Yüzlerce hatta binlerce yıl ayakta kalmayı başarabilmiş tarihi eserler, restorasyon adı altında adeta kılık değiştiriyor. Çünkü ülkemizde restorasyon, yenileme olarak algılanıyor. Eserler, yapılar kendi dönemine uygun şekilde restore edileceği yerde kulaktan dolma bilgilerle ve günümüzdeki malzemelerle resmen yeniden inşa ediliyor. Bu durum ülke olarak tarihe bakış açımızın son derece net ve acı bir kanıtı. İşte bir Türkiye klasiği olarak, üzülerek bir araya getirdiğimiz restorasyona kurban giden tarihimizden geriye kalanlar...
Sinan Paşa Külliyesi
Bursa'nın Yenişehir ilçesindeki Sinan Paşa Külliyesi'ne yapılan ise tüm bu felaketlerin içinde en rezalet olanı. Çünkü, 435 yıllık külliyeye restorasyon yapılırken, yük taşıyan kamyonların girip çıkabilmesi için tarihi duvarlarından birini yıkıp, kapı yaptılar.
Apollon Tapınağı
Çanakkale'de bulunan tarihi Apollon Tapınağı'nın restorasyonu sırasında mermer tozu yüklü tonlarca ağırlıktaki tır, tapınağın üzerine çıkarıldı. Yetmezmiş gibi, basamakların restorasyonu sırasında da kullanılan beyaz beton nedeniyle tarihi tapınağın son görünümünde eski halinden eser yok.
Hatay Arkeoloji Müzesi - Roma Mozaikleri
Dünyanın ikinci büyük mozaik sergileme alanı olan Hatay Arkeoloji Müzesi'ndeki mozaikler 2015 yılındaki taşınma sırasında restorasyon skandalına kurban gitti. Müzedeki mozaiklerin büyük bir çoğunluğu yanlış restore edilince, eski hali ile yeni hali arasında çok ciddi farklar meydana geldi. Roma'nın en görkemli zamanlarını resmeden mozaikler aslından uzaklaştı ve zarar gördü.
Ocaklı Ada Kalesi - Şile
Yaklaşık olarak iki bin yıldır ayakta duran ve Cenevizliler döneminde yapılan Şile'deki Ocaklı Ada Kalesi'nin eski halinden eser kalmadı. Röleve ve restitasyon çalışmaları sırasında bambaşka bir görüntüyle karşımıza çıkan kale sosyal medyada 'Sünger Bob'a benzetildi.Geri dönüşü olmayan bir faciayla tarih yok edildi.
Tekfur Sarayı - Fatih
12. yüzyılda Bizanslılar tarafından inşa edilen saray, Blakernai Saray Kompleksinden günümüze kalan tek saray olma niteliğini taşıyordu. Ancak geçirdiği restorasyondan sonra daha çok "temalı bir tatil köyüne benziyor." Bizans dönemine ait olan bu sarayın restorasyonunda maalesef o dönemde olması imkansız olan, ahşap pencereler ve parlak korkuluklar gibi hem tarihi hem mimari hatalar yapılmıştır.
Atik Valide Külliyesi - Üsküdar
Mimar Sinan'ın son eseri olan Atik Valide Külliyesi'nin şifahanesinin iç bahçesine bakan revakların önü restorasyon sırasında camla kaplandı. Otomatik kapılar ekleneniç bahçe kafeye dönüştürüldü. Tarihi yapı bir ticarethaneye çevrildi.
İshak Paşa Sarayı - DoğuBeyazıt
İlk inşaatı 1685 yılında tamamlanan İshak Paşa Sarayı'nın cam tavanı da bu restorasyon facialarından biri olarak gösteriliyor. Sarayı görmeye gelen turistler tarafından da yadırganan şeffaf cam tavan, sarayın tarihi dokusuna aykırı. Ancak yetkililerin açıklamalarına göre, yapılan bu cam tavan hem güneş ışığını kırarak tarihi eserleri güneş ışığından koruyacak nitelikte hem de olumsuz hava koşullarının sarayın tarihi yapısını kötü etkilemesini önleyeceği için yapılmış.
Süheyl Bey Camii
1591 yılında, Beyoğlu Fındıklı'da, Süheyl Bey tarafından Mimar Sinan'a inşa ettirilen camii sekizgen planlı ve kubbeliydi. Restorasyondan sonra ise cam kaplanan ve sekizgen yapısı bozulan camii artık daha çok bir avm'ye benziyor.
Hasankeyf
Tarihi 12 bin yıl öncesine kadar uzanan, dünya üzerindeki en eski yerleşim alanlarından biri olan Hasankeyf, sahip olduğu arkeolojik bulgularla çok sayıda medeniyetin izlerini taşıyordu. Kireçtaşından kayalara oyulmuş evlere, Neolitik dönemden kalma mağaralara, Roma döneminden bir kaleye, Artuklular ve Osmanlılar zamanından kalma çeşitli yapılara sahipti. Ve bu güzellik Ilısu Barajı nedeniyle sular altında kaldı.
Kaynakça: Arkeolojik Haber, Hürriyet, Onedio
Yorum Bırakın