Advertisement Tracker

Pisagor

Pisagor
  • 2
    0
    0
    0
  • Pisagor veya Pythagoras, MÖ 500’lü ve 400’lü yıllarda İyonya’da yaşamış, hepimizin bildiği filozof ve matematikçidir. Matematik alanında yaptığı çalışmalar ile ‘’Sayıların Babası’’ olarak da anılmaktadır. En çok duyduğumuz, okullarda gördüğümüz Pisagor Teoremi ona aittir.

    Pisagor’a göre arkhe yani evrenin ana maddesi iki tanedir. İlki sınırlı anlamına gelen peros, ikincisi sınırsız olan apeiron’dur. Peros dediği sınırlı maddeyi ateş, Anaksimandros’tan apeiron olarak bildiğimiz sınırsız maddeyi ise hava olarak görmektedir. Böylelikle arkhe’yi iki madde olarak düşünen ilk filozof olmuştur.

    Pisagor ve yetiştirdiği öğrencileri tüm gerçekliğin temelinde matematiksel ilişkilerin bulunduğuna ve her şeyi matematiğin yönettiğine inanıyorlardı. Pisagor’a göre sayılar kutsaldı ve matematik sayesinde her şey ölçülebilir, tahmin edilebilirdi. 

    Şimdi biraz da Pisagor'un sayı öğretisinde hangi sayılara ne gibi anlamlar yüklediğine değinelim. 

    Bir sayısını varklıkla özdeş tutar ya da buna varlığın temelini oluşturur da diyebiliriz. Tanrı’nın bilinmezliğinin ve sonsuzluğunun varlık ile bir olduğunu söyler. 

    Bu birliğin ayrışması ile varoluşa çıkan alemi iki sayısıyla özdeşleştirir. Bunu doğayı veya yaşamı yaratmak olarak da düşünebiliriz.

     Üç sayısı bilinci, dört sayısı adaleti temsil eder. 

    Beş sayısı evliliği, altı sayısı canlılığı ve soyların devamlılığını simgeler.

    Yedi sayısının varlıkların hayatlarında baskın rolleri vardır. Kritik zamanları yedi sayısı ile niteleriz. 

    Sekiz sayısı aklı, erdemi ve ahlakı; dokuz sayısı ise dört gibi adaleti temsil eder.

    Son olarak on sayısı yaşamın ilkesi ve yol göstericisidir. Bütün sayıların temeli olduğunu ifade eder. 

     

    Pisagor, tarihte kendisine filozof diyen ilk kişidir. Ona göre üç çeşit insan vardır: maddiyat peşinde, şan şöhret peşinde ve bilgi peşinde. Bu üç gruptan kendisini bilgi peşinde koşan, evreni ve çevresini anlamaya çalışan, düşünen insan yani filozof olarak görmüştür. 

    Pisagor okulu katı kurallara sahipti. Öğrencileri onun öğretilerinin tanrılara ait kehanetler olduğuna inanıyorlardı. Okul’u, kişinin ruhuna ulaştığı bir yer olarak görmüşler ve ruh kavramını orphizm ile açıklamışlardır. Orphizm’e göre; ruh, bedenden bedene geçer; beden, ruhun hapishanesidir ve bu nedenle ruhun bedenden kurtulması gerekir. Pisagor’un etkisi ve imajı hayret vericiydi. Yetiştirdiği öğrencileri onun sözünden çıkmazdı. Neler yiyeceklerine, giyeceklerine hatta nasıl işeyeceklerine kadar kuralları vardı. Pisagor okulu, katı kurallar ve yasaklar nedeniyle ‘tarikat’ olarak da nitelendirilmektedir. Mesela et yemezlerdi. Çünkü bir insanın ruhunun bir hayvan bedenine de geçebileceğini düşünüyorlardı. 

    Pisagor ve öğrencileri ruhun geliştirilmesi ve arındırılması gerektiğine inanmışlardır. Pisagor bunun ancak felsefe yaparak mümkün olacağını düşünmüştür. 


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.