Geçtiğimiz Dikenli Yollar Akarsulara Çıkacak

Geçtiğimiz Dikenli Yollar Akarsulara Çıkacak
  • 7
    0
    0
    1
  • Kadın olmak zaten hep zordu bu topraklarda, öte yandan idrak edince bu topraklarda insan olmak; daha doğrusu içinde 'insana dair' bir şey barındırmakta epey zor.

    Yüzyıllardır süregelen ataerkil yaşantı ne kadınların ne de erkeklerin oldukları gibi yaşamalarına izin verdi. Diğer bir deyişle bu toprakların zihniyeti, cinsiyetlerin üzerinde insanın kendisine hakim olmaya göz dikmiş.

    En insani duygulardan sevgi yıllarca öcü olarak nitelendirildi. Sevginin gösterilmesi, yaşanılması, sergilenilmesi hepsi de kendi içinde kurallar ve adımlarla doluydu. İnsan denilen varlığın bir dozu vardı, bu sınırını aşmamalıydı. Kızlar küçük yaştan evlendirilmeliydi çünkü büyüdüklerinde 'gözleri açılır' itaat etmezlerdi. Makbulü gözü kapalı ağzı suskun olanıydı. Gelini ve damadı 'aldılar' çünkü onlar birer objeydi kullanıma yarayan. Erkeğin sırtına yıllarca iş yükü baskısını yüklediler. Kadına da ev işini verdiler. Kadının karnından sıpayı, sırtından da dayağı eksik etmeyeceksin' diye rezil bir söz var bu ülkede. Bu zihniyete sahip bir grup hala ötemizde berimizde yaşamlarını sürdürüyorlar. Dayanamadıkları dişil varlığını kontrol altında tutabilmek için yıllarca eziyet, psikolojik ve fiziksel şiddetlerine devam ediyorlar. 

    Dünyamızı güzelleştiren bizleriz ama cehennemi bize yaşatan da çevremizdeki insanlar. Coğrafya kaderdir cümlesi tam da buradan gün ışığına kavuşuyor. Şort giydiği için dayak yemeyen kadınların olduğu ülkeler varken, başını örtmediği için fahişelik damgası yiyen kadınlar da var başka ülkelerde. Bu dünyadaki adalet yürürlükte değil artık; sesi soluksuz, boğazı kuru. Çoğunluk uyanmadıkça, azınlığın kabusu bitmeyecek bu ülkede ve dünyada.

    Kimi sevdiğimiz, kime gönlümüz açtığımız böylesine büyük meseleyken, devam eden savaşlar, yok olan hayatlar pek de kimsenin umrunda değil. Dillerinizde şekillenen ahlak bekçiliği yüreğinizin bastırılmışlığını kapatır sanıyorsunuz muhakkak ki. Fakat dillendirdiğiniz ahlaki sözcükler, yoldan geçen bir kadının ardından salyanızı akıtmanıza engel olmuyor.

    Uygulamaya asla yanaşmadığınız ama 'kanunen' yürürlükte olması bile bir nebze umut veren bir sözleşmeyi 'cinsel yönelimler' nedeniyle yürürlükten kaldırıyorsunuz kendi deyişinizle. Peki insanların yatak odasına duyduğunuz bu düşkünlük, o sapkın zihinlerinizin çığlıklarını her defasında daha da bağırırken nasıl olacak da ahlak denen kavramdan söz edeceksiniz? İki insanın yüreğindeki sevginin ne zaman zararsız olduğunu anlayacaksınız? Asıl zarar verenin bu maydanozluk olduğunu, bu insanları artık rahat bırakmanız gerektiğini ne zaman o yosunlu kafalarınız idrak edecek?

    Çocuk doğurmayan kadın, evlenmeyen kadın ne kadar normal ise; çocuğu olan, kendini ailesine adamayı 'tercih' etmiş olan kadında o kadar normal ve sağlıklıdır. Kelimelerin bile anlamları, vurguları söylenişlerine ve cümlelerine göre değişebilirken insanların nasıl olur da belli kalıplarda kalmasını isteyebilirsiniz. Gözünüzün gördüğü renkleri nasıl olur da inkar edebilirsiniz? Kendi hayatınızdaki mutsuzluğa ışık tutmanız gerekirken, girmemeniz gereken yerlere, bakmamanız gereken insanlara bakmayın. İşinize bakın. Sadece kendi işinize.

    Her şeye rağmen, tüm yıldırmalara, tüm bu saçmalıklara rağmen; sadece ve sadece hakkınız olmayan bu laf gürültüsünü sizden almak için ve de zaten başından beri bize ait olan varoluş güdülerimizi özgürce şekillendirip kullanabilmek için sessiz kalmayacağız. Hep buradaydık; anneannem, annem ve şimdi de ben... Bizler sadece form değiştirdik; dünki Ayşe bugün Feray oldu. İsimlerimiz ve görünüşlerimiz değişti ama biz içinde hala varoluşunun doğum sancısını çeken o kadınlarız, varoluş hakkı binlerce kez ellerinden sökülüp alınmış; şimdi her zamankinden daha da öfkeli o kadınlar.

    Bu sefer sadece kendi haklarımız için değil, yıllar boyu bizlere yapılmamış olan iyiliği dünyaya sağlamak için buradayız, sessimiz bu yüzden gür; hakları elinden alınmış herkes için, varlığı gölgelenmiş tüm ruhlar ve onları saran bedenler için hakkımızı bizden alanlara karşı dimdik buradayız. 


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.