Wannart Keşif kapsamında Mart 2021'de tanışma fırsatı bulduğumuz farklı disiplinlerde sanatsal üretim yapan yeni yaratıcılar ve kendi kelimeleriyle çalışmaları.
Görsele tıklayarak sanatçıların diğer çalışmalarına ulaşabilirsiniz!
Rabia Turhan
“Kitaplarda okuduğum karakterlerle tanıştıktan sonra onları zihnimden dışarı çizim yaparak taşımayı seviyorum.”
Feyza Akay
“Etkilendiğim dizi film sahneleri, sevdiğim arkadaşlarım ve kendimi referans alarak kafamda senaryolar oluşturuyorum, bunları olabildiğince resimlerime taşımaya çalışıyorum. Belirli bir tarzın içinde olmadığımı ve resimlerimin kendilerine ait tarzlarının sınırı olmayan bir gelişimin içinde olduğunu düşünüyorum.”
Damla Dersin Tatlıdil
“5-6 yıl önce nakış yapmaya başladığımda henüz tekstil tasarım öğrencisiydim. Tezimde de geyşa kültürü ve giyimini araştırıp bir kimono tasarlayıp nakışlamıştım. Dokulara ve renklere daha çok ilgili olduğumu keşfettikçe nakış yapmak benim en yakın arkadaşım oldu. Zihnimde canlardığım şeyleri ve beğendiğim eserleri nakış yapmayı çok seviyorum, farklı dokular elde etmeyi, renklerle nasıl başka yenilikler yapacağımı, ben büyürken daha çok sanatı öğrenip multidisipliner bir şekilde ilerlemeyi hayal ediyorum.”
Eren Özdemir
“Gizemli görünmeyi ve bunu göstermeyi seviyorum. Portrelerimde de bu gizemi yakalamaya çalışıyorum. Çalışmalarımın çoğunu siyah beyaz düzenlemeyi tercih ediyorum. Fotoğraf denilince aklımda canlanan ilk şey siyah-beyazdır. Bu yüzdendir ki siyah-beyaz tutkum hiçbir zaman bitmiyor.”
Sevgi Aygün
“Kolajlarımda daha çok anılarla ilgileniyorum. Bana, onları yeniden yaratma ve farklı şekillerde bir araya getirme şansı veriyor. Kimiyle barıştırıyor, kimiyle küstürüyor. Sonunda kendi yeni bir anıya dönüşüyor.”
Ece Tugay
“Genellikle umursamaz ve üç yaşında bir çocuğun elinden çıkmışçasına yamuk yumuk çizgileri olan illüstrasyonlar yapmayı seviyorum, bir de vintage fotoğraf ve kartpostalları kullanarak kolaj yapmayı. Özellikle politik kaygılar güden işlerimde ironik bir şekilde nostaljik sevgililer günü kartları ve renkli, çocuksu arka planlar kullanıyorum."
Elzem Kıyak
“Kolaj yapmayı çok seviyorum. Kolajlarımı rastgele kelimeler, harflerle oluşturuyorum. Her birinin ayrı bir teması bulunmakta.”
Damla Kazar
“Digital portre çalışmalarım ağırlıklı olmak üzere bunun dışında günlük hayattan ve hayal gücümden esinlendiğim çizimler yapmaktayım. Digital çizimin sınırsız bir renk aralığı ve sınırsız hayal kurabileceğim bir dünya olduğunu düşünüyorum.“
Ayça Nur Aydın
“Dış dünya içindeki yerimi renkler ve nesneler yardımıyla görmeye çalışıyorum."
Buse Atınç
"Küçüklüğümden beri Antik Mısır’ın mistik yönü ve büyülü dünyalar beni etkilemiştir. Neon tonlarda sihirli ışıklar ve doğal dokular ile çalışmayı seviyorum. Son yıllarda keşfettiğim “Spiritüellik” olgusu ile kendimi ve hayatı anlama yolculuğumda çizim yapmak; en güçlü meditasyonum oldu."
Mehmet Mert Aydemir
“Süregelen hayata aklımı, gözümü ve kalbimi kullanarak tek bir kareye sığdırdığım anlardır fotoğraflar.”
Merve Çıtır
“Nakış işlemek ve resim çizmek benim için bir tutku. Nakış işlerken ilhamımı ressamlardan ve ünlü tablolardan alıyorum. Farklı sanat dallarının birleşimi beni heyecanlandırıyor.“
Yaren Sümer
“Çoğu zaman ne çizeceğimi, hangi renklerde ve hangi tarzda olacağını ben bile bilmiyorum. Şekerimiz düştüğünde canımızın tatlı istemesi gibi benim de canım çizerken bir şeyler yapmak istiyor, yapıyorum. Belki belli bir zaman sonra bunu daha net bir tarz ile ifade edebilirim fakat şu an sadece bu kadar tarif edebiliyorum.”
Nagihan Kazancı
“On Dokuz Mayıs Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi, Resim bölümünde yüksek lisans yapmaktayım. Çalışmalarımın çıkış noktasını oluşturan şeyler ekseriyetle müzik, varoluşçuluk felsefesi, Freudyen ve Jungyen psikoloji okumalarımdan aldığım ilham ve yorumlama biçimidir.
