Büyük Amerikan Rüyasına Hapsolmuş Hayatların Öyküsü : 'fareler Ve İnsanlar'

Büyük Amerikan Rüyasına Hapsolmuş Hayatların Öyküsü : 'fareler Ve İnsanlar'
  • 3
    0
    0
    0
  •        Sadece kendi çiftliklerinin, kendi topraklarının olmasını,kendileri için çalışmayı,para konusunda özgür olmayı hayal eden iki adamın hikayesi... George Milton ve Lennie Small. George akıllı ama eğitim almamış bir adam, Lennie'den kısa ve daha güçsüz. Roman sonunda sadece kendi hayatının değil Lennie'ninkinin de sorumluluğunu alan bir adam. Tüm fiziksel özelliklerine rağmen George, en yakın arkadaşı Lennie'nin koruyucusudur. Çünkü Lennie, fiziksel olarak çok güçlü, iri ve soyadının aksine uzun boylu birisi olmasına rağmen yiyeceği yemekten giyeceği kıyafete, kendi adına karar veremeyecek kadar George'a bağımlı bir karakterdir. Hatta neredeyse George olmadan yaşayamayacak kadar bağımlı... Yumuşak şeylere merakı vardır,tavşanlar gibi mesela ve bu merakının onun başına dertler açacağından da bir haberdir. George'un zekası ve Lennie'nin fiziksel gücünün birleşimi, ikisini dengeleyen tek şey diyebiliriz sanırım.

         Roman, Büyük Buhran boyunca bu iki göçmen adamın bir çiftlikte çalışmak için iş aramaları ile başlar. Bir gün çalışabilecekleri bir çiftlik bulurlar, ama malesef ki burada çiftliğin sahibinin oğlu olan Curley yüzünden Lennie büyük bir sorun yaşayacaktır. Curley, eşinin güzelliğini ve çekiciliğini kıskanan evli bir adam ve genç bir boksördür. Kötü bir yanı olarak Curley, Napolyon (boy) kompleksine sahiptir. Bu yüzden de özellikle Lennie'ye karşı bir agresifliği vardır. Yaşayacakları tüm olayların görünmez kaynağı da bu komplekstir. Ve hikaye George ile Lennie'nin çiftlikteki yeni iş arkadaşları ile olan yaşamlarıyla devam eder.

        Semboller hakkında konuşacak olursak, ilk olarak Curley'in eşi hakkında konuşmalıyım. Neden Curley'in eşi? Onun bir adı yok mu? Neden kadının adı yok? Kadının adı yok. Bir adı yok çünkü o sadece Curley'in sahip olduğu bir varlıktan ibaret. Curley'in eşi sadece bir haz objesi olarak görülmekten ibarettir kitapta. Steinbeck, ona isim vermeyerek bu kadının dünyadaki herhangi bir kadın olabileceğini söyler bizlere. Gerçekten de öyle değil mi? Curley'in eşi ben olabilirim,sen olabilirsin ya da bir başkası. Kitabın sonunda onun gerçekleşmemiş rüyalarını,hayallerini,ümitlerini düşününce herhangi birimizin olmama ihtimali yok gibi neredeyse. Kadın aynı zamanda yalnızlığın da sembolüdür. Hiçbir arkadaşı,akrabası olmayan,hayatında hiç bir hareket ve hiç bir değişim gerçekleşmeyen, konuşabileceği birisi bile bulunmayan yapayalnız bir kadın.

     

         Steinbeck, hikayede Büyük Amerikan Rüyası'nın imkansızlığının mesajını iletir. George ve Lennie'nin çiftlik rüyası...Curley'in eşinin film yıldızı olma rüyası...Ve daha niceleri.

    Onlar sadece rüyadır,bizi hayatta tutmaya çalışan. Asla gerçekleşmezler. Onlar sadece senin tüm umutlarını yeşertirler.

     

     Kitabın ismine gelirsek, Robert Burns'ın 'Bir Fareye' isimli şiirinden gelir: 

    "Ama Farecik, yalnız değilsin,
    Geleceği tahmin etmenin boş olduğu konusunda.
    Fareler ve insanların en iyi düşünülmüş planları,
    Genellikle boşa gider.
    Ve bizi ızdırap ve acıyla başbaşa bırakır,
    Vaadedilen mutluluk yerine!


    Yine de sen, şanslısın bana bakılırsa,
    Yalnızca şimdi dokunabilir sana.
    Ama ah! Benim gözlerim geriye bakar,
    Ve geleceği göremem belki,
    Ama korkarım!"

     

    '' Neden fare(ler)? '' diye soracak olursak : Çünkü insanoğluna en çok benzeyendir. Sevilmezler,hızla ürerler,anormal bir şekilde çok fazladırlar, Lennie gibi insanlar...

    Siz bu hayatta George musunuz?, Lennie mi?

     

     

     

     


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.