Akşam ezanı okunana kadar sokakta çılgınlar gibi oynamak için izin aldığımız, acıktığımızda annemizin sepetle bize sandviç veya salçalı ekmek uzattığı, koşarken yere düşüp dizlerimizi kanattığımız, kıyasıya bisiklet yarışları ve mahalle maçları yaptığımız doyumsuz günlerimiz vardı bizim.
Arkadaşlarımızla güler eğlenir, gerekirse kavga edip küserdik ama asla nefret kelimesinin manasını bilmezdik mesela. Her koşulda yardımlaşırdık birbirimizle ve günün sonunda ağabeylerimizle ablalarımızla kola-çekirdek yaptığımız bir mahalle kültürünün içerisinde yaşardık. Fakat ne yazık ki günümüzde bu kültürün esamesi dahi okunmuyor.
Bu nedenle hem tabletlerinden başını kaldıramayan yeni nesil çocuklarının görüp fark etmesi, hem de kendi yaşıtlarımızın yüzünde hoş bir tebessüm oluşturabilmek adına bu listeyi hazırladık. Keyifli okumalar dileriz.
15) Uzun Eşek
Pek çok kişinin kahkahalar eşliğinde severek oynadığı bu oyunda, öncelikle iki takım oluşturulur. Hangi takımın yatacağına karar verildikten sonra yastık görevini ifa etmesi için bir kişi seçilir ve takımın geri kalan oyuncuları birbiri ardına eğilerek yastıkla beraber uzun bir eşek oluştururlar.
Diğer takım oyuncuları ise sırayla bu kişilerin üzerine atlarlar. Yatan takım yıkılır veya atlayanların parmaklarıyla gösterdiği sayıyı “tek mi çift mi?” sorusunun ardından bilemezse kaybeder. Keza atlayan takım en ufak bir şekilde yere temas ederse bu kez de onlar kaybeder ve atlama sırası diğer takıma geçer.
14) Simit
Genellikle erkekler arasında oynanan bu oyunda bir kişi daire çizerek içine girer. Ardından hiç sesini kesmeden “Simiiit” diye bağırıp dairenin dışında bekleyen arkadaşlarını yakalamaya çalışır. Eğer bir arkadaşını yakalarsa o kişi dairenin içerisine gelene kadar diğerleri tarafından tekmelenir ve oyun aynı şekilde tekrar eder.
13) Körebe
Herkesçe çok iyi bilinen ve günümüzde de sıklıkla oynanan bu oyunda, öncelikle ebe olacak kişinin gözleri bir tülbent veya fularla bağlanır. Görmediğinden emin olunduktan sonra ise etrafındaki arkadaşları kaçışmaya başlayarak çeşitli sesler çıkartırlar. Ebe görmediği halde onlardan birini yakalarsa eğer, artık gözleri bağlanacak olan yeni ebe o kişi olur.
12) Minder
Minder şeklinde oturarak yüzünü kapatan kişinin etrafında küçük bir halka oluşturulur ve şu tekerleme söylenerek dönmeye başlanır;
Eski minder yüzünü göster
Göstermezsen bir poz ver
Güzellik mi? Çirkinlik mi?
Havuz başında heykellik mi?
Mankenlik mi? Bebeklik mi?
Tekerleme bittikten sonra herkes bir poz vererek taklit yapar. Minder kimin taklidini daha çok beğenirse o kişi yeni minder olarak seçilir.
11) Üç Taş
Günümüzde modern aparatlarla oynanan bu oyun, eskiden sokaklardaki küçük kaldırımlara çizilen şekiller üzerinde oynanırdı… İçeriğine değinecek olursak eğer; üçer tane taşı bulunan iki kişi, sırayla yaptıkları hamlelerle birlikte rakibini de kontrol ederek kendi taşlarını çapraz veya düz bir şekilde peş peşe dizmeye çalışır ve böylece oyunu kazanır.
10) Yerden Yüksek
Klasik ebelemece oyununun farklı bir versiyonu olan yerden yüksek, ebeden kaçmak isteyen diğer kişilerin yüksek bir yere çıkarak kendini garantiye almasıdır. Kişi eğer alçakta kaldığı sırada ebe tarafından yakalanırsa, artık yeni ebe o olur.
9) Yağ Satarım Bal Satarım
Bu oyunda geniş bir halka halinde oturan çocukların aralarından seçtikleri bir kişi, elinde bir mendil ile birlikte şu tekerleme eşliğinde çocukların etrafında döner;
Yağ satarım bal satarım
Ustam ölmüş ben satarım
Ustamın kürkü sarıdır
Satsam on beş liradır
Zambak zumbak dön arkana iyi bak
Mendili bir kişinin arkasına bırakır ve o kişi tarafından yakalanıncaya kadar koşarak onun yerine oturmaya çalışır. Başarabilirse eğer, artık halka etrafında dönecek olan yeni kişi diğer çocuk olur.
