Türk müzik sahnesinde son yıllarda "Üçüncü Nesil“ olarak adlandırılan türün en başarılı temsilcilerinden dördü olarak tanıdığımız; Canozan, Sedef Sebüktekin, Nova Norda ve Birkan Nasuhoğlu, geçtiğimiz aylarda 21 gün boyunca kendilerini doğayla başbaşa olup müziklerini icra edebilecekleri bir eve kapadılar ve 15 Ocak’ta da 8 parçadan oluşan "Evde“ albümünü dinleyicileriyle buluşturdular.
Biz de Listenary ekibi olarak bu özel projenin detaylarını, dinleyicileri için onlara sorduk. Burdan bir kez daha kendilerine verdikleri cevaplar için teşekkür ediyor, hepinize keyifli okumalar diliyoruz!
Bu röportaj yazarlarımız Ceren Durmaz ve Müşerref Gezgin tarafından 18 Ocak 2021 tarihinde gerçekleştirilmiştir.
1) Projenin detaylarına geçmeden önce şunu sormak isteriz ki Türkiye’de genç nesli temsil eden en başarılı müzisyenlerden dördü karşımızda, peki bu dörtlü nasıl bir araya geldi? Bize biraz arkadaşlığınızdan bahsedebilir misiniz?
Sedef Sebüktekin: Biz oldukça yakın arkadaşlarız aslında müzik vesilesiyle tanışmış. Canozan ile üniversitede tanıştık, o zamandan bugüne hep beraber sahne aldık, şarkılar yaptık, epey olmuş bakınca. 10 sene olmuş. Nova ile 2-3 sene evvel, ilk şarkısını çıkardığında tanıştık. Duyar duymaz hemen kendisine DM’den yürüdüm :) o da beni biliyormuş falan filan derken o günün akşamına buluşmuş, biraları deviriyorduk. O zamandan beri onunla da çok yakınız. Birkan’la da ilk Canozan’ın bir konserinde tanışmıştım. Ancak hepsini 21 gün boyunca beraber yaşayıp tek odağa doğru çalışırken baya daha yakından tanıdım diyebilirim :)
2) Bu projenin fikri ilk olarak kimden çıktı?
Sedef Sebüktekin: Fikir Canozan’dan çıkıp Nova’nın geliştirmesiyle gerçekleşti diye biliyorum. Tabii ki menajerimizin de süreçte çok yardımı oldu. Biz çocuklar gibi eğlenerek albüm yaptık, canlı yayın konserleri verdik. Onlar işin pek de eğlenceli olmayan kısımlarını yürüttüler hep.
3) 21 gün gerçekten böylesine başarılı parçaların çıkması için oldukça kısa bir süreç aslında, projeye başlamadan önce ortaya çıkaracağınız şarkılara dair kafanızda bir taslak var mıydı?
Sedef Sebüktekin: 21 günde 8 şarkı gerçekten çok zorlayıcı bir görevmiş, sanıyorum hiç birimiz bu kadar yoğun bir tempoda geçeceğini tahmin etmiyorduk. Zamanımızı iyi yönettiğimizi düşünüyorum. Eve geldiğimiz gün biraz takılmaç yapıp ertesi gün hemen birbirimize yarım kalan fikirlerimizi, bestelerimizi dinlettik. Hepimizi harekete geçiren fikirlerin üzerine gitmeyi kararlaştırdık ve hep beraber şarkıları inşa etmeye koyulduk.
4) Daha öncesinde Canozan ve Sedef’in ortak çalışmalarını gördük, belki bu yüzden siz birlikte çalışmaya daha alışkın olabilirsiniz, fakat genel olarak kolektif bir çalışma yapmak sizin için nasıl bir deneyim oldu? Bireysel çalışmaya göre daha iyi veya daha kötü yönleri nelerdi?
Sedef Sebüktekin: Herkesin kendine has dokunuşunu yapabileceği, güzel bir kurulumumuz vardı. Mis gibi dostluğumuz var zaten, doğanın içindeyiz üstüne üstlük. Kendinden sihirliydi yani süreç. Kolektif olmasının zorlayıcı yanları oldu tabi, başka fikirlere açık olmayı gerektiriyor en başta. Ancak açık olabildiğin zaman yalnızca daha fazla avantajı olduğunu gördüm. Her akşam jamming yaptık, beraber bir transa geçme hali gibi. O sessionlar da bizi daha bağladı gibi hissediyorum. Gündüz daha çok iş yaptık. Kendi içinde birbirini dengeleyen de bir ekiptik. Kaytarmak isteyene işten kaytarma alanı vardı, ama kimse de kendini salmadı. Eğlenerek, yorularak, gülerek acayip bir deneyim yaşamış olduk. Albümde bunun yansımaları varsa ne mutlu bize.
5) İleride bu dörtlü arasında farklı kombinasyonlarla sizi dinleyebilecek miyiz? Yakın zamanda bir düet projesi var mı?
Nova Norda: Birkan ile benim 12 Şubat’ta ilk düetimiz yayınlanıyor! Sevgililer günü için yaptığımız bir çalışma. Sevimli bir parça oldu, birlikteliğimiz boyunca biriktirdiğimiz videolardan derleme bir klip yaptık. Bu sene bir ara da, Sedef’le tanıştığımız ilk zamanlarda yaptığımız bir düetimiz yayınlanacak. Şarkıda tanışma hikayemizi anlatıyoruz. :) Daha zamanlaması belli olmadığı için bir şey diyemiyorum ama bu sene yayınlanacaktır bence. :)
6) İyi bir arkadaşlığınızın olduğunu anlamamak mümkün değil, yine de 21 gün boyunca aynı ev içerisinde olmak nasıldı? Müzik yapma süreciniz dışında nelerle uğraştınız?
