Şarkılarıyla Sahil Esintisini Hissettiren Palmiyeler İle Röportaj

Şarkılarıyla Sahil Esintisini Hissettiren Palmiyeler İle Röportaj
  • 5
    0
    0
    1
  • Derine, Senden Haber Yok ve Aslında Alkol Hala Damarımda şarkılarıyla Türk Rock müziğinin kendine has grubu Palmiyeler, geçen haftalarda "Şeytan Odama Geldi" albümünü yayımladı. 6 senedir içinde bulundukları müzik piyasasının geleceği, başlı başına birer sanat eseri olan klipleri ve şarkı yazma süreçleri hakkında yaptığımız keyifli röportaj sizlerle.

    Bu röportajımız 28 Ocak 2021 tarihinde yazarımız Emirhan DEMİRAYAK tarafından gerçekleştirilmiştir.

    • Merhaba, nasılsınız? Sizinle bir röportajda buluştuğumuz için çok mutluyuz. Geçtiğimiz haftalarda bu soğuk kış günlerinde içimizi ısıtan “Şeytan Odama Geldi” albümünüzü yayımladınız. “Doğan Güneş Bizi Yakar” şarkınız özellikle bu Ocak ayında bana yazı özletti. Hissettirdiği duygular bakımından olsun, şarkının sound’u olsun tam bir Palmiyeler imzası taşıyor. Peki albümü biraz da sizden dinleyelim. Albümün yapım süreci nasıl geçti? Geri dönüşler nasıl oldu?

    Şeytan Odama Geldi albümün tamamı İstanbul’da ev stüdyomuzda kaydedildi. Albüm yaz boyu yapılan demoların bir uzantısı olsa da şu an dinlenebilen yayınlanmış hali Eylül ayında iki haftalık bir süreçte ortaya çıktı. Albüm geri dönüşlerini Spotify dinlenme oranlarına bakarak konuşacak olursak bizim açımızdan iyi gidiyor diyebilirim. Şu sıralar daha önce dinlenilmediğimiz kadar çok dinleniyoruz ve bize ulaşanlardan da güzel yorumlar alıyoruz.

    • 2020’ye Eskişehir, Ankara ve Amerika turnesi ile başladınız ancak sonrasında salgın ortaya çıktı. Bu kadar verimli başladığınız bir seneyi 5 single ve 1 albümle taçlandırdınız. 2021 yılına da bir albüm ve single ile hızlı bir giriş yaptınız. Bunca üretkenliğin yanı sıra pandemi dönemi siz ve müzik piyasası için nasıl geçti/geçiyor?

    Bu dönem sanırım herkes için zor oldu, Amerika’da son konserimizin ardından bir süre New York’ta vakit geçirdik ve sınırlar kapanmadan bir hafta önce İstanbul’a döndük. Döndüğümüz günlerde insanlar marketlerin raflarını boşaltmaya başlamıştı bile. Dönüşte tedirginlik başlamış olsa da tesellimiz virüs Amerika’da patlak vermeden önce tüm konserlerimizi sağ salim tamamlamış olmamız oldu. Biz orda çalarken etrafta bir hastalık dalgası vardı ancak kimse bu kadarını beklemiyordu. Aynı şey Türkiye için de geçerli sanırım, insanlar her yerde ilk başlarda biraz hafife almış olabilirler. Bütün bu imkansızlık ve kapanmalara rağmen geçtiğimiz bir yıl üretkenlik açısından bizim için iyi geçti diyebilirim. Single’lar ve albümler çıktı ve tabii müzik videoları da yayınladık. Ancak müzik piyasası için iyi geçmiyor gibi gözüküyor, birçok müzisyen zor durumda ve ara ara üzücü haberler görmeye devam ediyoruz. Maalesef bir süre daha düzelecek ya da birileri bu duruma çare bulacakmış gibi de gözükmüyor.

    • Şarkı yazma süreciniz hakkında konuşalım biraz. Bol reverb’lü vokaliniz ve eşsiz sound’unuz sizi duyduğum anlamda tanımamı sağlasa da her şarkınız birbirinizden farklı. Birinde kendimi bir sahil kasabasında öğle vaktinde bulurken diğerinde yüz binlerce kişiyle birlikte bir stadyumda konserdeymişim gibi hissediyorum. Sizin şarkı yazma motivasyonunuz nereden geliyor? Ekibin en üretkeni olan bir isim var mı?

