Çoğu Türk televizyon izleyicisinin hayatına 2000'lerde CNBC-E kanalıyla giren ve Amerikan mizahının, espri anlayışının ve 'kendisiyle dalga geçme' akımının güzel bir örneği olan The Simpsons, tam 31 yıl önce bugün hayata geçmişti.
Springfield isimli hayali bir şehirde yaşayan baba Homer, eşi Marge ve çocukları Bart, Lisa ve Maggie'nin yaşamlarını konu alan parodinin yaratıcısı Matt Groening, 31 sene önce bugün yazdığı ilk bölümü, aşağıda gördüğünüz satırlarla sonlandırmıştı.
The Simpsons başlangıçta kısa animasyonlar olarak tasarlanıp, ana akım televizyon gösterilerinin bir parçası olarak yayınlasa da, kısa sürede kendi izleyici kitlesini oluşturmayı başarıp ayrı bir yapım haline geldi. Pek çok ödülün yanısıra, 1999 yılında Time dergisi tarafından '20. yüzyılın En İyi Televizyon Dizisi' olarak seçildi.
Dizideki ana karakterlerden biri olan Homer, klasik Amerikan orta sınıf aile babasını temsil eder. Tembel, biraz bön, oldukça sakar, bowling sever ve ailesine düşkün bir babadır. Eşi Marge ise Amerika'da 1970'ler itibariyle kendi kimliğine daha çok sahip çıkan, titiz, detaycı, otoriter ve sevecen Amerikan kadınını gösterir. Oğulları Bart haylaz, kısmen 'ergenlik ruh halinde', parodilerin çoğunda ana güldürüye neden olan sorunları yaşatan ve hayalleri büyük ancak yetenekleri kısıtlı bir çocuktur. Kızları Lisa çalışkan, aktivist, sorgulayıcı ve tamamlayıcı bir karakterken, henüz çok küçük olan Maggie, sadece emziği ile iletişim kurabilen bir bebektir.
The Simpsons'ı aynı akımdaki Rick and Morty, South Park, Family Guy ve Futurama gibi animasyon dizilerden ayıran nitelik, durum parodilerin oluşturan mizahın çok geniş bir yelpazede ustalıkla kullanılmasıdır. Dizi bütün büyük dinlere değindiği kadar sendikal haklara, toplumsal hareketlere, savaşlara, cinsel eğilimlere, doğa ve tabiat sorunlarına dek büyük bir alanda gezinir. Mizahi ölçüyü göstere göstere değil, çoğu zaman ekrandaki bir kareyi durdurup fark edilecek kadar 'ince' bir şekilde tutturur. Bu nedenle pek çok The Simpson hayranı, bölümlerdeki detaylar üzerine uzun analizler yaparlar.
Dizinin gerçek kültüre etkisi yadsınamaz. Nitekim Homer'ın kullandığı ünlem olan 'D'oh!' İngilizce sözcüklere eklenmiştir. Benzer şekilde Marge'ın 'uydurduğu' pasta tarifleri, Bart'ın sınavda kopya çekme teknikleri, bir bölümde Lisa'nın çocuk ve kadın hakları için oluşturduğu protesto yöntemi, gerçek hayatta da yer almıştır. Ayrıca diziyle birlikte popüler hale geldiği kabul edilen ve duruma göre bıkkınlık, bazen şaşkınlık, kimi zaman yorgunluk ifadesi olan 'Meh' terimi de, 2008 Collins İngilizce sözlüğe eklenmiştir. Ve son olarak, dizide kullanılan kimi yiyecek ve içecekler 'Buzz Cola', 'Krusty-0 kahvaltılık gevreği', 'yağda kızartılmış pembe çörek gibi orijinal isimlerle lisanslanarak tüketiciye sunulmuştur.
The Simpsons başlangıçta güldürü amacı güden bir yapım olsa da, zamanla mizahın ana kaygısı olan hiciv öğeleriyle de dikkat çekmiştir. Kimi olumsuz tepkiler de alan ve Homer üzerinden 'serkeşliğin', Bart üzerinden tembelliğin ve haylazlığın övüldüğü dillendirilse de, asıl tepkiler bazı politik ve tabu nitelikli görülen konularla ilgili olmuştur. Bazı bölümlerde sermaye-emek ilişkisi, bazı bölümlerde devlet başkanlarının zaafları gibi konularla zenginleşen dizi, 20 yüzyılın uyuşturulmuş, tepkisiz ve bencillemiş toplumlarının bir aynası halindedir.
Bugün 31. yılına giren The Simpsons giriş müziğiyle, geçiş armonileriyle ve başarılı seslendirmeleriyle, popüler kültürün ötesine geçerek hiciv sanatının 'Amerikancasını' başarıyla yapan kült bir yapım olmayı başardı.
Bir bölümde aslı Fransızca olan bir deyimi, 'Cheese-eating surrender monkeys!' olarak tercüme edip bizi bize anlatan The Simpsons, nice yıllarına ve bölümlerine olsun.
Yorum Bırakın