Özgür Ve İçedönük Şarkıların Sahibi Uclercagri'yla Röportaj

Özgür Ve İçedönük Şarkıların Sahibi Uclercagri'yla Röportaj
  • 19
    0
    0
    3
  • Bu röportajımızı yazarımız Cenk KAHYA gerçekleştirmiştir.

    1. Öncelikle biraz kendinizi tanıtabilir misiniz? Müzik dünyasına girişiniz nasıl gerçekleşti? Ne gibi süreçlerden geçtiniz?

    İsmim Üçler Çağrı. Ankara’da yaşıyorum. Müzik dünyasına girişimle üretmeye başlamam arasında epey bir süre var. Aslında sadece yazıp kaydeden biriydim. Sadece şarkı da yazmadım, birçok türde üretmeyi denedim. Yalnız kalıp bunlardan keyif aldığım uzun zamanlar oldu. Nedense hep müzik yapacağımı bildiğim halde yayınlamayı düşünmemiştim. Hem yolunu da bilmiyordum. Sonra 2019’la beraber Soundcloud’a attıklarımı yayınlamaya karar verdim. Yakın arkadaşlarımın etkisi olmasa aslında olmazdı bu. Kayıtlarımı düzenledim bir albüm yaptım, beklemediğim şekilde gelişti sonrası. Ama bitmemişti şarkılar, 1 yıl 4 ay kadar sonra onları da “Oyunlar” adıyla yayınladım.  İlk zamandan bugüne farklılaştı durum elbette. İkinci albümden sonra da artık bir ekip olarak devam ediyoruz diyebilirim.

    2. Müzik yaparken hangi yönünüz veya yönleriniz ile öne çıkmak istiyorsunuz? İnsanların gözünde nasıl bir imaj bırakmak istiyorsunuz?

    Benim isteklerim çok değiştiği için dinleyen insanlara bırakmayı daha güvenli buluyorum. Albümden albüme ya da aynı albüm içinde aynı hissedemiyorum. Dinleyen insanlar ne çıkardılar dersek -sağ olsunlar hep de iyi şeyler çıkardılar- bu samimiyet oldu sanırım en başta, ve “pek de böyle şarkı yoktu” gibi, ya da direkt sound olarak beğendikleri için. Neredeyse her şeylerini tek başıma yaptığım işler oldukları için, bazen de bazılarının üzerine çok fazla düşünülmediği için aslında yorumlarla birlikte ben de kendi üzerimde düşünmeye başlıyorum. Öncesinde yoktu böyle bir şey. İçimden geldiği gibi gelişti. Dolayısıyla “şöyle olmaya devam etmeliyim” gibi bir düstur oturtamıyorum, bir açıdan da benim için daha iyi olduğunu düşünüyorum. Ama olabildiğince bir öncekine benzememek beni tatmin eden şeylerden birisi. Dinlemeyi ve söylemeyi daha çok sevdiğim işleri yapmayı amaçlıyorum bir gün.

    ">

    3. Kendi şarkılarınızı yazdığınızı ve bestelediğinizi de biliyoruz. Şarkı sözlerinizi yazarken ilham aldığınız insanlar veya olaylar var mı? Bizimle paylaşır mısınız?

    Olaylar mutlaka var, kurgulanan da var. Bazılarında yaşanan olayların etkileri çok belli. Bazen aynı şarkıda birden fazla olay olabiliyor. “Kötüyüm Galiba”, “Hasta, Hala” gibilerinde biraz daha kendi kendimleyim. Yani aslında nereden yararlanırsan yararlan, güzel bir şeye dönüştüğü sürece mübah. Bu da çok iyi değil ama sadece yazmak anlamındaysa işler yolunda. Ülkede yaşananlarla alakalı şeyler de yapmaya çalışmıştım ama bendeler hala. İlham aldığım insanlar, şair yönü olan şarkı yazarlarına hayranlık duyuyorum. Bir metnin hem şarkı sözü hem de şiir olması olağanüstü bir şey çünkü aslında bunlar çok farklılar birbirinden.

    4. Günlük hayatınızda ne tarz müzik dinliyorsunuz? Bize kesinlikle herkesin dinlemesi gerektiğini düşündüğünüz beş albüm söyleyebilir misiniz?

    Ben müzik dinlemeye son derece karışık bir kasetle başladığım için sanırım bugün her şeyi dinliyorum. Ama gitarist başladığım için rock ve metal müziğin etkisi daha büyük oldu. Bunlarda daha geniş bir alan var gitar için. Duyduklarımı çalmaya çalışarak belli bir noktaya geldim. Türleri de çok fark etmedi. Başka biçimlere sokmak da çok keyifli. Yani 90’lar pop da güzel MGMT de. Albüm seçmek biraz zor ama yapabilirim; The Snow Goose (Camel), Hatful of Hollow (The Smiths), Revolver (The Beatles), Is This It (The Strokes) ve Rumours (Fleetwood Mac).

