Metropolis Pt. 2: Scenes From A Memory 26 Ekim 1999 yılında Dream Theater grubunun 5. albümü olarak yayınlandı. Grubun ilk konsept albümü olan Metropolis Pt. 2’nin çıkışında tarihin en iyi 25 progressive albümlerinden olan Images and Words albümündeki Metropolis Pt. 1: The Miracle and The Sleeper parçasının etkisi büyük. Bununla birlikte grup bu şarkıyı Metropolis Pt. 1 olarak isimlendirirken, bu şarkının devamının da olacağını bildirmek amacını gütmüyorlardı. Liquid Tension Experiment 2’yi kaydederken grubun davulcusu Mike Portnoy ve gitaristi Petrucci grubu nereye taşımak istediklerini konuşurken hayranların Metropolis Pt. 1’e olan düşkünlüğünü ve yine hayranlarının bir konsept albüm beklentisini göz önüne alarak bu şairane albümü ortaya koydular.
Albüm, Dream Theatre’ın akıllara durgunluk veren virtüöz müzisyenliğini grubun benzersiz zaman işaretleri (time signature) değişiklikleri ve tempo değişimlerinin yanı sıra epik enstrümantal kesitler ile birleştiriyor. Grup, “Home” ve “Through This Life”, enstrümantal “Overture 1928”, “The Dance of Eternity”, “Through Her Eyes” ve “Once Last Time” baladlarıyla baş döndürücü şarkılarla çok şey anlatıyor.
80 dakikalık doğrusal (lineer) olmayan bir yapım olan Metropolis Pt. 2: Scenes From A Memory, yeni bir karakterin geçmiş yaşamdaki gerilemelerini ve doğaüstü deneyimlerini keşfederek cinayetin gizemini araştıran 9 sahne, 12 şarkıdan oluşuyor. Özetle albüm, farklı bir yaşam ve çağdan hayaller ve anımsamalar görmeye devam eden baş karakterimiz Nicholas’ın hikayesini anlatıyor. Regresyon terapisine gider ve geçmiş yaşamında 1928'de öldürülen Victoria adında bir kadın olduğunu keşfeder. Daha derine iner ve kendisiyle çok farklı iki erkek kardeş arasında bir aşk üçgenini ortaya çıkarır: Alkolik bir kumarbaz olan Julian "Sleeper" ve "Edward" bir Senatör olarak da anılır, "Miracle" olarak anılır(Metropolis Pt. 1 referansı). Nicholas, Victoria’nın ölümünün ardındaki gizemi çözene kadar asla kendi hayatına devam edemeyeceğini fark eder. Hikâye, sonunda şaşırtıcı bir hal alır.
Hikayeyi detaylı bir biçimde incelemeden önce şarkı geçişlerinin bu kadar pürüzsüz olmasını övmek sanırım yanlış olmaz. Albümün kendisini aldıysanız veya Spotify üzerinden dinliyorsanız , size sanki bitmeyen tek bir parçaymış gibi gelebilir. Bu da aslında hikâye bütünlüğünün ne kadar ince düşünüldüğünü gösterir nitelikte. Ayrıca albüm kapağını da detaylıca incelemekte fayda var. Albümün oldukça çarpıcı kapağı, "Thirteen Ghosts" filminin DVD kapağı ve bir Sandman çizgi romanının kapağı gibi daha önce benzer mozaikler yaratan sanatçı Dave McKean'ın yaratılışı. Kapak, bir kişinin geçmiş yaşamının fotoğraflarından yapılmış bir mozaik biçiminde düzenlenmiş. Resimdeki yüz ise hem Nicholas'ı hem de Victoria’yı temsil etmektedir.
Buraya kadar kısa kısa açıklamalar ile geldik. Şimdi sırada detaylı bir özet (synopsis) incelemesine ne dersiniz?
Dream Theatre - Scenes From A Memory
Oyuncular: Nicholas, Victoria Page, Julian Baynes (The Sleeper), Senatör Edward Baynes (The Miracle), Hipnoterapist
Bu durum, geçmiş ile şimdinin bir araya geldiği bir hikâye ve büyük bir kafa karışıklığı yaratmaktadır.
Nicholas (günümüzde yaşayan: 1999) önceki hayatında kim olduğunu öğrenmek ister ve regresyon tedavisi için bir hipnoterapisti ziyaret eder. Nicholas zihnini rahatsız eden rüyalara bazı cevaplar bulmak istiyor.
Önceki hayatında bir kadındı, Nicholas için bir sır, adı 1928'de ölen Victoria Page. Seanslarında aynaya bakarken onu görüyor. Nicholas, bu kadının hayatının kendi hafızasına kazınmış olduğunu fark eder ama bir sorun vardır. Bu gizemi çözmesi gerekmektedir
Yeni bir yolculuğa atılacak kadar hazır değildi. Belirsiz görüntüler ve sesler ona Victoria'ya olanları parça parça anlatır. Nicholas'ın rüyalarında garip bir şekilde kendisine çekildiği bir evde öldürülür. Suçu nihai olarak çözmenin onun görevi olduğunu biliyordu.