Nova Norda: 21 günün 18’i, sabahtan akşama kadar şarkılarla uğraşarak geçti. Dolayısıyla başka aktivitelere kalan pek vaktimiz olmuyordu. Hepimizde kuvvetli bir görev bilinci olduğu için ufak fikir ayrılıkları olsa da çatışma hiç yaşamadık. Kolayca uzlaştık, dostluk hep ön plandaydı diyebilirim. Akşamları pert olmuşken genellikle hırsız polis oynadık ve beynimizi biraz daha yaktık :) Çok keyifli bir 3 haftaydı. Geri dönüp baştan yaşamak isterdim kesinlikle.
7) Evde kayıt yapıyor olmanın stüdyoda yapmaya göre herhangi bir avantajını veya dezavantajını deneyimlediniz mi?
Canozan: Önce avantajından bahsedeyim; pijama terlikle gecenin bi yarısı sesi istediğimiz kadar açarak kayıt yapmanın tadı muazzam! Bu şekilde kayıt yaparken içinde bulunduğumuz ruh halini de kaybetmemiş oluyoruz. İlham ortaya çıktığı anda onu yakalayıp kaydedebilme şansı ortaya çıkıyor. Tabiki profesyonel bir stüdyoda dışarıdan gelen sesleri engelleyen bir yalıtım bulunur. Bunun dışında içerideki sesin sonik kalitesi üzerinde mimari çalışmalar yapılır. Biz evin salonunda kayıt aldığımız için dışarıdan gelen rüzgar sesi, trafik sesi vb. şeyler biraz kayıda girmiş bulundu :) Bunu da bir dezavantaj olarak görebiliriz ama bence çok da önemli değil.
8) Klibi ilk çıkan parça “Bir Yol Buldum” oldu ve bu klip hepinizin içinde olduğu kısa bir film gibiydi. Klip süreci sizin açınızdan nasıl geçti? Ayrıca ilk klip için özel olarak mı bu parçayı seçtiniz, sizler için ayrı bir yeri olduğunu söyleyebilir miyiz?
Canozan: Öncelikle klibimizin yönetmeni Can Özen ile enteresan isim benzerliğimiz beni çok güldürüyor. Sonralıkla, Nova, Birkan, Sedef ve ben “Bir Yol Buldum” şarkısını yaparken koro kısmına çok yükseldik. Albümdeki şarkıların içinde en sevdiğim kısım bu şarkının içindeki o bağırdığımız yer. Klip için bu şarkıyı nasıl seçtiğimizi hatırlamıyorum şahsen. Ama iyi ki seçmişiz zira klip süreci aşırı zevkliydi. Çeken insanlar zaten arkadaşlarımız olduğu için ekstra eğlendik, çekim aralarında karavanda goygoy yaptık falan. Biraz soğuktu sadece g*tümüz dondu ahahah :D
9) Bu süreç içerisinde yaşadığınız herhangi bir zorluk oldu mu?
Birkan Nasuhoğlu: Daha önce birlikte çokça vakit geçirdiğimiz ve hangi amaçla o evde olduğumuzu kendi kendimize net bir şekilde ifade ettiğimiz için birlikte üretmek ve evdeki yaşam ile ilgili bir zorluk yaşamadık. Fakat hepimiz yalnız çalışmayı hem daha çok seven hem de buna alışmış insanlar olarak ekip halinde üretmenin ve çalışmanın bazı zorluklarını tabii ki yaşadık. Kimse kimseye kendi içinde yaşadığı zorluğu hissettirmediği için bu durum herhangi bir sorun olarak karşımıza çıkmadı.
10) Bu deneyimin size kazandırdıklarını bizlere kısaca özetleyebilir misiniz?
Birkan Nasuhoğlu: Bu pek kısa olmayabilir… Hani öğretmenlerimiz bize ekip çalışmasının faydalarını, bu çalışmanın ileri yaşlarda bize yaşatacağı kolaylıkları, paylaşmanın ve empatinin sosyal hayatımızdaki etkileri vb konularda sık sık öğütler verirdi ya, işte ben 30’lu yaşlarımın başında öğretmenlerimin vakti zamanında ne demek istediğini bir kez daha anladım. Aslında o ev içinde bulunduğumuz durum, birlikte çalışmaktan ziyade birlikte üretmenin daha baskın olduğu bir modeldi. Bu da farklı konu başlıklarını beraberinde getiriyor. Mesela egomuz... Bir insanda egonun da belirli biz düzeyde olması gerekliliğini bir kenara bırakırsam, bu albümü hazırlarken ruhumuzu sıkıştıran bütün duyguları kendimizden uzak tutmaya çalıştık. 21 gün boyunca, enerjimizin tamamını, içimize sinen bir albüm ortaya çıkarmak için harcadık. Birlikte üretirken sabırlı ve inançlı olduk. Giriş-gelişme-sonuç olarak, tamamen öğretici bir süreçti.
Albümü dinlemek için:
Sanatçıların sosyal medya linklerine de aşağıdan ulaşabilirsiniz.
Canozan: Instagram / Twitter / Spotify
Sedef Sebüktekin: Instagram / Spotify
Yorum Bırakın