbledore'un sebepleri daha masumdu. İkisi hedeflerini ortak bir isim altında buluşturmuştu.
Çoğunluğun iyiliği için.




“Fakat ben kendimi genç büyücülerin eğİtimiyle meşgul ederken, Grindelwald bir ordu kuruyordu. Onun benden korktuğunu söylüyorlardı, belki doğruydu da, ama benim ondan korktuğum kadar değildir sanırım… Korktuğum şey hakikatti. Çünkü o korkunç dövüşte aslında hangimizin kız kardeşimi öldüren laneti yaptığını hiçbir zaman bilmemiştim… Sanırım o da bunu biliyordu, beni neyin korkuttuğunu biliyordu. Onunla karşılaşmayı erteledim de erteledim, ta ki daha fazla direnmenin artık fazla utanç verici olacağı noktaya kadar. İnsanlar ölüyordu ve o durdurulamazmış gibi görünüyordu, yapabileceğimi yapmak zorundaydım.” -Albus Dumbledore53 yıl sonra, Voldemort'un Mürver Asa arayışı onu Nurmengard'a, Grindelwald'a getirmişti. Grindelwald ise ona asanın yerini söylemedi ve onunla "öldür beni" sözleri ile açıkça alay etti. Bunun sebebini tam bilemesek de belki geçmişe yönelik bir vicdan azabı belki de eski dostunun hatırasına bir saygı olabilir. Ondan bilgi alamayan Voldemort, Öldüren Lanet ile Grindelwald'ın hayatına son verdi. Güçlü bir Zihnefendar olan Voldemort'un ondan bilgi alamaması Grindelwald'ın bir Zihinbendar olarak ne kadar yetenekli olduğunun kanıtıydı.

“Öldür beni öyleyse, Voldemort, ölümü memnuniyetle karşılarım! Ama ölümüm sana aradığın şeyi getirmeyecek… Anlamadığın o kadar çok şey var ki…”
Kaynak: 1, 2
Yorum Bırakın