Eserlerim 20x20 boyutta kağıt üzerine akrilik boya ile yapmış olduğum üçlü bir seridir. (Serinin kalanına görsele tıklayarak ulaşabilirsiniz.)
Hapşırık, hıçkırık, öksürük gibi fiziksel tepkilerin kişideki algısı, içinde bulunduğumuz pandemi sürecinde birtakım değişimlere uğramıştır. Pandemiden önce oldukça doğal karşılanan bu tepkiler artık tiksinmeyi, korkuyu ve iç bulantısını beraberinde getirir. Bu gayri ihtiyari fiziksel tepkilerin, hissettirdiği duygularla beraber bir dualite oluşturması çalışmalarımın çıkış noktasını oluşturmaktadır. Hapşıranın, öksürenin, hıçkıranın karşısında tiksinme durumu nereden kaynaklanır? Önce hangisinden tiksiniriz? Saçtığı mikroplardan mı? Onun enstantane ölüm halinden mi?”
Elif Gürlek
“İllüstrasyon ve kısa animasyon çalışmaları yapıyorum. İllüstrasyon yaparken bazı kısa hikayeleri anlatmakta zorlandığım için bu hikayeleri kısa animasyonlara dönüştürmeye başladım. Yaptığım bu kısa animasyonlarla günlük hayattaki, basit olaylara biraz sihir katarak yeniden yorumluyorum.
“Magic Hair” animasyonunda, elde toplanan ve yumak haline getirilen saç tellerinin sonunda bir kara sineğe dönüşüp uçup gitmesini izliyoruz.”
Hazal Erol
"Grafik tasarımcı ve illüstratörüm. Uzun zamandır vakit ayırmak istediğim, birbirine zıt düşebilecek veya birbirini tamamlayıcı, bazı özel ilgi alanlarımı illüstrasyon işlerim ile harmanlamayı hedefliyordum. Pandemi sürecinde fırsat bulup, üretimimi hızlandırdım. ‘Ignorant art’ tadında çizdiğim; oyuncaklar, cadılar, 90’larda kült olmuş ‘‘şeyler’’, feminist unsurlar ve modernize tarot kartları gibi sevdiğim öğeleri bir araya getirmek kendimi ifade etmenin en iyi yolu."
Berfin Kurumahmutoğlu
“İllüstratör/öğrenci ya da öğrenmekte olan bir illüstratör... Hala öğreneceğim çok şey var fakat kendimi çizerek ifade etmeyi ve çizimlerimde gerçek dünyada gördüğümüz renklerle oynayarak kendime daha renkli bir dünya yaratmayı seviyorum. Gördüğüm şeyin beni gülümsetmesini istediğim için, insanlar için de gördüklerinde gülümseyecekleri bir şeyler yaratmaya çalışıyorum.”
Hediye Usta
“Bağlantısı olmayan elementlerle absürt hikayeler anlatmayı seviyorum. Bu hikayeleri farklı alfabeler, etnik semboller ve popüler logolarla destekliyorum. Çoğu işimin kahramanı benim. Kendimi gördüğüm değişik şekiller ve suretlerle, dönüştükçe çoğalan ve “ben"i tanımamı sağlayan sonsuz ve renkli bir devinim içindeyim.”
Kutay Oza
“Çanakkale On Sekiz Mart Üniversitesi’nde resim lisans öğrencisiyim. Yaptığım işlerin beni tatmin etmiyor oluşu sanırım en büyük üretme kaynağım. Biraz memnuniyetsizim. Bir motto olarak yapacağım işe ve görsele bağlı kendime hep ‘Kendini nasıl var etmeyi tercih ediyorsun?’ sorusunu yöneltiyorum.”
Ege Subaşı
“Sanatçı üretimlerini öz farkındalık, kimlik ve benlik kavramları üzerine temellendirerek insan ruhundaki varoluşsal parçaların arayışını sorgulamaya çalışır. Oluşum süreci boyunca kimlik ve benlik pek çok dış etkenden etkilenebilir fakat her insanın sahip olduğu özgün bir parça vardır. Bu arayışı tanımlamak için “Sis Perdesi” metaforunu kullanan sanatçı, insan ruhundaki belirsizlik ve muğlaklık durumunun benlik ve kimliğin üzerine sis perdesi gibi çöktüğünü vurgulamaktadır. İnsan ruhu ve karakterindeki muğlaklığın sebebi, ona yabancılaşmasından kaynaklanmakta ve bu yabancılaşmanın da etkisi ile imgeler bulanık ve silik gözükmektedir. Sanatçı bu kavramları araştırırken kendi çektiği fotoğraflardan yararlanarak portre ve figür referansını kullanır. Sanatçının kendi çektiği veya çekildiği fotoğrafları kullanması bilinçli bir tercihtir. Bu tercihin sebebi, anıların ve anların üzerinde pentür ögeleri ile yeni benlikler yaratmak ve hali hazırda olan kimliği sorgulamak içindir.”
