Son zamanlarda birçoğumuzun aklını ve gündemini sıklıkla meşgul eden şeylerden biri de sağlıklı beslenme. Yoğun iş temposu, final haftası, vize haftası, özel hayatta yaşadığımız sıkıntılar ya da şehir yaşamının bizlere emaneti stres faktörü ve bunun dışında birçok şey sağlığımızı etkilemekte. Ayrıca gıdaların genetiğiyle oynanması ve doğallığını kaybetmeleri, hızlı ve çabuk yemek yeme alışkanlıklarının artması da sağlıklı beslenme ihtiyacımızın nedenlerinden biri haline geldi. Günümüzde sağlıklı bir şeyler tüketmek isteyenler ise okuyacak bir kitap arayışına girdiler. Bu sebeple bizler de sizler için mutfakta yeni pişirme teknikleri geliştireceğiniz, bedeninize zarar veren alışkanlıklardan kurtulacağınız, yemeğin tarihiyle ilgili merak ettiklerinizi öğrenebileceğiniz, vegan beslenme hakkında daha fazla bilgi edinebileceğiniz ve tariflerden çok daha fazlasına ulaşabileceğiniz kitapları derledik.
Kıtlık ve Bolluk, Avrupa’da yemeğin tarihini ve bunun iki bin yılı aşkın bir süre içerisindeki Avrupa kültürlerinin evrimini ele alıyor. Yemek, hayatta kalabilmek ve kültür için bir ön koşul, ulusal ve emperyal ihtirasların itici gücü, üretim ve tüketim biçimi; bölgelerin, sınıfların ve bireylerin kimlik ve statülerinin bir ifade biçimiydi ve hala aynı şekilde bu yolu izlemeye devam ediyor. Zor zamanlarda yaşamın amacı, yemeğin aracıydı. Savaş dönemlerinde, yağma yaygın hale gelmiş olup yamyamlığa kadar gidebilen bir yol izliyordu. Bolluk zamanlarında ise, yemeğin lezzeti ve hazırlanışı onun varlığı kadar önemli hale geldi. Massimo Montanari’nin de gösterdiği gibi, yemeğin tarihi garip zıtlıklarla dolu. Yakın zamana kadar halk, etleri ve tahılları tuzlayarak ya da kurutarak saklarken soylular, daha Roma zamanından beri yiyecekleri mevsim dışında, örneğin çileği kışın, şeftaliyi ilkbaharda yemeye itibar ederlerdi. Şimdi ise yiyeceklerin çoğu yıl boyu bulunabildiğinden her şeyi zamanında yemek bir ayrıcalık haline geldi. Vejetaryenlik, ete ulaşabilirliğin bir göstergesi oldu. Eskiden diyet ne yediğiniz anlamına gelirken şimdi ne yemediğiniz anlamına geliyor. Avrupa’nın yemekle ilişkisi nadiren düz bir ilişki olmuştur. Bu geniş kapsamlı tarih araştırmasında yazar, Avrupa’nın sınıfları, bölgeleri ve ulusları, Eski Çağ'ın alışkanlıklarıyla günümüzün sorunları arasında ustaca gidip geliyor. Tüketim, üretim ve lezzetin iç içe geçmiş evrimini inceleyerek bunların hem geçmişte Avrupa’nın çeşitli kültürleri ve halkları arasında neyi ortaya koyduklarını hem de bugün ne anlama geldiklerini gösteriyor.
“Yediklerimizi geliştirmek ve dünyayı korumak için gerçekten bir fark yaratabiliriz!” mottosuyla yola çıkan Annie Bond, Melissa Breyer ve Wendy Gordon, “Doğru Gıda” isimli kitap ile sağlıklı bir yaşam için 8 basit adımı okuyucu ile buluşturuyor. Evde yerli gıdalar kullanılarak pişirilmiş yemekler besleyici ve lezzetlidir. Aynı zamanda kişiyi toprağa ve içinde yaşadığı topluma bağlarlar. Doğa dostu mutfaklarda tüketilen yiyecekler, dünya kaynaklarını bilinçli kullanma ve sürdürülebilir kılma konusunda da yardımcıdır. Peki böyle bir yeme şekli kaçımızın mutfağında mevcut? Son 40 yıldır birçoğumuz, vücudumuz ve dünya kaynakları için gerekenin oldukça dışında kalan bir düzenle besleniyoruz. National Geographic tarafından hazırlanan Doğru Gıda kitabı, 8 basit adımda sağlıklı yaşamın yollarını açıyor.