    5. Besteleme ya da kayıt aşamasında zorlandığın ya da aşırı zamanını alan bir şarkın oldu mu? 

    Bizden Azlar, ilk albüm (Turuncu) bile çıkmadan önce kaydedilmiş bir şarkıydı. Emin olamıyordum tam istediğim gibi olduğundan. Çok uzun bir süre değişti sözleri. Diğer yandan müziğini düzenlerken de birçok teknik aksilikle karşılaştım. Neden sadece onda oldu anlamadım. Yine hatalarla gitti mesela. Bir yere kadar düzenleyebildim.

    ">

    6. Gittiğin ve müziğini büyük derecede etkilediğini düşündüğün bir konser var mı varsa hangisi?

    Gidip görmem doğrudan müziğimi etkiledi mi bilmiyorum, 2013’te Roger Waters The Wall turnesi için İstanbul’daydı. Yazdığı her şeyi ezbere bildiğim birisi. Sonunda o duvarı görebilmiştik. Bir ayrıcalık ama keşke önceki gece biraz daha uyumuş olsaydım. Yine çok beğendiğim Mac Demarco var, geçtiğimiz sene görme şansım oldu. 2014’te Opeth bir gün arayla Ankara’ya ve İstanbul’a gelmişti, inanılmazdı. Michael Akerfeldt üzerine çok yorum yapamıyorum. Andrew Latimer da geldi ama kaçırdım. Giden arkadaşlarıma anlattırıyorum.

    7. Şu an Türkiye’deki müzik endüstrisi hakkında bir şey değiştirmek istediğiniz bir şey var mı? 

    Aslında bununla ilgili uzun konuşulabilir, hatta bir arkadaşım için yazıya dökmeye de çalıştım düşüncelerimi. Ama genel olarak değişen şeylerin karşısında durmaktansa onlarla devam etmeyi daha akılcı buluyorum. Ben çok seviyorum müziğin üretiminin eskiden olduğu halini evet, ama belki de artık eskide kaldığı için seviyorum. İnsanların ülkemizde kimi nasıl dinlediği de sürekli değişecek, zaman içersinde farklılaşacak. Müzik endüstrisi genel olarak bundan beslenmek zorunda olan bir şey. Eğer eleştirecek olursam en başından başlamak gerekir ama bu da bir sektör. Yoksa bana kalırsa herkes bağımsız olsun. Sesimiz bile değişir gerçekten. Bağımsız kalmak kolay bir iş olmayabilir herkes için. Bilmem?

    8. Dinleyici kitlenizin artması siz ve dinleyiciniz arasındaki samimiyeti olumsuz etkiler mi?

    Etkileyeceğini düşünmüyorum. Çünkü en başta dinleyici kazanmaya yönelik şarkılar yapmamıştım. Daha doğrusu öyle beceremiyorum biraz utanıyorum. Dinleyen insanların sizi sırf böyle düşündüğünüz için sevmeleri çok daha güzel bir şey. Kitlenin artması bunun bir hayat kazanma seviyesine gelmesi için önemli olabilir. Ben bunda bir yanlış görmüyorum. Dinleyen insanlar görebiliyor, bazıları bu şarkılar kendilerine ait olsun istiyorlar, hem bana hem başka arkadaşlara yapılan o kadar “kimse sizi keşfetmesin” yorumu gördüm ki tepki veremez oldum. Ben sevdiğim şeyi paylaşmak istiyorum ama sanırım genel tercih bu değil. Anlıyorum ama. Ayrıca yayılması gerekiyorsa, daha çok kişiye ulaşacaksa ben istemesem de olur. Yazıp çizmeye hevesim hep aynı kalırsa benim için yeterli. 

    9. Müziğinizi yaparken sanatın diğer kollarından da besleniyor musunuz? Besleniyorsanız hangileri?

    Evet. Tabii okumasaydık ne yazabilirdik bilmiyorum. Benim de yazdıklarım bir şekilde görüp sevdiklerime çok yakın şeyler. Eskiden çok fazla şiir okur ve yazardım, bu bayağı azaldı. Bazen önce bir hikaye yazıp bunu şarkılaştırabiliyorum, bu bir yol. Belli bir dönem komple farklı bir alana odağını çevirmek de başka bir yol. Bir roman yazmıştım bir yıl boyunca, şimdi ara sıra açıp bakıyorum, hiç ben değil. Kim yazmış bunu diyorum çok heyecanlı. İyi ki yapmışım. Tabii bunu müziğimi etkilesin diye yapmadım ama oldukça etkiledi ve geciktirdi de. Sonra gün içinde denk geldiğim güzel şeyleri mutlaka kaydediyorum ve aslında hiç güzel değil bunu yapmak zorunda hissetmek. Ama unutmak daha kötü. 

    Bize vakit ayırdığınız için çok teşekkür ederiz, keyifle kalın.

    Ben teşekkür ederim, iyi çalışmalar.

    uclercagri’nin son albümü Oyunlar’ı bu linkten dinleyebilirsiniz.

    ?utm_source=generator" width="100%" height="380" frameBorder="0" allowfullscreen="" allow="autoplay; clipboard-write; encrypted-media; fullscreen; picture-in-picture">

     


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.