Filmlerle Ufak Bir Gezinti

Filmlerle Ufak Bir Gezinti
  • 2
    0
    0
    0
  • 1) Üç Renk : Mavi (IMDB:7,9/10)

    Üçlemeden oluşan ve yönetmenliğini Krzysztof Kielowski'nin yaptığı filmde en çok ruhuma işleyen ve biraz daha benimsediğim "Mavi" filminden bahsedeyim biraz sizlere. Eşini ve kızını trafik kazasında kaybeden Julie'nin kazadan sonra kendini bulma arayışı beni çok etkilemişti. Bu arada Fransız bayrağında bulunun mavi rengi özgürlüğü sembolize eder. Böylece karakterimiz için özgürlüğe giden yolları takip ettiğini söyleyebiliriz film boyunca. Peki bu filmde en çok dikkat çeken ney diye soracak olursanız bunlardan başka, yönetmenin üstün başarısından söz edebilirim renk deyatları sayesinde maviyi aslında derinden hissediyorsunuz. Benim en çok maviyi hissettiğim zaman ise  Julie'nin mavi renkli dekoratif bir lambayı sinirlenip söktüğü zamandı. 

    "Evrensel öyküler ve temalar anlatmak istiyorum,ama özel yaşamdan parçalarla"

                                                                                                                    Krzystof Kielowski

     

    2) Annem Hakkında Her Şey ( IMDB: 7,8/10)

    İspanyol-Fransız ortak yapımı bir film olan Annem Hakkında Her şey (All About My Mother) de  senaristliği ve yönetmenliği Pedro Almodóvar üstleniyor. Bu filmi izlerken neredeyse her sahnesinde duygulandım.Filmde neredeyse hiç erkek yok,filmin başında Esteban'ı görsekte onu sadece not defterinden tanımaya çalışıyoruz. Bu durum bana ilk izlediğimde erkek egemen sisteme bir başkaldırı gibi gelmişti. Çoğu eleştirmen ve film sayfalarında gezindiğimde de aynı yorumlarla karşılaştım yani bu filmde güçlü  ve bağımsız kadınları izleyeceksiniz 

    Aynı zamanda farklı hayatların bir anda bir araya gelmesine en az siz de benim kadar şaşırırsınız umarım çünkü ben film izlerken insanın eline geçen şaşırmışlık duygusuna her zaman hayran olmuşumdur. 

    Sizlerde benim gibi tren sahnelerini seviyorsanız bu filmdeki tren sahneleri ve Manuela'nın ruh değişimini anlayabilirsiniz. 

     

     

     3) Lizbon'a Gece Treni( IMDB:6,8/10)

    Bu filmi izlerken bir tarih kitabının içinde dolanan biri gibi hissedebilirsiniz kendinizi ve hayatın izlerine tanık olabilirsiniz. 

    İsviçreli bir klasik diller profesör olan Raimund Gregoris'in hayatı çok sıkıcıdır, filmin ilk sahnelerindeki ağır ve kasvetli olan havaya dikkat ederseniz belki de bu yönetmenin izleyiciye profesörün ruh halini yansıtmasının bir yoludur. Profesörümüzün hayatını kasvetli havadan anladığımıza göre hayatının değişimine gelelim. Bu değişim intihar etmeye kalkışan bir kadını kurtarmasıyla başlar. Bu başlangıçla beraber bu kadın sayesinde eline bir kitap geçer ve profesörümüz kendini Lizbon'a giden bir trende bulur. Lizbon'a gittiğinde kitabın yazarının izini sürmeye başlar. Yazar Portekiz diktatörlüğüne savaşmış ve bunun dışında pek çok özelliği olan biridir. Raimund yazarın hayatını bir filmmiş gibi yaşar.

    Bu film de en çok etkilendiğim şey bir kitapla bir insanın hayatının değişmesi ve yönetmenin bu değişimi ilk sahnelerde gösterdiği kasvetli havadan çıkartmasıyla daha da net anlıyoruz. 

     

    Pandemi dönemi bitince gideceğiniz güzel yollarınız ve hayatınızı değiştiren kitaplar olmasını umut ediyorum. 


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.