Cinayetle ilgili bir gazete makalesinde, Victoria'yı ve bir adamı gören bir tanığı okur. Adam aşk hakkında bir şeyler mırıldanarak kendini vurduğunda Victoria çoktan ölmüştü. İsimsiz bir kaynağın şahit olduğu bu trajik sahne, bu suçun küçümsenen aşıkların öldürülmesi / intiharı olduğunu ve davanın kapandığını gösteriyor.
Ancak tanık, Senatör Edward Baynes ve sözde katil, kardeşi Julian Baynes, ikiz kardeşi. Miracle başarılı bir adam, ne de olsa Edward bir Senatör ve Julian bir uyuşturucu bağımlısı ve kumarbaz bir uykucudur(sleeper) . Dahası, kadın Edward Baynes aşığıydı. Julian'la yeni bitirdiği ilişki hakkında ağlayarak Victoria'nın onunla kısa bir ilişkisi oldu.
Edward, Victoria'nın başka biriyle, nankör adamla birlikte olacağını öğrendiğinde, bu kişi kardeşi olmasına rağmen, bir şeyler yapması gerektiğini biliyordu. Victoria ve Julian'ın bir sırrın olduğu evin kapısını kilitli bulunca, kapıyı açmak için içeriden bir pencereyi kırar. (Edward, psişik ikiz bağlantısı nedeniyle bir toplantı olduğunu bilmektedir). Edward içeri girer girmez Julian'a doğru yürür ve bir silah çeker.
Julian bağırır. Edward, Julian'a iki el ateş eder. Victoria dehşet içinde çığlık atmaktadır. Edward, "Gözlerini aç Victoria" der ve Victoria'ya iki el daha ateş eder. Julian'ın cebine bir intihar notu yerleştirdikten sonra Edward kapıya doğru koşar ve kendini evden çıkarır. Açıkta olduğundan ve bunun bir cinayet intiharı gibi görüneceğinden emindir. Hikayesini daha da inandırıcı kılmak için, suçun tanığı olur ve gazetenin basılması için ifadesini bırakır.
Korkunç geceyi Victoria olarak yeniden yaşayan Nicholas, terapiden sonra eve gider ve arabasının teypinde bangır bangır "Finally Free" şarkısı çalar. Nicholas'ın evinde ise Edward Baynes'in ayak basamaklarını duyuyoruz. Nicholas'ın arabasının garaj yolunda ilerlediğini duyduğumuzda televizyonu kapattı, kendine bir içki koydu ve eski bir pikabı açtı - arabadan Finally Free’nin yankısı gelir. Nicholas içeri girerken Edward saklanır. Plak çaların ve televizyonun neden açık olduğunu merak eden Nicholas, televizyonu kapatıp plak oynatıcıya doğru yürür. Hipnoterapist olarak bilinen Edward, ona doğru yürür ve çok tanıdık bir sesle Nicholas'a seslenirken plaktaki iğneyi kaldırır. Nicholas ürkerken, plak çalar plağın iç kenarına takılırken iğne pikapı kırar. Hikâye burada sonlanır.
(Afiş 2014 yılına aittir.)
Son olarak eklemek istediğim şey albümün başlangıç ve bitişini muazzam ötesi ahengi:
Hipnoterapist:
"Gözlerini kapa ve rahatlamaya başla.
Derin bir nefes al, ve yavaşça bırak.
Nefes alış verişlerine yoğunlaş.
Her nefesinde biraz daha rahatlamış olacaksın.
Yukarıda parlak, beyaz bir ışık hayal et, seni sarmalarken bu ışığa odaklan.
Daha da rahat bir zihin durumunun derinliklerine düşerken kendini bu sürüklenişe bırak.
Şimdi ben 10’dan geriye doğru sayarken sen daha huzurlu ve sakin hissedeceksin.
On, dokuz, sekiz, yedi, altı..
Hiçbir şeyin sana zarar veremeyeceği emniyetli bir yere gireceksin.
Beş, dört, üç, iki.
Eğer herhangi bir anda geri dönmek istersen tüm yapman gereken gözlerini açmak, bir.... "
İle başlayan bu hikâye;
Hipnoterapist :
“Tekrardan açık beyaz bir ışık tarafından çevrelendin.
Bu sefer geçmişine gitmek için bu ışığa izin ver.
ışık içinde dağıldığında yavaş yavaş bilinç altında öğrendiğin her şeye döneceksin.
Sana gözlerini açmamı söylediğimde şimdiki zamana döneceksin ve kendini rahatlamış ve yenilenmiş hissedeceksin.
Gözlerini aç Nicholas.” şeklinde sonlanmaktadır.
Albümdeki her parça pahabiçilemez nitelikte elbette fakat favorim ''Finally Free'' diyebilirim. Sizler de albümün en beğendiniz parçasını yorum olarak eklerseniz sevinirim.
Yorum Bırakın