Tanrının Ressamı Michelangelo Ve Sistine Şapeli

Tanrının Ressamı Michelangelo Ve Sistine Şapeli
  • 13
    0
    0
    2
  • Sistine Şapeli 1470'lerde Papa IV. Sixtus tarafından yaptırılmıştır. Sistine Vatikan'da Papalık şapeli olarak bilinir. Yeni bir Papa seçmek için bir araya gelen kardinallerin toplandığı yerdir. Papa’nın  konutu olan Apostolik Sarayı içerisinde bulunan Sistine Şapeli, Roma’nın en değerli tarihi yapılarından biridir. Şapel  Eski Ahite göre , İncil’deki Solomon Tapınağı’nın ölçümlerinden doğrudan etkilenmektedir.

    Leonardo'nun hayatının sonlarına doğru, üçlü anna grubunu yaptığı zamanlarda, Romada bulunan iki genç sanatçıya büyük görevler veriliyordu; Mikelanj Vatikan'da Sistine'nin tavan fresklerini, Rafaello ise Papa'nın özel kitaplığının duvar resimleri ile uğraşıyordu.
    Michelangelo, 14x41 metre boyutlarında ince uzun bir tavana tek başına 300den fazla karakter içeren bir çalışma yapmıştır.  15.yy sanatçıları Sistine'nin duvarlarını Musa ve İsa'nın hayat öyküleriyle süslemişlerdi. Mikelanj ise tavanı evrenin ve insanın yaradılışı ile ilgili menkıbeler, sibiller ve tevratta adı geçen peygamberler ile donatıyor.
    Michelangelo'da çoğu 16.yy ustası gibi figür ressamı idi. Bu yüzden resimde anlatılan öyküden çok figürlere önem veriyordu. İlk günah ve cennetten kovuluş sahnelerinde figürler ön planda tasvir edilirken konuyla ilgili neredeyse hiç ayrıntı yoktur. Konuyu belirtmek için olay yerini ve yılanı çizmesi gerekiyordu ama Michelangelo cenneti bir iki taş parçası ve kuru bir ağaç ile göstermek ile yetiniyor. Ağaca dolanmış yılanın gövdesi bile üstlere doğru insan vücuduna dönüşüyor.
    Öyküleri birbirinden ayırmak için , Mikelanj tavanı geometrik bir düzen içine sokarak bölümlere ayırır fakat aralarında  boşluk bırakmaz, bölmeleri insan figürleri ile doldurur. Görmiş olduğumuz figürler natüralist 15.yy sanatında rastladığımız insanlar gibi değildir bunlar iri vücut hatlarına sahip, belirgin kaslı harekete geçmeye hazır tipte resmedilmiştir. İlk bakışta ister istemez akla Yunan tanrılarını getiriyor fakat Mikelanj'ın insanları, yunan dünyasında olduğu gibi geleneksel örneklere bağlı kalmaz. Sanatçının hayal gücü, yeni uyanan doğa gözlemciliğiyle kaynaşıyor ve bireysel kişiliği olan, etiyle canıyla yaşayan yeni insan tipleri yaratıyor. Bu yüzden Michelangelo sayısız insan figürlerine biçim verirken tekrara asla düşmüyor, onun hayal gücü yeni hareket motiflerinin bulunmasında sınır tanımıyordu; Ademin yaratılışında, büyük bir hızla boşluktan süzülüp gelen Tanrı'nın kendi ekseni etrafında dönerek,elini yamaçta uyuyan Adem'e uzatması; İlk insanın kalkabilmek için yardım beklermiş gibi başını Tanrıya çevirmesi bu ve benzeri hareket motifleri modele bağlı kalarak çalışan 15.yy ustalarının düşünemeyeceği buluşlardı.
    Şapalin tavan süslemelerinde bir hikaye anlatılmıştır; orta kısımdan girişe doğru sıralanan 9 sahne Eski Ahit'in ilk beş kitabını oluşturan Tevrat'ın birinci kitabı olan Tekvin'de geçen yaratılışın 9 önemli olayına gönderme yapmıştır. Bu olayları kendince 3 gruba ayırmıştır; evrenin yaratılması, insanın yaradılışı ve cennetten kovuluşu, nuh ve tufan. 

