Yak Kendini

Yak Kendini
  • 2
    0
    0
    0
  • İnsanın en ham hali, yolculuğun henüz başlangıcıdır. 

    Herkesin hamuruma dokunuşu farklı. Kimi çırpıp çırpıp karıştırıyor, başımı döndürüyor ve köpük köpük bir zemin bırakıyor ardında; kimi biraz daha un ilave edip olduğumdan daha sert bir kıvama getiriyor yeni halimi. 

    Sert darbeler ve yumruklar insanı bugünkü kıvamına getiriyor. İnsanın mayası aldığı darbeler sayesinde büyüme işlemini gerçekleştiriyor. 

    Fırına girme evresi hayatın en yaratıcı ve heyecanlandırıcı kısmı benim için. İnsan pişiyor, hamurundan ekmek oluyor, darbeyi aldığı yerlerden büyüyor ve üretir hale geliyor çünkü. Besliyor, başka hayatlara gereken yaşam gücünü veriyor. 

    Tüm bunlara rağmen fırından tam zamanında çıkarılan pişmiş hamur, yanan hamurdan daha talihli gözükse de Mevlana’nın bu konuda bir bildiği var. 

    Fırında kalan ve ateşlere doyan öz yanıyor. Kaskatı kesilmiş ve yanmış bir ekmek kayalara vurulsa bile kolay kolay kırılmıyor artık. Ateş olmadan bu evreye geçilmiyor. Değişmek için önce yanmak gerekiyor. 

    İnsan ruhunun özünü yakarak güçlenen ve güçlendiren ateş, yanan özü kendisiyle birlikte göğe yükseltiyor. 

    Mevlana’nın “Hamdım, piştim, yandım.” sözü de buradan geliyor. 

    Ruh, zihin ve beden üçlüsü insanı oluşturan. Temel harcı ise “yanmak” yaşam yolunun.

    Öyleyse yak kendini. İzin ver ortasında kaldığın ateşin seni yükseltmesine. 

    •••

    Then burn yourself. Let the fire you're in the middle of raise you up.


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.