‘’ Amerika Birleşik Devletleri’nin altında binlerce mil tünel var. Terk edilmiş metro sistemleri, kullanılmayan servis, güzergahlar ve ıssız maden ocakları. Birçoğunun bilinen bir amacı yoktur.’’
Us Jordan Peele’nin Get Out’tan sonra çektiği kendi korkusu üzerine konu aldığı ‘’Doppelganger’’ filmidir. Bu filmde korku unsurları oluşmasının yanı sıra bize, metaforlarla, dini anlamlarla bizi doldurmaktadır. Bu filmi normal bir şekilde anlatmak mümkün değildir. Öncelikle tabi ki bir filmin gidişatını yazacağım ama geri kalanında teoriler üzerinden giderek filmi anlatmaya çalışacağım. İzlemediyseniz, spoiler olacaktır. Eğer filmi yeni izlediyseniz, direkt teorin olduğu başlığa geçebilirsiniz. İzledikten sonra okuyun lütfen. İyi okumalar.
Filme televizyonu izleyen bir çocuğun gözünden başlıyoruz. Öncelikle bir hava durumunu gösteren bir yayın izlemekteyiz. 11’de Kanal 7’de. Sonrasında Golden Gate Köprüsü’nden İkiz kulelere uzanan HandCrossAmerica yanını izlemekteyiz. Bunları unutmayın çünkü bu çok önemli bir yer temsil etmektedirler. Daha sonrasında lunapark sahnesine geçiş yapıyoruz. Bir ailenin vakit geçirmesini görüyoruz. Başrolümüz olan kızı ve ailesini görmekteyiz. Aile bağları sorunlu olan bir aile yapısı görmekteyiz. Babasının oyunda kazanması üzerine 11 numaralı hediyeyi seçiyor. Michael Jackson’un Thriller t-shirt’ünü seçiyor. Daha sonrasında annesi tuvalete gidince babasıyla kalan Adelaide’nin babasından ayrılıp, şimşek çakarken bir ‘’Kendini Bul’’ yazan ayna odasına irdiğini görmekteyiz. Arkada konuşan seslendirme de ‘’Sotuknang Taiowa’ya gitti ve ona; ‘Dediklerini yaptım, işim bitti.’ Dedi. Taiowa ona baktı ve; ‘Gayet iyi’ dedi. ‘Ama işin henüz bitmedi. Şimdi senden, benim planıma uygun, uyum içinde bir hayat yaratmanı istiyorum’.’’ Konuşmasını duyarız ve Adelaide ‘’çıkış’’ yazısına ulaşamaz ve orada bir şey görerek korkar. Bundan sonra sahnemiz Tavşan’ların olduğu sahneye açılır.
Bir ailenin Santa Cruz’a tatile gittiğini görmekteyiz. Flashbacklerle bu ailenin Adelaide’nin günümüzdeki ailesi olduğunu bize gösterir. Eşi ve iki çocuğuyla tatile gelmiştir. Beraber yemek yiyen aile sonrasında sahile gidecektir. Ve Adelaide bu konuda huzursuzdur çünkü orada yaşadıklarını hatırlar. Film boyunca Adelaide’nin oğlu Jason’la olan ilişkisine dikkat edin. Jason’a karşı düşkünlüğünü göreceksiniz ve bu bir iki teoriye karşımıza çıkacaktır. Aynı zamanda Jason’ın konuşma tarzı, davranışlarına da dikkat edin.
Sahile giderlerken bir adamın öldüğünü görürler. Elinde ‘’Jeremiah 11:11’’ yazısıyla sedyede yatan adam o gün ayna odasına girmeden önce gördüğü adamdır. Sonrasında sahile giderler ve aile dostlarıyla görüşürler. Beraber vakit geçirirlerken, Adelaide’nin korkusunu görürüz. Jason tuvalete gider bu sırada yükselen sesler ve kızgın insanlarla bir şeylerin değişmeye başladığını görmeye başlarız. Jason tuvalete gidince, Adelaide onu göremediği için korkmaya başlar. Onu ararken Jason elleri kanlı kolları yana açmış bir adamı görür sonra ailesinin yanına gider. Aile dostlarının ikiz kızları Jason’ın ablası Zora’nın yanına gelip Jason’ın sorunu olduğunu söylerler Zora da dikkat probleminden bahseder. Bunlar teoriler için önemli parçalardır.
