Boramess (eski adıyla Hermess) iç dünyasına dahil ettiği yaşanmışlıkları ve henüz kalıplaşmamış duyguları şarkılarına işlemeyi seven bir müzisyen. Alternatif sesiyle farklı müzik tarzlarını ele alması ve parçalarına konuk ettiği ses kayıtlarıyla dinleyici hafızasında yer edinmeye başlamış gözüküyor. Bu hızlı yükselişine şahit olduğumuz bu değerli ses ile onun müzik yolculuğu ile ilgili bir röportaj gerçekleştirdik.
Bu röportajımız yazarımız Busenaz BİLİCİ tarafından gerçekleştirilmiştir.
- Merhaba, nasılsınız Bora Bey? “Listenary Keşif ile Tanıyalım” serisinde sizinle de bir araya geldiğim için çok mutluyum. Biraz bize kendinizden bahseder misiniz? Boramess kimdir, müziğe nasıl başladı?
Merhaba, iyiyim teşekkür ederim umarım sizlerin de keyfi yerindedir. Ben Bora Emre Erdogan, 2014 yılından beri İstanbul’da yaşıyorum. İlk kayıt anlamında müzik kariyerime Hermess mahlasıyla 2018 yılının sonlarına doğru başladım ve Eylül 2020’ye kadar da Hermess olarak devam ettim. Fransız Hermes moda markasının şahsıma ihtarı sonucunda da geleceğimi düşünerek ismimi Boramess olarak güncelledim. İlk olarak bu değişimden söz etmek istedim çünkü isim değişikliği her anlamda zor ve yıpratıcı bir süreç, nihayetinde Boramess ismi ile toparlanmayı başardım.
Tekrar geriye dönelim, 2018 yılı benim adıma yaşadığım en zor yıllardan biriydi. Sıkıntıların üst üste gelmesi, bir yandan üniversite, bir yandan yaşadığım duygusal ayrılık psikolojik anlamda beni iyice baskılar olmuştu. Herkesin iç duygularını dışa vurduğu bir şema vardır, ben bu konuda oldukça güçlük çektim. Ne yapabilirim diye düşünürken bir arkadaşımın kayıt aldığından haberim vardı ve kafa dağıtmak, eşlik etmek adına birgün stüdyoya onunla gidip ilk kaydımı aldım.
İlk kaydım kulağıma güzel gelmedi, eksiktim. Çok çalışmanın gerekliliğini o an fark edemesem de ilerleyen süreçte müziğe iyisiyle kötüsüyle bir gün dahi ara ver-e-medim. Öğrenme sürecine halen tanık oluyorum, artık müziği evimde yapıyorum. Özetle müziğe mutsuz başlayıp umutla devam etmek oldukça özel bir his.
- Müzik serüveninize daha yeni başlamış sayılırsınız fakat 2020 yılını dolu dolu geçirdiğiniz aşikar. Birçok parçanızı ve albümünüzü bu sene içinde yayımladınız. 2020 karantinası size verimlilik anlamında çok şey kattı diyebilir miyiz? 2021 yılındaki planlarınız neler? Yeni yıldan neler diliyorsunuz?
Lisanslı ilk parçamı Şubat 2019’da yayımladım ve bu ortama ısınmam biraz zaman aldı. Boş vaktimin çoğunu müzikle geçirdiğim için üretken gözüktüm fakat üretkenlik her zaman istenen seviyede olamıyor, neticede müzik dünyasında sizi zorlayan biri yok ve özgürlüğün kattığı hislerle yol almamız bu konuda son derece önemli yer tutuyor. Genellikle sanatçıların boş zamanlarında daha verimli olacağı düşünülse de kafası dolu olan bir sanatçı, dinleyici için daha büyük bir şans demektir bana göre. Benim de düşüncelerim yoğun bir seyir izlediğinden bu üretimimi karantinada da sürdürebildim.
Yeni yıldan dileğim öncelikle sağlık. Planım ise lisans hayatı gibi yarım kalan işlerimi halledip müziğe daha sıkı odaklanabilmek üzerine kurulu diyebilirim, tabiki yeni parçalar da gelecek.
- Bu yıl içerisinde ilk albümünüz “Hiç Biri”ni yayımladınız. Albümü hazırlama aşamanız nasıldı? Dinleyenleriniz tarafından güzel geri dönüşler aldığınızı biliyorum. Böyle bir geri dönüş bekliyor muydunuz? Nasıl hissediyorsunuz?
Albümün yerinin her zaman ayrı olduğunu düşünenlerden biriyim. Tarihte bir müzisyenin, sanatçının esas hatırlanabilirliği genellikle topluma sunduğu albümlerden geçmiş. Devrin single devri olduğu kesinlikle doğru keza dijital platformlar dahi size albüm yapmanızı önermeyecek derecede maddeler, sonuçlar sunuyor. Dinleyiciler de bir albüm için aylarca beklemektense hafta hafta single dinlemeyi daha uygun buluyor.
