Basit bir matematik sorusuyla başlayan filmin ana ekseni bu soru üzerinden oluşuyor ve işler içinden çıkılmaz bir hale geliyor. İlker Çatak Almanya doğumlu türk asıllı bir yönetmen ve önemli bir başarı kazandığı bu filmi ile insan ilişkileri, güven, Hiyerarşi gibi toplumsal yaşam içerisinde iç içe geçmiş değerleri yarattığı gerilim atmosferi ile eğip büküyor ve ortaya harika bir iş çıkıyor. 

Bizde uğradığı deformasyon sonucu tatil günü ile tartışılmaya sıkıştırılan öğretmenlik mesleğinin gelişmiş toplumlarda nasıl önemsendiğini görmek isnanın içini acıtyor açıkçası. Ana karakter Carla Nowak idealist ve çocukların gelişimine önem veren bir öğretmen. Sabırlı, bağıçlayıcı ve yenlikçi. Sorunlarla öğrencilerin başa çıkarak bir çözüm üretmeleri gerektiğini düşünen biri. Ancak yaşanan hırsızlık olayı; sistemin kontrol merkezi olan öğretmenler odasına atılan bir bomba gibi harcanan emekleri darmadığın etmekle kalmıyor, birbirilerini suçlayan, öğrencilerin dayanışmasına karşın amorflaşan bir öğretmen grubunu göz önüne seriyor.

Gittikçe artan gerilime eşlik eden müzik kullanımı ve kostüm seçimi harika bir bütünlük oluşturuyor ve heyecanlı bir sona hazırlıyor seyirciyi. Carla Nowak' ın taktığı fuların sembolik olarak onu boğan bir nesne haline döüşmesi, giydiği geniş yakla kazak sonrası tüm sınıfı avazı çıktıkları kadar bağırtması gibi detaylar hikayeyi tek boyutlu olmaktan kurtarıyor. 

Benzerlik açısından dirsek temasında bulunduğu diğer filmler; Dead Poets Society, The Hunt, Detachment.