Yaşayan En Aykırı 5 Yönetmen

Yaşayan En Aykırı 5 Yönetmen
  • 3
    0
    0
    0
  • Kamera kullanımı, müzikleri, hikayesi, yarattığı karakterleri, vahşet, cinsel sapkınlıklar ve daha fazlası. Seyirciyi gerim gerim geren, ne izliyorum ben diye sorgulatan, tiksinçlikle birlikte garip bir haz veren sıradışı 5 yönetmen için geri sayım başlasın.

     

    5. Yorgos Lanthimos

    Yarattığı distopik dünyalar ile bireyin otorite olan ilişkisini anlatan Lanthimos son yılların en dikkat çekici avrupalı yönetmeni.

    Metafor yağmuruna tutulduğunuz filmlerini izlerken yaşadığımız dünyanın farklı yorumları karşısında hayrete düşmemek mümkün değil. Yarattğı sürrealist atmosferi geniş plan çekimler ve ağır bir olay örgüsü ile işleyen Lanthimos, anlaşılması kolay olmayan bir yönteme sahip.

     

    4. David Lynch

    Alışılmış kelimelerin ve yüzeylerin ötesine geçmeye çalışan bir yönetmen ve gerçeklele rüyanın birbirine nüfuz ettiği, kesin yargıların ifadesiz kaldığı filmleri.

    David Lynch=anlaşılmazlık formülü en az e=mc² kadar kabul görülür halde. En ünlü filmi Mulholland Drive çoğu kişi tarafından anlaşılamayınca 10 maddelik izleme kulavuzu yayınlayacak kadar seyirciyle dalga geçebilecek derecede bilinçaltı oyunları yapabilen bir adamdan behsediyoruz. Her filmi kült mertebesine erişen David Lynch, paradokslarla dolu hikayeleriyle seyirciyi şaşırtmaktan vazgeçmiyor. 

     

    3. Lars von Trier

    Teşhirci, sadist, seri katil, seks bağımlısı gibi toplumun dışladığı ve hoş karşılamadığı konuları ana karakter özelliklerine yükleyen Trier, kimilerine göre dahi iken kimilerine göre ruh hastası bir pravakatör.

    Ancak bu tanımlamalar onun olağanüstü bir yönetmen olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Hiçbir kalıba sığmadığı gibi her filminde farklı bir bakış açısı ile yaklaştığı için çeşitliliği karşısında saygı durşunda bulunmaktan başka çareniz kalmıyor.

    Neredeyse her filmindeki kadın karakterlere çektirdiği fiziksel ve psikolojik acılar ise başka bir tartışma konusu.

     

    2. Michael Haneke

    Ekrana bakarken tedirginlik, rahatsızlık ve sürekli bir mide bulantısı halinde olduğunuzu düşünün. Buna rağmen izlemekten kendinizi alamadığınız bir sinema diline sahip Avusturyalı yönetmen.

    Her çektiği filmle sanki toplumun altına döşenmiş dinamitleri bir bir patlatıyor. Yüzleşmekten korkutuğumuz samimiyetsizlik ve çümüşlük anlatımı ile bizi tokat manyağı yaparken film bittikten sonra hayat sorgulaması yapmamız kaçınılmaz oluyor.

    Etkileyici olan ise bunu eveleyip gevelemeden sade bir dille yapması. Sıradan karakterler üzerinden anlattığı olağanüstü bir toplumsal eleştiri ile zor ve sorgulayıcı bir sinema örneği sunuyor.

     

    1. Gaspar Noé

    Bu kadar meşhur olup da her filminden zarar eden başka bir yönetmen olduğunu sanmıyorum. Ortası yok, kimileri için sinemanın modern peygamberi iken kimileri için abartılmış bir popüler kültür ikonu. Hipster dünyasında dokunulmazlığı olan bu adam neden mi bu kadar çok konuşuluyor?

    Doğumu ve ölümü olağanüstü tecrübeler olarak ilan eden Noe, hayat ise geçici zevkten ibaret görüyor. Ona göre hayat kan, sperm ve gözyaşından oluşuyor. Bu yüzden filmlerini bu üç öğe üzerine inşa ediyor. 

    Baş döndüren kamera kullanımı, klostrofobik uzun kasvetli koridorlar, fonda eksik olmayan alternatif müzik melodileri, psikolojik renk gibi kullandığı kırmızı neon ışıkları Noe sinemasının olmazsa olmazları.

    Aykırı, yenilikçi, arıza, avangart, sapık vs ne derseniz deyin, bu fransızın dünya sinemasında çok farklı bir kulvar açtığı yadsınamaz. 


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.