Aile evlerine döner ve gece,Adelaide, Jason’ın yanına gider konuşurlar. Saat 11:11 iken Jason saati gösterir sonrasında Adelaide Jason’ın yaptığı çizimi görür. Sahilde o adamı gördüğü anı çizmiştir. Adelaide eşi Gabe’e küçükken yaşadıklarını anlatır. Sonrasında gitmek istediğini söyler. Işıklar söner ve Jason odaya gelir. Bir ailenin araba yolunda olduğunu söyler. El ele tutuşan dört kişiyi görürüz. Gabe konuşmaya çalışır ama faydalı olmaz. Polise haber verilir. Ama polis geç gelecektir. Bahçedeki aile zorla içeri girerler. Salona geçerler bu aile tamamiyle Adelaine’ye ve ailesine benzeyen Doppelganger (tıpatıp aynısı) ailedir.ve Red (Adelaide)konuşmaya başlar.
‘’Bir zamanlar bir kız varmış ve bu kızın bir gölgesi varmış. İkisi birbirine bağlıymış. Kız yemek yediği zaman ona ‘’sıcak ve güzel ‘’ gelirmış. Ama gölge acıktığında çiğ ve kanlı tavşan yemek zorunda kalırmış. Yılbaşın da, Kız mükemmel yumuşak ve yumuşacık alırken, gölgenin oyuncakları çok keskin ve soğukmuş. Ne zaman oynamak istese parmakları kesilirmiş. Ve kız yakışıklı prensiyle tanışıp, aşık olmuş. Ama gölge aynı zamanda Abraham’la tanışmış. Gölgenin onu sevmesi önemli değilmiş. Sonuçta o kızın prensine bağlıymış. Sonra kızın ilk çocuğu olmuş. Güzel bir kız bebek ama gölge güzünde gülüşle doğan bir canavara, Umbrae ‘e hamile kalmış. Sonra kızın ikinci çocuğu olmuş ve onu karnını keserek almışlar ama gölgenin bunu kendisi yapması gerekiyormuş. Gölge adını Pluto koymuş. O ateşi seven bir çocuk olarak doğmuş. Ve görüyorsun ki gölge, kızdan çok fazla nefret etmiş. Ta ki bir gün gölge kendisinin tanrı tarafından test edildiğini anlayana kadar.’’
Adelaide her şeyi bilmektedir. Ve korkusu sürmektedir. Red tek tek aile üyelerini yakalamaları için gönderir. Aile üyelerin tek tek mücadelelerini görürüz. Gabe’in kendi ikizini öldürdüğünü görürüz. Diğerleri de ikizlerinden kaçmaktadır. Aile dostlarının bir saldırıya uğradığını ve öldüklerini görürüz. Sonrasında onların yanına giden Adelaide ve ailesi onlarla bir savaş verir. Aile ölür. Adelaide’nin öldürme anındaki hareketlerini dikkatle izleyin. Ve buna tanıklık eden Jason’ı. Haberleri izlerler ve herkesin ikiz saldırısını yaşadığını görürler. El ele tutuşan kırmızı tulumlu ikizler bir direniş başlatmıştır. Yolda giderlerken bir yangın yüzünden dururlar ve Jason’ın ikizi Pluto’yu görürler. Jason’ın dolaptaki sahnesinden anladığımız kadarıyla Pluto’yu kontrol edebiliyor. Jason kollarını açıp geriye doğru yürür. Ve Pluto ateşler içine girerek ölür. Red Jason’ı kaçırır ve Adelaide peşinden gider. Ayna odasının arka kapısına gider kapıda tavşan resmi vardır ve kapıyı açınca tavşan çıkar. Aşağıya inen bir yürüyen merdivenden aşağıya iner. Her yerde tavşanların olduğu bir ‘’tünel’’ dedir. Red’i bulur ve Red bir kağıttan el ele tutuşan adamları kesiyordur ve konuşurlar. Red başlar.