    Şarkı yazma motivasyonumuz şarkı yazabiliyor olmamız, bundan heyecan duymamızdan geliyor. Buna başka bir çok şey daha eklenebilir, bir şeylerden ilham almış ya da başınızdan geçen iyi, kötü ya da komik bir şeyden bahsetmek istemiş olabilirsiniz. Sanırım bunlar herkesi şarkı yazmaya iten sebepler. Ekipte şarkıları ben yazıyorum, daha sonra stüdyoda birlikte fikir alışverişi yapıyoruz ve şarkının farklı bölümleri üzerinde çalışıyoruz.

    • Mainstream olmayan bir türde ve tamamen kendinize has olan tavrınızla üretiyorsunuz parçalarınızı. Peki Palmiyeler dinlemek istediği türde şarkılar mı üretiyor yoksa hislerinizin bir izdüşümü olarak mı ortaya çıkıyor? Hitap ettiğiniz kesimi ne tür dinleyiciler olarak tanımlarsınız?

    Palmiyeler o aralar ne türde şarkılar dinlemek istiyorsa ya da dinliyorsa o tarzlar üzerine yoğunlaşıyor, bu da normal bir şey galiba. Albüm süreci genelde uzun diyebileceğimiz bir zaman aralığını kapsıyor, bu zaman geride kaldığında bazı fikirleriniz ya da zevkleriniz hafifçe değişse de albüm o dönemi yansıtan bir iş olarak ortaya çıkıyor. Geriye dönüp baktığınızda bu daha da anlam kazanıyor. Tabii bu hislerimizin izdüşümü olmasını engelleyecek bir şey değil. Üretim sürecinde hislerimiz de mantıkla birlikte dengede gidiyor diyebilirim. Hitap ettiğimiz kesimi rock müzik dinleyicisi olarak tanımlarım.

    • Şimdiye kadar bir grup veya isimle ortak proje çıkamadığınızı görüyorum. Böyle biri/birileri olacaksa ne tür beklentileriniz var? Özgünlüğünüzü koruma taraftarı mısınız yoksa bir iş birliği ile görebilir miyiz sizleri?

    Birkaç iş birliği planımız var, kimisi başladı kimisi ise fikir aşamasında ancak bunlar özgünlüğümüzden çalacak projeler olmayacak gibi duruyor. Böyle bir projede beklentimiz eğlenmek ve seveceğimiz bir iş çıkartmak olur.

    • En üretken olduğunuz ve popülaritenizin tırmandığı bir dönemdesiniz şu an. Bir garaj rock grubu olarak kurulup geldiğiniz bu noktadan memnun musunuz? Hitap ettiğiniz kitleye ulaştığınızı düşünüyor musunuz?

    Geldiğimiz noktadan çok memnunuz, başlarken daha ufak bir kitlemiz vardı ve yıllar içinde bu tahminimizin biraz daha üstünde bir genişleme gösterdi. Hitap ettiğimiz kitleye ulaştığımızı düşünüyoruz.

    • Verdiğiniz bir demeçte plak kültürünün yeniden doğacağını ön görmüştünüz. Özellikle pandemi döneminde artan e-ticaret bizlere hayranı olduğumuz çoğu sanatçının yeni baskı plaklarını sunuyor ve siz de bilhassa kendi web sitenizde kendi plaklarınızın satışını yapıyorsunuz. Bu bağlamda geleceğe yönelik buna benzer öngörüleriniz var mı?

    Sanırım böyle gidecektir, plağın geleceği bunu söylediğimiz yedi yıl önce çok barizdi. Hatta bu kültürün yeniden canlanışı Avrupa’ya çoktan gelmişti ancak Türkiye’de neden böyle bir şey yapıyorsunuz diye soranlar oluyordu, ancak ilk EP’den beri kayıtların plak olarak çıkması bizim için önemliydi. Yunanistan’da çalıştığımız yeni plak şirketimiz Green Cookie Records önümüzdeki aylarda tüm diskografimizi kapsayan bir de CD yayınlamaya hazırlanıyor. Ayrıca "Şeytan Odama Geldi" plakları da bahar aylarında satışta olacak. Web sitemizden ön satışı kısa zamanda duyuracağız. Ayrıca 2017 tarihli "Venüs" albümümüzün yeni baskıları da şu sıralar web sitemizde ön satışta. 