“Her şeyi doğru yapıyorum ama yine de kilo alıyorum.” “Sağlıklı besleniyorum ancak mide sorunlarım bir türlü geçmiyor.” Bu cümleler size de tanıdık geliyor mu? Cevabınız evet ise, ihtiyacınız olan kitap tam da karşınızda duruyor demektir. Doktor Steven Gundry, bizlere bu kitapta “sağlıklı” olduğunu düşünerek tükettiğimiz pek çok besinin, aslında bizi zehirleyip hasta ettiğini yıllara dayanan tecrübeleriyle ve bilimsel kanıtlarıyla gözler önüne seriyor. Besin Paradoksu, bağışıklık sistemi hastalıklarından diyabete, sızıntılı bağırsak sendromundan kalp hastalıklarına kadar birçok hastalığı sadece beslenme alışkanlıklarınızı değiştirerek tedavi edebileceğimizi kanıtlar nitelikte bir eser. Siz de sağlıklı bir şekilde beslenip sizi zehirleyen tüm besinlerden kurtularak daha mutlu bir hayata adım atmak istiyorsanız mutlaka okumalısınız.
Vegan beslenme biçimini uzun yıllardır kendi hayatında uygulayan Dr.Murat Kınıkoğlu’nun kaleme aldığı Vegan Beslenme isimli kitap, tüm canlıların yaşama arzusuna saygı duymayı öncelik haline getirmemiz gerektiğini belirtirken modern dünyadaki ilerlemelerden, özgürleşmenin gelişmesinden bahsederken diğer canlıların özgürlüklerine son vermenin büyük bir çelişki yarattığına da vurguluyor. Yazar, okuyucuyu sağlıklı ve uygar bir beslenme biçimine davet ederken vegan beslenmenin yaş, cinsiyet fark etmeksizin herkes için faydalı olduğunu ve kalp krizi, felç, şeker, kanser gibi hastalıklara yakalanma riskini de azalttığını belirtiyor. 190 vegan yemek tarifini içinde barındıran kitapta; güne sağlıklı başlamanızı sağlayacak 14 kahvaltı, yemeklerinizi lezzetlendirecek 32 sos tarifi, az yağlı 19 çorba ve hazırlaması kolay birbirinden lezzetli 101 yemek tarifiyle yaşama farklı bir pencereden bakmayı düşünenler için adeta bir el kitabı.
Alışkanlıklardan vazgeçmeyi deneyenlerde etkili olan 21 günden yola çıkan Diyetisyen Özge Bezirci Dikici, Şekersiz 21 Gün adlı kitabında örnek beslenme modeli ve sağlıklı tariflerin yanı sıra bu süreçte ihtiyaç duyulan motivasyon kaynaklarını da bir kılavuz şeklinde bizlere sunuyor. Okuyucunun, belirli bir dönem sürdürmeyi planladığı bir diyetten çok daha fazlasını bulmasını amaç edinerek ömür boyu sürdürülebilecek beslenme düzeninin de temellerini oluşturan bu kitapla 21 günde bedeninizde ve zihninizde nelerin değişebileceğini görmek istiyorsanız, kitabı okumanızı tavsiye ederiz.
Kaynak
1. Kıtlık ve Bolluk / Massimo Montanari
Kıtlık ve Bolluk, Avrupa’da yemeğin tarihini ve bunun iki bin yılı aşkın bir süre içerisindeki Avrupa kültürlerinin evrimini ele alıyor. Yemek, hayatta kalabilmek ve kültür için bir ön koşul, ulusal ve emperyal ihtirasların itici gücü, üretim ve tüketim biçimi; bölgelerin, sınıfların ve bireylerin kimlik ve statülerinin bir ifade biçimiydi ve hala aynı şekilde bu yolu izlemeye devam ediyor. Zor zamanlarda yaşamın amacı, yemeğin aracıydı. Savaş dönemlerinde, yağma yaygın hale gelmiş olup yamyamlığa kadar gidebilen bir yol izliyordu. Bolluk zamanlarında ise, yemeğin lezzeti ve hazırlanışı onun varlığı kadar önemli hale geldi. Massimo Montanari’nin de gösterdiği gibi, yemeğin tarihi garip zıtlıklarla dolu. Yakın zamana kadar halk, etleri ve tahılları tuzlayarak ya da kurutarak saklarken soylular, daha Roma zamanından beri yiyecekleri mevsim dışında, örneğin çileği kışın, şeftaliyi ilkbaharda yemeye itibar ederlerdi. Şimdi ise yiyeceklerin çoğu yıl boyu bulunabildiğinden her şeyi zamanında yemek bir ayrıcalık haline geldi. Vejetaryenlik, ete ulaşabilirliğin bir göstergesi oldu. Eskiden diyet ne yediğiniz anlamına gelirken şimdi ne yemediğiniz anlamına geliyor. Avrupa’nın yemekle ilişkisi nadiren düz bir ilişki olmuştur. Bu geniş kapsamlı tarih araştırmasında yazar, Avrupa’nın sınıfları, bölgeleri ve ulusları, Eski Çağ'ın alışkanlıklarıyla günümüzün sorunları arasında ustaca gidip geliyor. Tüketim, üretim ve lezzetin iç içe geçmiş evrimini inceleyerek bunların hem geçmişte Avrupa’nın çeşitli kültürleri ve halkları arasında neyi ortaya koyduklarını hem de bugün ne anlama geldiklerini gösteriyor.
