Advertisement
Advertisement

'eril Fallik' Döneminde Bir Hasan Ali Toptaş Fiyaskosu

'eril Fallik' Döneminde Bir Hasan Ali Toptaş Fiyaskosu
  • 1
    0
    0
    0
  • Bir kaç gün önce 'Leyla' rumuzlu bir Twitter kullanıcısı, Hasan Ali Toptaş'la yaşadığı bir durumu çok detay vermeden ifşa etti. Ardından yazar Pelin Buzluk da benzer şekilde bir durum yaşadığını anlattığı paylaşımıyla 'Leyla'ya destek verdi. Ve yazık ki devamında tam yirmi insan, çeşitli zamanlarda ve mekanlarda, benzer hadiselere maruz kaldıklarını anlattılar. Hepsi genç, yazar ya da editör olmak isteyen bu kadınların, Hasan Ali Toptaş'a yönelik ithamları akıl alır gibi değildi. Ve 'Uykuların Doğusu'na döner gibi döndük, baktık Toptaş'a... 'Bin Hüzünlü Yaz' gibi olduk sessiz kaldığı her dakika. Acaba maksadını aşan bir latife, bir sosyal medya saçmalığı mı diye düşünerek, 'Gecenin Gecesi'ni bekledik ve ertesi gün aldı eline kalemi Toptaş ve bütün olanları kabul edip, özür dilediği bir metin bıraktı gitti önümüze. 'Heba' etti bizi.

    Tüm külliyatını okuduğum, röportajlarını izlediğim, bir kez Tüyap Kitap Fuarı'ndan yakından görüp imzalı kitabını edindiğim ve 'Kayıp Hayaller Kitabı'nda ben koca adamın gözlerinin nemini sildirip, seneler önce Anadolu'da bir icra memuruyken, bir çocuğa kıyamayıp haczemediği televizyon sonrası istifa edip yazmaya başlayan adamın adı Hasan Ali Toptaş'tır, bundan böyle bende adı; benim büyük hayalkırıklığımdır.

    Bu ismin insanları üzdüğünü, yaptıklarının bir cinsel saldırı niteliği taşıdığını ve ifasını ikrar edip özür dilerken saçmaladığı cümleleri göreceğime, okuma-yazma bilmemeyi tercih ederdim.

    'Kuşlar Yasına Gider' artık Hasan Ali Toptaş, biz yokuz.

    Biz yokuz çünkü bu coğrafya kalemden, mürekkepten, kağıttan ve sözden önce namus topraklarıdır. Bu gördüğün dağlarda, yaylalarda, gidilmedik köylerde ve mezralarda, kadınlar kirletilir, ezilir, suyu çıkarılır ve asılır bir intihar süsüyle. Kadınlar sözsüzdür Hasan Ali Toptaş, onların sesi vardır duyana. Kadınlar nefessizdir, onların soluğu vardır boğmayana. Bir edip, edepten edebiyata yol alırken dört nala; süslü yayınevleri, sükseli editörler, renkli imza günleri, büyük ve pahalı afişler, PR'lar, satış rakamları ve parlatmalarla başı dönecek hallerde meftun oluyorsa, yazmasın bir kadın dudağını, yazmasın saçın telini, beslemesin içindeki edepsizi bir kadının ümitleri ve kokusuyla.

    Gölgesizler'in adını değiştirip yeniden sür piyasaya, 'Gölgeliler' de ve ithaf et kadınlara.


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.