     1. AYDINLIK VE KARANLIĞIN AYRILMASI (Separazione della luce dalle tenebre): 

    Yerin ve göğün tözü Tanrı’nın ruhuydu. Bir buyrukla başladı: Işık olsun. Aydınlık, gündüz; karanlık, gece oldu. Gece gündüz birbirini kovaladı ve ilk gün oluştu. 
    Kutsal kitapta geçen sahnelerden biridir. ( göreceğimiz diğer 8 eserde aynı şekilde kutsal kitap sahnelerindendir)
    Mikelanj kafasını arkaya doğru uzatan, aydınlık ve karanlığı birbirinden ayırmaya uğraşan güçlü bir tanrı figürü resmetmiştir.
    Çoğu eserinde görmüş olduğumuz gibi mat, soğuk renkler,abartılı bir ışık kullanımı ve normalden daha farklı daha sert bir anatomi kullanarak resmetmiştir.
    Tanrı'nın sol kısmında aydınlık, sağında ise karanlık vardır. Michalengelo'nun perspektifi bize aşağıdan baktığımız zaman Tanrı'nın yükselmekte olduğu hissine yönlendirir.

    2.GÜNEŞ, AY VE BİTKİLERİN YARATILMASI (Creazione degli astri e delle piante):

    ' Tanrı şöyle buyurdu; Gökkubede gündüzü geceden ayıracak, yeryüzünü aydınlatacak ışıklar olsun, Belirtileri mevsimleri, günleri yılları göstersin. Ve öyle oldu. Tanrı büyüğü gündüze, küçüğü geceye egemen olacak 2 büyük ışığı ve yıldızları yarattı'
    Bu resimde yaradılışın üçüncü ve dördüncü günü günü betimlenmektedir. Eserin sol tarafında; Tanrı arkasını dönmüş elinin birini bitkilere uzatırken resmetmiştir.  Burada Tanrının bitkilere seslenişini anlatmıştır. 
    Sağ kısımda ise Tanrı; bir elinde güneşi bir elinde ayı tutarken resmedilmiş. Resmin bu kısmı güneş ve ayın yaradılışını temsil etmektedir.
    Tanrı gezegen ve bitkileri yaratırken iki farklı açıdan resmedilmiş. 2 kere resmedilmiş olması Tanrı'nın ne kadar hızlı olduğunu vurgulamaya çalışır gibi; güneş ve ayı yaratırken ardından hemen bitkileri yaratmaya başlamasını anlatır. 

    3. SULARIN VE KARALARIN AYRILMASI (Separazione della terra dalle acque):

    '' Tanrı göğün altındaki sular bir yere toplansın kuru toprak görünsün diye buyurdu ve öyle oldu. Kuru alana 'kara' toplanan sulara 'deniz' adını verdi. ''
    Merkezde olan Tanrı figürü önceki önceki eserlerinde olduğu gibi, pembe bir cübbe ile resmedilmiş o şekilde süzülüyor. Süzülmekte olan figürler bu dönem Yüksek Rönesans dönemi olsa da Maniyerizm'e geçişi simgelemektedir. 
    Diğer resimlerinde de gördüğümüz gibi burada da çocuk melekler resmetmiş bu melekler Tanrı'nın cübbesini tutmakta.
    Tanrının suları be karaları ayırmakta olduğunu ellerini iki yana açmış olmasından anlıyoruz. 

    4. ADEM'İN YARATILIŞI (Creazione di Adamo) : 

    Şu anda  en popüler resimler arasında sayabileceğimiz bu eser tavanın tam ortasında seyircinin odak noktasında yer alır. Eseri çapraz bir çizgi ile iki parçaya ayırabiliriz. 
    Sol taraf; yeryüzündeki Cennet Bahçesini temsil eder. Kendisinin figür ressamı olduğundan bahsetmiştik bu yüzden gördüğümüz Cennet Bahçesi sadece yeşil bir zemin ve gösterişsiz dağlar ile betimlenmiştir. 
    Cennet Bahçesinde Tanrı'nın yeni yarattığı ilk insan olan Adem'in güçsüz, ölmek üzere gibi gözüken bedeni kendisini zorlukla tutar bir şekilde uzanmakta ve hayat bulmak için yardım beklemektedir. Michelangelo arka planın aksine figürün anatomisini o kadar güzel betimlemiştir ki belki ilk bakışta Adem'İ güçsüz olarak yansıtmak mantıksız gelir kasları ve vücut hatları güçlü bir şekilde resmedilmiştir çünkü.
    Sağ kısımda süzülen Tanrı ve melekler Adem'e doğru gelmektedir. Tanrı figürü yine pembe bir cübbe giyer diğerler resimlerine göre daha açık bir pembe kullanmıştır ve bordo bir pelerin takar.  Tanrı figürü ağarmış saçları ve sakallarına rağmen çok güçlü ve dinamik görünür. Belirgin kasları ve keskin yüz hatları vardır.
    Eserin tabi ki en can alıcı noktası Tanrının parmağının Ademin parmağı ile birleşmek üzere olan parmağıdır.  Bu kısım resmin odağına yerleştirilmiştir. Tanrı güçlü bir şekilde Ademe doğru ilerlemekte ve parmağını kasılmış ve güçlü bir şekilde Adem'e doğru uzatmaktadır. 
    Adem'i güçlü bir şekilde belirgin kaslarla resmetmiş olsa da kendisinin cansızlığını ve zayıflığını tam olarak bu noktada anlıyoruz bu güçlü ve kaslı gözüken bedenin uzatmaya çalıştığı parmağı son derece güçsüz gözükmekte ve bileği bükük bir şekilde durmaktadır. 