İster istemez aklıma takılan bu kriterleri bilerek albüm hazırlamak biraz zor oldu. Yayımladıktan sonra bağımsız bir müzisyen olarak kitleye ulaşabilme konusunda da sıkıntılar yaşadım ama sevdiğim bir albümümün olmasına kesinlikle değdi.
Dinleyenlerin geri dönüşü benim için muazzam bir hissiyat. Her şeyi unuturum, bunun için varım.
- Sizi dinleyenler arasında sanırım en çok sevilen şarkınız “Aradın mı Beni”. Peki sizin için yeri ayrı olan parçanız hangisi? Neden?
Tam olarak kestiremesem de evet “Aradın mı Beni” olabilir. Parçalarım arasında hemen her dinleyicimin favorisinin farklı parçam olması beni gerçekten mutlu ediyor. Bir pastayı tamamlayan farklı dilimlere sahip diskografim var ve dinleyicilerin bu pastayı birlikte tamamlaması çok çok güzel bir duygu.
Benim için yeri ayrı olan parçam sık sorulan bir soru. Anımız, paylaştıklarımız her parçada farklı fakat yeri ayrı olabilecek olan parçamı henüz sunmadım diyebilirim.
- Biraz da sevdiğiniz isimlerden konuşmak istiyorum. Kimleri örnek alıyorsunuz? Kimleri dinlemeyi seviyorsunuz? Kendi müzik tarzınıza benzettiğin ve dinlemekten hoşlandığın başka sanatçılar var mı?
Tanıdığım her sanatçının ayrı ayrı iyi yönlerini örnek almaya çalışıyorum, bir sanatçıyı tamamen örnek almanın yanılgısına düşmek istemiyorum.
Tam anlamıyla tanımlamak istesem de tarzımı benzettiğim belirli bir isim bulamıyorum.
Döneme göre dinlediğim tür ve isim çok değişiyor, şu ara Türkçe duygusal trap ile Alternatife iyice sarmış durumdayım. Vera, Şekersiz, Ravend, Damien Rice, Ansızın Bi’ İnfilak, Sufle ve daha birçoğu aklıma ilk gelen kitaplığımdan eksik olmayan grup&sanatçılar.
- Sizi müzik kariyeriniz boyunca destekleyen birileri elbette vardır. Biraz bahsetmek ister misiniz? En büyük ilham kaynağınız kimdir?
Bu konuda kendimi şanslı hissediyorum, dinleyici profilimi ve bana olan desteklerini asla yadsıyamam, iyi ki varlar ve tabiki bir büyük teşekkürüm de babam ile aileme. Beni uyurken dahi birilerinin beni dinliyor olması ise kesinlikle en büyük ilham kaynağım.
- Biraz da olumsuzluklardan bahsedelim. Bir şarkının yapım aşaması boyunca zorlandığınız durumlar neler oluyor? Müzik serüveninizde hiç unutamadığınız en zorlandığınız an neydi? Bizimle paylaşır mısınız?
Zorlandığım durumların başında parça yapımında beraber çalıştığım arkadaşım (Zafenatpena) ile olan mesafemiz diyebilirim. O bana Adana’dan yardımcı oluyor, bense İstanbul’dayım. Yanyana olabilsek kayıtlarımı da tek almak zorunda kalmazdım diye düşünüyorum ☺ Tabi alıştık bu duruma, teknolojiyi de kullanarak çalışmalarımıza uzaktan iletişim ile devam ediyoruz. En zorlandığım an ve anlar ise bu işin “mental yönü” olabilir, sahiden başarabilecek miyiz?
- Bu söyleyişimizin sonuna gelirken dinleyenler veya seni yeni dinleyecekler için söylemek istediğin bir şey var mı?
2019 başında her anlamda sıfırdık, sayenizde çok güzel bir çevre olduk, yeni dostluklar kurduk. Bunda dinleyicilerimin varlığı ve bağlılığı en büyük rolü oynuyor. Müziğin bütünleştirici yönü sadece duygularda değil arkadaşlıklarda da olmalı, insanların birbiriyle iletişimde olması, hatta benim parçalarım aracılığıyla birbiriyle tanışmaları bunları söylerken dahi beni mutlu ediyor.
Hergün yeni insanların yeni dinleyicilerin bize eklendiğinin farkındayım, sayı olarak büyümemiz kimseye endişe vermemeli, hayatımın müzik olması, size daha iyi eserler sunmak için bir çaba içerisindeyim ve bu düşünceme saygı duyan herkese teşekkür ediyorum.
Beraber güzel günler görüp konserde hep bir ağızdan söyleyeceğimiz şarkılar için şimdiden sabırsızlanarak, hoşgeldiniz diyorum…
- Son olarak Listenary’nin mottosu “Songs to discover today.” için takipçilerimize başarılı bulduğun 3 albümü önerir misin?
Chet Faker – Thinking In Textures (2012)
Farazi V Kayra – Hayalet Islığı (2013)
Ansızın Bi’ İnfilak – Retro Bahar (2019)
Boramess'e sosyal medya profillerinden ulaşmak için;
Yorum Bırakın