2. Doğru Gıda / Annie Bond, Melissa Breyer, Wendy Gordon
“Yediklerimizi geliştirmek ve dünyayı korumak için gerçekten bir fark yaratabiliriz!” mottosuyla yola çıkan Annie Bond, Melissa Breyer ve Wendy Gordon, “Doğru Gıda” isimli kitap ile sağlıklı bir yaşam için 8 basit adımı okuyucu ile buluşturuyor. Evde yerli gıdalar kullanılarak pişirilmiş yemekler besleyici ve lezzetlidir. Aynı zamanda kişiyi toprağa ve içinde yaşadığı topluma bağlarlar. Doğa dostu mutfaklarda tüketilen yiyecekler, dünya kaynaklarını bilinçli kullanma ve sürdürülebilir kılma konusunda da yardımcıdır. Peki böyle bir yeme şekli kaçımızın mutfağında mevcut? Son 40 yıldır birçoğumuz, vücudumuz ve dünya kaynakları için gerekenin oldukça dışında kalan bir düzenle besleniyoruz. National Geographic tarafından hazırlanan Doğru Gıda kitabı, 8 basit adımda sağlıklı yaşamın yollarını açıyor.
- Sağlıklı olmak için ne yemeliyiz?
- Doğru gıdaları nereden temin etmeliyiz?
- Uzak durmamız gereken zararlı gıdalar hangileri?
3. Besin Paradoksu / Steven R. Gundry
“Her şeyi doğru yapıyorum ama yine de kilo alıyorum.” “Sağlıklı besleniyorum ancak mide sorunlarım bir türlü geçmiyor.” Bu cümleler size de tanıdık geliyor mu? Cevabınız evet ise, ihtiyacınız olan kitap tam da karşınızda duruyor demektir. Doktor Steven Gundry, bizlere bu kitapta “sağlıklı” olduğunu düşünerek tükettiğimiz pek çok besinin, aslında bizi zehirleyip hasta ettiğini yıllara dayanan tecrübeleriyle ve bilimsel kanıtlarıyla gözler önüne seriyor. Besin Paradoksu, bağışıklık sistemi hastalıklarından diyabete, sızıntılı bağırsak sendromundan kalp hastalıklarına kadar birçok hastalığı sadece beslenme alışkanlıklarınızı değiştirerek tedavi edebileceğimizi kanıtlar nitelikte bir eser. Siz de sağlıklı bir şekilde beslenip sizi zehirleyen tüm besinlerden kurtularak daha mutlu bir hayata adım atmak istiyorsanız mutlaka okumalısınız.
4. Vegan Beslenme / Murat Kınıkoğlu
Vegan beslenme biçimini uzun yıllardır kendi hayatında uygulayan Dr.Murat Kınıkoğlu’nun kaleme aldığı Vegan Beslenme isimli kitap, tüm canlıların yaşama arzusuna saygı duymayı öncelik haline getirmemiz gerektiğini belirtirken modern dünyadaki ilerlemelerden, özgürleşmenin gelişmesinden bahsederken diğer canlıların özgürlüklerine son vermenin büyük bir çelişki yarattığına da vurguluyor. Yazar, okuyucuyu sağlıklı ve uygar bir beslenme biçimine davet ederken vegan beslenmenin yaş, cinsiyet fark etmeksizin herkes için faydalı olduğunu ve kalp krizi, felç, şeker, kanser gibi hastalıklara yakalanma riskini de azalttığını belirtiyor. 190 vegan yemek tarifini içinde barındıran kitapta; güne sağlıklı başlamanızı sağlayacak 14 kahvaltı, yemeklerinizi lezzetlendirecek 32 sos tarifi, az yağlı 19 çorba ve hazırlaması kolay birbirinden lezzetli 101 yemek tarifiyle yaşama farklı bir pencereden bakmayı düşünenler için adeta bir el kitabı.
5. Şekersiz 21 Gün / Özge Bezirci Dikici
Alışkanlıklardan vazgeçmeyi deneyenlerde etkili olan 21 günden yola çıkan Diyetisyen Özge Bezirci Dikici, Şekersiz 21 Gün adlı kitabında örnek beslenme modeli ve sağlıklı tariflerin yanı sıra bu süreçte ihtiyaç duyulan motivasyon kaynaklarını da bir kılavuz şeklinde bizlere sunuyor. Okuyucunun, belirli bir dönem sürdürmeyi planladığı bir diyetten çok daha fazlasını bulmasını amaç edinerek ömür boyu sürdürülebilecek beslenme düzeninin de temellerini oluşturan bu kitapla 21 günde bedeninizde ve zihninizde nelerin değişebileceğini görmek istiyorsanız, kitabı okumanızı tavsiye ederiz.
Kaynak
Yorum Bırakın