    5.HAVVA'NIN YARATILIŞI ( Creazione di Eva): 

    Bu eserde dikkat ceken ilk kısım Havva'nın tanrıya doğru eğilmiş sekilde olmasıdır. Resmin ön taraflarında Adem yerde uzanmakta. 
    Altın renkli saçlara sahip Havva sanki Tanrıdan yardım istemekte gibi gözükmekte. Ona muhtaç gözlerle ve hayranlık ile bakmaktadır. 

    6. İLK GÜNAH VE CENNETTEN KOVULUŞ( Peccato originale e cacciata dal Paradiso terrestre):

    Eserin temel konusu insanların masumiyetini yitirmesidir. Mikelanj İncilde anlatılan cennetten kovuluş sahnesini birebir işlememiştir. Resmin tam ortasında bulunan incir ağacı resmi iki zıt parçaya ayırır. ilk parçada daha canlı renkler kullanmıştır bu parça Cennet Bahçesini temsil eder. Asıl amacı insanı en güzel haliyle resmetmek olan Michelangelo'nun yine Cennet Bahçesini çok basit bir şekilde resmettiğini görüyoruz. Adem ve Havva bu kısımda son derece güçlü sağlıklı bedenlere sahiptirler. Resmin merkezinde bulunan ağaçta kendini gösteren yılan parlak turuncumsu bir renktedir. Yılanın üst kısmı eski inanışlara göre olan kadının şeytani tarafını vurgulamak için kadın bedeni şeklinde resmedilmiştir. Aynı zamanda kadının çekiciliğini ve kandırmaya yönelik tarafını da vurgular. Yılan Havva'ya yasak meyve olan elmayı uzatmaktadır.(incilin aksine)
    Eserin diğer kısmına geçince tam bir karşıtlık ve kaos olduğunu görmekteyiz.  Diğer taraftaki yeşilliklerin aksine bu kısım yeşillikten yoksundur. İnsanlık işledikleri büyük günahtan sonra cennetten kovulmaktadır.  Diğer tarafta çizilen insanların aksine bu tarafta bulunan insanlar çok daha güçsüz ve yaşlı resmedilmiştir. 

    7. NUH'UN KURBANI (Sacrificio di Noè): 

    Nuh'u kutsal ateşin arkasında işaret parmağı havada yaşlı bir adam olarak görüyoruz. Ortada bulunan 3 erkek figürü Nuh'un oğulları. Kurban edilen hayvan bir koç ve diğer koçlarda kurban edilmek için beklemekte. 

    8. TUFAN (Diluvio universale):  

    Nuh üçlemesinin en büyük olanı ve ilkidir. Merkezde gemisi ve Nuh'u görüyoruz yanında da bir güvercin bulunur. Resmin sağ kısmında karaya kaçmaya çalışan insan figürleri görmekteyiz. Nuh'un gemisinde olanlar sadee günahsız olan insanlar. Ortada ise bir sal var gemiye ulaşmaya çalışıyorlar fakat devrilmek üzere resmedilmişler. 

    9. NUH'UN SARHOŞLUĞU (Ebbrezza di Noè) : 

    Nuh'un çıplak bedenini bile son derece güçlü bir şekilde resmetmiştir. ayağa kalkamayan yerde uzanan Nuh'un bedeni sarhoş olmasına rağmen çok güçlü ve diridir. Bedeninin aksine yüzü son derece yaşlı ve bitkin resmedilmiştir.

     

    KAYNAKÇA: 

    GOMBRICH: SANATIN ÖYKÜSÜ

    NAZAN İŞPİROĞLU- OLUŞUM SÜRECİNDE SANATIN TARİHİ 

    CELİL SADIK- UYGARLIĞIN AYAK İZLERİ 


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.