8) Misket
Sırayla dizilen misketlerin karşısına geçen çocuklar, belirli bir mesafede durarak ellerindeki bir misketle hepsini vurmaya çalışırlar. Söylediği yere isabet ettiren çocuk bütün misketleri alır. Ayrıca her bir çocuk ne kadar çok misketi aynı anda vurabilirse, o kadar çok misketin de sahibi olur.
7) Seksek
Pek çok oyuncuyla oynanabilecek olan bu eğlenceli oyunda, yere birbirini izleyen 8 adet kare çizilir. Her birinin içerisine sayı yazılan bu karelere, çizgilere değdirmemek koşuluyla 1 numaralı kareden başlamak üzere taş veya benzeri bir cisim atılır. Ardından oyuncu diğer karelere tek ayağı ile sekerek gider.
4-5 ve 7-8 numaralı karelere çift ayakla basılıp geri dönüldükten sonra taş tek elle alınır ve böylece bir tur tamamlanmış olur. Ayakların çizgiye değmesi halinde ise hamle sırası rakip oyuncuya geçer.
6) İstop
Bir daire oluşturan çocukların ortasında elinde top olan bir ebe bulunur. Ebe topu havaya atarak birinin ismini söyler. İsmi söylenen kişi topu havada yakalarsa başkasının ismini verip tekrar havaya atar. Diğer kişi yere düşen topu aldıktan sonra ise “İstop!” diye bağırır ve aynı anda herkes donup kalır. Devamında da ebe diğer oyuncuları topla vurabilmek için hızlıca koşmaya başlar. Vurulan kişi yeni ebe olur.
5) Yakar Top
Ortada sıçan olarak da bilinen bu oyun en az 3 kişiyle oynanır. Karşılıklı birbirine top atan iki kişinin arasında bir kişi yer alır ve topla vurulmamak için kaçmaya çalışır. Vurulduğunda ise onu vuran kişinin yerine geçer.
4) Dokuz Aylık
Bu oyunun keyifli olabilmesi için en fazla dört kişiyle oynanması gerekir. Yapılan yarışmada topu en az sektirebilen kişi kaleye geçer ve diğer 3 kişi ona gol atmaya çalışır. Fakat bu goller havadan atılmak zorundadır. Yerden gol atıldığı takdirde golü atan kişi kaleye geçer. Ayakla atılan gol 1, kafayla atılan gol 2, omuzla atılan gol 3, röveşata ile atılan gol ise 9 olarak sayılır.
3) Saklambaç
Oldukça meşhur olan bu oyunumuzda ebe bir duvara yaslanıp gözlerini kapatarak saymaya başlar ve bu süre içerisinde diğer kişiler saklanır. Ebe saymayı bitirdikten sonra bu kişileri tek tek bulmaya çalışır. Bulup sobelediği kişi ise yeni ebe olur. Eğer birini başka birisine benzeterek onun ismiyle sobelerse, arkadaşlarının “Çanak çömlek patladı” nidaları eşliğinde tekrar saymaya başlar.
2) Çelik Çomak
Bu oyun en az ikişer kişilik iki takımla oynanır. Oyuncular biri kalın biri ince olmak üzere iki sopa bulduktan sonra çizgi biçiminde küçük bir çukur açarlar. Çukurdan 20 adım geride bir çizgi daha çizilir. Ardından karşı takımdan bir kişi, elinde tutuğu uzun sopayı çukurun üzerine yatay olarak bırakır.
Oyuna ilk başlayan kişi ise çizilmiş olan çizgide durarak elindeki küçük sopayı çukurdaki sopaya doğru atar. Eğer vurabilirse oyuna başlar. Eline aldığı büyük sopa ile küçük sopayı havaya kaldırır ve aynı anda olabildiğince uzağa fırlatır. Bu sırada diğer takım oyuncuları, küçük sopanın düştüğü yere kadar sekerek gider ve oyun bu şekilde devam eder.
1) Birdirbir
En az 3 kişiyle oynanan birdirbir, kura ile bir ebe seçildikten sonra başlar. Ebe yere eğilir ve diğer kişiler tekerlemeyi söyleyerek sırayla üzerinden atlarlar. Atlayan her kişi bir adım sonra aynı şekilde yere eğilir ve kalan arkadaşları da bu döngü eşliğinde atlamaya devam ederler. Tekerlemeyi yanlış söyleyen ve atlarken düşen oyuncu ise tekrar ebe olur. Tekerleme şu şekildedir;
Birdirbir,
İkidir iki, atlamayan olur tilki,
Üçtür üç, atlaması güç,
Dörttür dört, kuş gibi öt,
Beştir beş, aldım bir eş,
Altıdır altı, yaptım kahvaltı,
Yedidir yedi, el sırtıma değdi,
Sekizim seksek, yere düşen eşek,
Dokuzum durak, nerde oturak?
👏👏👏