    • Dikkatimi çeken noktalardan biri de şu; kariyerinizde yavaş yavaş koşmaya hazırlandığınız bu dönemde Amerika’da bir caz ikilisiyle birlikte bir turne gerçekleştirdiniz. Bunda Rana’nın New York geçmişi ne kadar etkili oldu? Çünkü bence çok cesurca ve bilinçli olarak atılmış bir adım. Ayrıca gerek sitenizde gerek sosyal medya hesaplarınızda hatta Spotify biyografinizde de çoğunlukla İngilizce paylaşımlar yapıyorsunuz. Bu iki konudan yola çıkarak yabancı şarkı projeniz olacak mı diye sormak da isterim.

    Amerika turnesi için teklif Kaliforniyalı caz ikilisi The Mattson 2 grubundan geldi. Instagram üzerinden bize bir mesaj attılar, ve bizi dinlemekten keyif aldıklarını birlikte turneye çıkabilirsek harika olacağını yazdılar. Biz de kendilerini bolca dinliyorduk, özellikle Toro y Moi ile yaptıkları Star Stuff albümü tam da bize yazdıkları günlerde epeyce dinlediğimiz bir kayıttı. Bu mesajlaşmalardan bir sene sonra turneyi organize ettik ve soluğu New York’ta aldık. Turne boyunca çok iyi tepkiler aldık ve salgın olmasaydı geçtiğimiz yaz tekrar gitme ve çalma planımız vardı. Şimdilik bu planları salgın sonrasına bırakıyoruz. Şu sıralar The Mattson 2 ile bazı şarkılar üzerinde çalışıyoruz, bu kayıtlarla birlikte tekrar bir Amerika turnesi yapmak ve onların da buraya gelmesi planlarımız arasında.

    • Şarkılarınızın yanı sıra görsel alanda da sanatın derinliklerini kullandığınıza çokça tanık oldum. Gerek albüm kapaklarınız gerek klipleriniz hatta ve hatta şarkılarınızın da bir betimlemeye dayanması bu düşüncemin temeli oldu. Buradan yola çıkarak geçen haftalarda çıkardığınız yeni single’ınız “Aslında, Galiba”nın yapım sürecini öğrenmeyi çok isterim.

    "Aslında, Galiba" müzik videosu albüm tanıtımı için fikir ararken kız arkadaşım Yasemin Yasu’nun aklına geldi. Birlikte bu tarzda bir rotoskop animasyon yapma isteğimiz uzun zamandır vardı ancak Palmiyeler’in bu albümü için yapacağımızı hiç düşünmemiştim. Fikre hemen ısındık ve hızlıca YouTube’dan 80’ler new wave gece kulübü videolarından kullanacağımız referansları bulduk ve iki hafta içinde de hızlıca tüm çizimleri tamamladık. Video yaklaşık 400 çizimden oluşuyor. Daha sonra bu çizimler taranıp arka arkaya sıralandı ve izlediğiniz şekilde kurgulandı. Bizim için eğlenceli ve koşturmacalı bir süreç oldu.

    • Son olarak Listenary’nin mottosu “Songs to discover today.” için takipçilerimize başarılı bulduğun 3 albümü önerir misiniz?

    Bu tarz albüm önerileri sorulduğunda hep farklı şeyler söylemeye çalışıyorum, bu seferki önerilerim.

    - Lush - Gala

    - Spiritualized - Ladies And Gentlemen We Are Floating In Space

    - Spacemen 3 - Taking Drugs To Make Music To Take Drugs To

     

    Palmiyeler'e röportajları için teşekkür ediyoruz. Sosyal medya hesaplarından onlara ulaşabilirsiniz.

    Spotify 

    Youtube

    Instagram

    Twitter

     


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.