‘’Başının üstünde bir gökyüzüyle büyümek nasıl bir duygu acaba? Güneşi, rüzgarı ve ağaçları hissederek. Sizler bu hayatı sadece sizinmiş gibi yaşadınız. Ancak bizler de insanız. Gözlerimiz, dişlerimiz, ellerimiz var. Tıpkı sizin gibi. Gel gelelim bu yeri inşa edenler de insanların ta kendisi. Sanırım insan bedenini klonlamanın bir yolunu buldular. Ama ruhu klonlayamadılar. Ruh, iki beden tarafından paylaşıldı. Onlar da bizleri yarattı. Yukarıda yaşayan sizleri kontrol etmek için bizi kullanacaklardı. Kuklalar gibi. Lakin başarısız oldular ve bizleri aşağıda kendi halimize terk ettiler. Nesiller boyunca, aşağıda, hiçbir talimat almadan yaşadık. Burada herkes deliye döndü. Sonra ikimizin hikayesi başladı. Hatırladın mı? Bizler özel çocuklardık. O gece, Tanrı bizi bir araya getirdi. Seni düşünmekten bir an bile vazgeçmedim. Sen olmasaydın hayatım nasıl olurdu? O gece beni de yanında götürebilirdin. Karşılaşmamızdan yıllar sonra bir mucize gerçekleşti. O zaman Tanrı’yı gördüm. Ve O da bana yolumu gösterdi. Bunu sen de hissettin. Dansımızın sonunda aşağıdakiler benim onlardan farklı olduğumu anladı. Onları bu sefaletten kurtaracak kişi olduğumu gördüler. Kaderimi bulmuştum. Bunun üzerine hazırlanmaya başladım. Planı hazırlamak yıllarımı aldı. Her şey kusursuz olmalıydı. Sadece seni öldürmek yeterli değildi. Aynı zamanda tüm dünyanın göreceği bir imza da atmalıydım. Şimdi bizim sıramız. Yukarıda artık biz yaşayacağız. Düşünüyorum da sen olmasaydın, hayatta dans edemezdim.’’
Bu konuşma olurken, değişim anlarını ve yaşananları görürüz. Sonrasında El ele tutuşanları birbirinden ayırarak dans ettikleri zamandaki hareketlerle dövüşürler. Adelaide Red’i öldürürken, yaşadığı değişme Jason şahit olur ve kendisini incelemesini isteyen Adelaide’ye bakar. Jason eline tavşanı alarak ailesinin yanına gider. Hep beraber oradan uzaklaşırlarken Jason annesine bakar ve gülümsemeden maskesini takar. Adelaide gülümser ve yolda gitmeye devam ederler. El ele olan ikizleri görürüz.
Teorilerle Us
Jeremiah 11:11, 11 gizemi.
Adelaine, televizyon izlerken 11’de ki haberler, Goldan Gate Köprüsü (ayakları yan yana duran 1-1 dir.), İkiz Kuleler (1-1), lunaparkta seçtiği 11 numaralı t-shirt, adamın elindeki 11 aynı zamanda alt dünya da adamın kafasına kazılı olan 11, saatin 11 oluşu, Doppelgager’ların el ele tutuşarak oluşturduğu (1-1:1-1), 11-11 skor.
Eski İncil’in Eski Ahiti’nde yazılmış olan bölüm ve ayet , eski Babil’de sahte Pagan tanrılarına ibadet ettiği için Tanrı’nın Yahudilere karşı gazabını ima eder .
Jeremiah’nın Kral James Versiyonu (KJV) 11:11 şöyle:
“Bu yüzden Rab’bin dediği gibi, kaçabilecekleri kötülük getireceğim; ve bana ağlasalar da onlara kulak asmayacağım ” dedi.
Yani çeviri olarak şunu diyebiliriz. ‘’Hepiniz Mahvoldunuz’’ Olayların gidişatına baktığımızda hep bir başarısızlık görmekteyiz; telefonlarına cevap yoktur, kaçmak için sahile geldiklerinde yardımlarına kimse koşmaz. Wilson ailesi için yardım gelmez.
Dahası, ayeti Red’in bakış açısıyla okurken, kendisinin sahte bir versiyonu olan ‘’sahte tanrı’’ hayatını yaşadı. Ve intikam almaya geldi. Hepiniz Mahvoldunuz.
Neden MAKAS?
Makas’ın şekli iki tane farklı objenin tek bir bütün haline gelmesi durumudur. Bu da ‘’iki beden, tek ruh’’ bağlamına uygundur.
Bir diğer teori ise Jason ve Pluto yer mi değiştirdi?
