DC evreninin akla ilk gelen unutulmaz kötü karakteri herhalde Joker'dir. Eh Joker deyince de akla Batman'den sonra ilk Harley Quinn gelir. Joker ile Harley Quinn'in arasındaki ilişki pek çok çizgi romanda, oyunda, filmde ele alınmış bir konu. Lakin DC'nin son filmlerinden olan Suicide Squad filminde bu ilişki olduğundan bambaşka şekilde biz izleyiciye yansıtılmış. Joker mükemmel bir aşık ve sevdiği kadın için her şeyi yapabilir gibi gösterilmiş izleyiciye. Lakin bu tamamen yalan, hele de karakterin orijinalini bilen birisi için. Tıpkı Türk toplumunda dışarıdan baktığımızda adam akıllı karısını seven bir adam gibi duran insanın da aslında karısını döven bir adam oluşu gibi Joker. Böyle bakıldığında güzel bir yansıtma tabi ki. Zira evin içerinde olan biteni nasıl dışarıdaki bir göz bilemezse, biz seyirci de sadece beyaz perdeye yansıtılanı, yani gördüğümüzü bilebiliyoruz. Bu içeriğimizde, günün anlam ve önemini göz önüne alarak sizlere Joker ile Harley Quinn'in hikayesi üzerinden toplumumuzda eşinden şiddet gören kadınları hatırlatalım istedik.
Joker'in hayat arkadaşı Harley Quinn'e onu sevdiği bahanesi ile neler yaptığını, neler çektirdiğini hemen gözler önüne serelim:
Joker'in bir esprisini tam olarak anlamadığı için Harley Quinn'i boğduğunu biliyor muydunuz? Ancak son nefeslerinde Harley Quinn'in yalvarması üzerine durmuştur Joker. Belki birkaç saniye daha boğazı sıkılsaydı Harley Quinn'in ölecekti. Sadece birkaç saniyecik ile hayatta kaldı. Üçüncü sayfada sıradan bir haber olarak çıkacaktı. Üçüncü sayfa haberi demişken, Joker'İn Harley Quinn'i öldürecek kadar dövüp sonra da silahı ile vurup, ölüme terk ettiğini biliyor muydunuz? Hem de ne için... Hiçbir şey. Zaten hiçbir şey de bunun bahanesi olamaz! Peki Harley Quinn'in Deadshot ile arasında romantik bir şeyler olduğunu öğrendiğinde, kıskançlıktan onun suratına yumruk attığını biliyor muydunuz? Ya da canı sıkıldığı için Harley'i camdan atıp sonra sanki hiçbir şey olmamış, onun hastane de olmasının sebebi kendi değilmiş gibi hastaneye "geçmiş olsun" kartı yolladığını... Her seferinde, Harley ona baş kaldırdığında veya gitmek istediğinde, onu duygusal olarak manipüle edip (bir daha yapmayacağım, özür dilerim gibi boş vaatler) kalmaya ikna ettiğini ve yine aynı olayların tekrarlandığını biliyor muydunuz? Harley'in bunca şeye rağmen Joker ile kaldığını...
Türkiye'de kadın olmak zor. Tıpkı Harley gibi eşinin dediği bir şeyi anlamasa şiddete maruz kalacak kadınlar var. Ya da eşinin canı sıkıldığı için dövülen. Ya da eşi tarafından her gün evde şiddete maruz kalan ama sokağa çıktılar mı hiçbir şey yok gibi gösterilen. Ya da gördüğü zulümden bıkan, evini terk etmek isteyen ama her gün "Özür dilerim, bir daha yapmayacağıma kanan" binlerce kadın var.
Peki ne için? Kimin için? Türkiye'de kaç kadın sizce eşinden şiddet görmemek, laf yememek ve hatta öldürülmemek için susuyor dersiniz? Kaç kadın her sabah "Allah'ım ne olur bugün bana vurmasın" diye dua ederek uyanıyor? Kaçı olur ya o gün öldürülürse diye sanki her gün o günü son günüymüş gibi uyanıyor? Kaçı eşinin tekrar vurmasından korktuğu için morluklarını herkesten saklıyor? Kaçı gözyaşları içinde her gece uykuya dalıyor... Çok mu soru soruyoruz. Düşünün diyedir.
Bunların cevabını belki tam olarak bilemeyiz ama ne dersiniz yine de elimizdeki istatistiklere bir bakalım: Bianet'in Türkiye'deki yerel, ulusal ve internet basınına yansıyan haberlerden derlenilen güncel verilere göre 2018 yılında eşi tarafından şiddet sonucu öldürülen en az 255 kadın var. 380 kadın ise gördüğü şiddet sonucunda yaralandı. Ayrıca yine Bianet'in verilerine göre 2018 yılında 61 kadın tecavüze, 188 kadın ise tacize uğradı ve aralarında kız çocuklarının da olduğu en az 516 kadına zorla seks işçiliği yaptırıldı. 347 kız çocuğu ise 2018 yılında cinsel istismara maruz kaldı. Lakin bu sayılar ne yazık ki sadece buz dağının görünen yüzü. Bu veriler sadece yapılan haberler sonucunda derlenenler, bir de ihbar dahi edilmeyen, üstü örtülen, korkudan sesini çıkaramayan kadınların verileri olsa da görebilsek...
Eşler arasında yaralama suçuna ilişkin ise Yargıtay'dan 2018 yılı içerisinde karara çıkan emsal 727 adet dosya var. Daha da kötüsü kasten eşini öldürmekten 2018 yılında Yargıtay'da 574 adet dosya karara çıkmış bulunuyor. 2018 yılında, kız çocuğun cinsel istismarına ilişkin ise 48 adet dosya, cinsel saldırı suçuna ilişkin 1000 adet dosya, reşit olmayan biri ile cinsel ilişki suçuna ilişkin 382 adet dosya, cinsel tacizden ise 734 adet dosya karara çıkmış bulunuyor. Bakın bunlar sadece 2018 yılına özgü veriler! Sadece bir yıllık bu sayılar...
Bunlar ya korkmaktan ya da görememekten geliyor insanın başına. Ya korkuyor kadın ve susuyor, sustukça git gide dozaj artıyor, dozajı arttıkça korkusu da artıyor, korkusu arttıkça iyice susuyor ve sonunda maalesef ki iyi şeyler olmuyor... Ya da fark edemiyor kadın başına gelenleri. Kocamdır sever de döver de diyor. Lakin bu iş öyle değil! Bu insanın kendi hayatı. Korkmamalısınız, fark etmelisiniz! Ne normal ne değil ne değil fark etmelisiniz, neye susmalısınız nerede sesiniz çıkmalı fark etmelisiniz. Söylemesi kolay oradan diyorsunuz ama biliyoruz kolay olmadığını. Lakin yalnız değilsiniz, sizler gibi onlarca var. Destek alabileceğiniz, yardım alabileceğiniz yerler var.
Böyle yaşamak zorunda değilsiniz. Sizler de insansınız ve sizler de önemlisiniz! Hiçbir şeye susmak zorunda değilsiniz. Sonunuzun ne Harley Quinn'e ne de yukarıdaki istatistiklere dönüşmesini lütfen beklemeyin.
Tüm kadınların Dünya Kadınlar Günü kutlu olsun. Yalnız değilsiniz, yalnız olmayacaksınız.
Güçlü olun. Dik durun, eğilmeyin!



Yorum Bırakın