Fransa-Cezayir savaşı gölgesinde yeşeren gençlik hikayesinin rayihası etrafınızı sarıyor bu samimi filmi izlerken. Düğün sahnesiyle yapılan açılışın aslında bir kutlama değil bir cenazeye dönüşecek olması; senaryonun bizi uçlara savuracağının kanıtı gibi. Savaşa geri dönmemek için evlenen bir askerin trajik sonu Freud’ un sözünü hatırlatıyor; yaşamın büyük bir değeri yoktur fakat ondan başka bir şeyimiz de yoktur. Bir yanda devam eden savaşın ağır atmosferi; diğer tarafta cinselliklerini keşfeden ve muğlaklıktan çıkamayan arzuları ile dört genç.



Gerçeklik ve samimiyeti ile tam bir fransız filmi tadı alıyorsunuz izlerken. Bu da size gafil avlıyor çünkü gençliğinizde yaşadığınız (cinsel eğiliminiz ne olursa olsun) heyecanlar, kararsızlıklar bir ada gibi ortaya çıkıyor bilinç denizinde. François kararkterinin ayakkabı satıcına attığı tirat; ergenlik çalkantılarına tercüman olur nitelikte.
Andre Techine yönetmenliğinde anlatılan hikaye 1994 tarihli. Meraklıları için ek bilgi; film Mubi’ de gösterimde.
Yorum Bırakın