Bu soruyu bazı örnekler üzerine tartışmak istiyorum. Filmin gidişatına baktığımızda normal gözüken Jason’ın bazen duygularını ifade etmediğini görebiliriz. Örnek olarak Gabe’in botu ailesine gösterirken, ailesi mutlu bir şekilde tepki verirlerken Jason hiç tepki göstermemektedir. Jason’ın yeme sorunu olduğunu eve geldiklerinde yemeği az yemesinden anlayabiliyoruz, Adelaide ‘de az yediği için bu bağlamda Jason’ın farklılığı görünür bir şekilde önümüze seriliyor. Sahilde adamı gördüğünde tepki vermemesi daha sonra yaptığı çizimde kendisini de arkadan çizmesi yine akıllarda soru işareti bırakır niteliktedir. Sürekli maske takıyor olması çocukluktan olabilir, çocuklar maske takabilirler ama o maske Jason için hep var olan bir maske ve bu da kendi kimliği üzerinden bize bilgi vermekte, gizlenmek ve farklı bir karaktere sahip olmasıyla alakalı.
Arabada ‘’I Got 5 On It’’ şarkısı çalmaktadır. Ve burada bir sorun daha karşımıza çıkmaktadır. Adelaine Jason’a ritim tuttururken ikiside 2’lik ve 4’lük notaları tutturamazlar.
Jason konuşurken ‘’yeraltı’’ diliyle, argo diliyle konuşmaktır. Bu da önemli bir yere sahip bir bilgidir. Sahilde bu sene dikkatini toparlamakta zorlanıyor cümlesinden de bu sene için değişen bir durum olabileceği aklımıza gelebilir yani Adelaine’nin ilk değiştiği zamandaki uyum süreci gibi, dikkat dağınıklığı ön planda olabilir.
Ev de Doppelganger’lar geldiğinde, Pluto’dan korkan Jason onu bir dolaba götürür ve onu kontrol etmeye başlar. Kendisi ne yapıyorsa Pluto’da onu yapıyordur. Ve aslında Tether’lar (Doppelganger) insanları kontrol etmek için yaratılmışlardır. Yani Tether’lar kontrol edilemez ama Jason, Pluto’yu kontrol ediyor. Tether’lar ikizlerini öldürmeye çalışsa da Pluto asla Jason’a zarar vermeye çalışmıyor, beraber oyun oynuyorlar.
Sihir numarasını yapamamasının nedeni kesinlikle kontrolde sorun yaşaması, arabadaki ritim tutma durumu gibi bir sorun yaşadığı için sihir numarasını yapamamaktadır.
Doppelganger’lar eve ilk geldiğinde ‘’Bunlar Biziz’’ diyen Jason herkesten daha fazla şeyin farkında olduğunun ilk söylemini gerçekleştirmiş oluyor aslında. Pluto’nun yüzünün yanık olması durumu ise Tether’ların uyum sorunu olduğunu biliyoruz, bu da Jason’ın yaptığı bir ateşle numaranın Pluto’nun yüzünü yaktığını söyleyebiliriz. Pluto’nun yani Jason’ın Tether olmasından kaynaklı, Yukarıdaki ateşin aşağıdaki gecikmeli tepkilerini kontrol edememesi onun yani aşağıdaki Pluto’nun bize Jason olduğunu gösterir. Pluto’nun İngilizce konuşamaması ve Jason’ın konuşabilmesi durumu var. Bu durumda normalde Red gibi Pluto’nun da konuşabilmesi gerekirdi ama konuşamıyor, bu değişiklik yapıldıysa çok önceden yapılması gerekirdi çünkü Pluto konuşamıyor ve kendi kontrolünü sağlayamıyor. Bunları baz aldığımızda evet Pluto ve Jason değiştirilmiştir diyebiliriz ama bu gerçek olursa filmin mesajını da etkilemekte.
Filmin mesajı alttakiler, yukarıdakiler olarak ikiye ayrılmış bir sınıf ayrımından bahsetmekte. Alttakilerin, yukarıdakilerin hareketlerinden, davranışlarından, orantısız bir şekilde etkilendiklerini anlatmaktadır. Eylemin sonuçlarının etkisini bilmeyen yukarıdakilerle, aşağıdakilerin oyununu fark eden karakterimiz Jason’dır. Eğer Jason Pluto’yla yer değiştirdiyse bütün film dinamikleri de yer değiştirmek zorunda kalır.
Tavşanlar
Tavşanlar burada insanı temsil ediyor. Ve aynı zaman da yeniden doğuş anlamına gelmektedir. Tavşanlar test içinde kullanılan hayvanlardandır. Tether’lerle böyle bir ilişkinin de kurulduğu aşikar.
Hand Cross America
1986’da filme alınan bu durum; evsiz ve aç insanlar için para toplanan bir kampanyadır. Tether’lerle verdiği bu mesaj Aç ve Evsiz Amerikalı’ların görmezden gelindiğini anlatmaktadır.
Frizbi Sahnesi
Frizbi’nin Adelaine’nin kumsaldaki sesin ve şiddetin arttığı anda önlerindeki ‘’benekli’’ plaj havlusunun üzerine gelip tam olarak bir beneğin üzerini kapatması, yer değişikli, ele geçirme öğelerini bize vermektedir.
Tether’lerin İsimleri
Tethers isimlerini vererek Peele onlara ülkenin karşılayamadığı insanlığı da veriyor. Tethers ve yer üstü Amerikalılar arasındaki tek fark, Tethers’ın sadece kullanılmış, kenara atılmış ve hükümet tarafından unutulmuş olmasıdır.
Daha sembolik bir düzeyde Abraham, Umbrae ve Pluto isimlerinin mitoloji ve din açısından önemli bir anlamı vardır. İncil’de İbrahim, en tanınmış hikayesinde, oğlunu feda etmesini isteyen Tanrı tarafından test edilen ataerkil bir figürdür . İbrahim Tanrı’ya itaat eder ve Tanrı İbrahim’in bağlılığından ve inancından memnundur, ona bu düzeni göz ardı etmesini söyler ve itaat ettiği için onu ödüllendirir. İbrahim’in Gabe’nin Tether olduğu ve Red’in ailesindeki baba figürü bu İncil’deki önemle paralel görünüyor.
Bu arada, Roma mitolojisindeki Plüton , Yeraltı dünyasının tanrısıdır ve Yunan mitolojisindeki Umbra veya Umbrae , yeraltı dünyasının gölgesini, gölgesini, hayaletini veya sakinini ifade eder. Ve astronomi de Umbrae, bir tutulma sırasında bir gezegen veya beden tarafından dökülen karanlık gölgeyi ifade eder – Zora (gezegeni veya göksel bedeni temsil eden) ve Tether’e (gölge) kolayca uygulanabilen bir anlam.
Red Neden Daha Önce Kaçmadı?
Adelaide dans etmeye başladığında Tanrı’yı bulana kadar gerçekten anlamadığını ve o zaman Tethers liderlerini atadığını söyledi. Liderleri olarak, bir açıklama yapmak ve tüm bu yıllar boyunca olduğu gibi unutulmak istemedi – çocukken gördüğü “Amerika’da Eller” jestini nasıl bildiğini.
Dans edene kadar özgür kalabileceğini fark etmediği sözlerinden anlaşılıyor.
Sınıfsal bir yorumla devam edersek; Josh e Kitty’nin materyalizminin onları kendi huysuzluklarına ve bencilliklerine körleştirdiği birkaç anı var. Red’in özgürce kırılamaması, o makinede bir dişli olduğunu fark edene kadar bir eşitsizlik sisteminden çıkamayacağınız fikrinden bahsediyor diyebiliriz. Alttakilerin yaşadıkları yer olarak gördüğümüz mekandan yukarıya doğru olan merdivenin sadece aşağıya inmesi, labirent ve kafeslerle dolu bir yer olması bize sınıf ayrımını göstermektedir. Red’in Adelaine’ye olanları anlatırken bulunduğu yer de eğitim verilmiş olduğunu görmekteyiz.
Red’in gösterdiği gibi, sistemin sizi kullandığını kabul etmek bir adımdır, ancak kurumsal eşitsizliği kırmak için sadece bir kişiden daha fazlasını gerektirir. Ayrıca sıkı çalışma gerektirir, bu nedenle merdivenler yukarıya doğru çıkmaz.
Söz konusu söz konusu olduğunda, Red Adelaide’den intikam almak sistemi kırmazdı. Sadece bir ölüm olurdu. Ama tüm diğer Tether’lar bir araya gelerek bunu yaptıklarında, bu ülkeyi değiştirebilirdi.
Yorum Bırakın