Şule Tunçgöl
“Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi, Resim bölümünden mezunum. Çalışmalarımda acıyı iyileştiren materyallerle ‘Güzel’i oluşturuyorum. ‘Güzel’in benim için karşılığı asıl gerçeklik. Gerçeklik ise maskelerden arınmış acıyı göstermek. Bazen bir dikiş, bazen de bir gülümseme ile acıyı iyileştirip aynı zamanda görünür kılıyorum.”
Öykü Yüksel
“Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Endüstriyel Tasarım Bölümü öğrencisiyim. Yavaş bir demlenme gibi hissettiğim bu dönem boyunca, ulaşabildiğim her türlü malzemeyi ve tekniği denemeye çalıştım. Çalışmalarım anlık heveslerle başlamakla beraber, mekandan bağımsız ve surat odaklı oluyorlar. Çizime gözlerden başlamayı seviyorum, bu sayede çizim boyunca beni takip eden birisi oluşmuş oluyor.”
Beyze Durmuş
“Yalnız kadınlar çiziyorum, hepsi bir yerde ben olurken ayrı ayrı ele alındığında çok başka duyguları ve kişilikleri anlatıyor. Farklı pozisyonlarda çizdiğim figürlerle o duyguları yaşarken hissettiğim çaresizliği, sevinci, yalnızlığı ifade ediyorum. Depresif düşüncelerimi çocuksu çizgilerle, çok renkli ve dokulu bir yerde buluşturuyor olmayı seviyorum.”
Ahmet Çakmak
“2015 yılında Çukurova Üniversitesi Eğitim Fakültesi Resim İş Öğretmenliği Bölümü’nde lisans eğitimine başladım. Düzenli olarak eskiz defteri tutarım. Eskiz çizmek benim için bir tutku. İnsanlara ulaşmak için, ‘Ben buradayım’ demek için çok özel bir yol. Aslında birçok neden olsa da belki de en kıymetlisi bu tutkudur diyebilirim. Kalem, kâğıt ve çizilmeyi bekleyen bir eskiz kadar beni mutlu eden bir şey olamaz. Her zaman çizilmeyi bekleyen bir eskiz bulunur. Eskizlerim genelde peyzaj karşısında rapido kalem ile kendime has tarzımla hızlı çizimler şeklindedir. Lisansta bitirme projem insanların geride bıraktıkları üzerine konuyu ele aldım ve eskizlerimi bu doğrultuda çizdim. Çizim tarzım insanlar tarafından linol baskı tekniğine benzetildi. Bende linol baskı tekniğine merak sardım ve araştırmalar yaptım. Üniversitede Öğr. Gör. Ali Doğan’dan özgün baskı eğitimi aldım. Horozlar üzerine çalışmalar ürettim. 9. Ponart Resim Yarışması’ndan jüri özel ödülü aldım ve çalışmalarımda artık linol baskı tekniği kullanmaya başladım. Ayrıca anasanatım grafik tasarım üzerine. Grafik tasarımı kendime çok yakın bulmadığım için özgün baskı tekniğine yöneldim. Mezun olduktan sonra linol baskı çalışmaları üretmeye devam ettim. International Virtual Engravist Printmaking Bienal’inde çalışmam sergilenmeye değer gördü. Heykel sanatına da İlgi duymaktayım. Sabırlıyım, çok titiz ve planlı çalışırım bu benim en önemli özelliğim.”
Berkin Bilginer
“25 yaşındayım. TOBB ETÜ tarih bölümü mezunuyum. Hobi olarak illüstrasyon ve dijital çizim ile uğraşıyorum.
İllüstrasyonlarımda kendime ait bir tarz kullanıyorum. Bu tarz temel olarak vitray (stained glass) ve pop art tarzlarının karışımı. Tema olarak genellikle dini, mistik ve tarihi konuları, figürleri seçiyorum. Siyah arka plana çalışıyorum ve çalışmalarımın içerisindeki çizgi unsurunu bu arka plan oluşturuyor.
Dijital çizimlerde ise hoşuma giden görselleri çiziyorum.
Holy Irma, sevgili kedim İrma’nın yüzünü kullanarak yaptığım bir çalışma olması sebebiyle benim için oldukça değerli.”
Seda Pöhrekçi
“Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Seramik ve Cam Tasarımı bölümü son sınıf öğrencisiyim. Çoğunlukla heykel üzerine çalışmalar yapmaktayım. Çizimlerimde oluşturduğum karakterlere heykellerimle hayat veriyorum. Aslında heykellerimin her biri kendince bir hikaye anlatıyor; kendi hayatlarımıza ayna tutan türden hikayeler.”
Cihat Özsaray
“Hacettepe Üniversitesi'nde Sanat Tarihi alanında eğitim aldım. Üniversitede aldığım seçmeli mobil fotoğrafçılık dersiyle birlikte fotoğrafa ilgi duydum ve şu an mesleğim haline geldi. Profesyonel olarak moda fotoğrafçılığı yapmaktayım. Bunun dışında en büyük tutkum ise sokak fotoğrafçılığı. Çektiğim fotoğraflarda kendi atmosferimi oluşturmayı seviyorum. Genelde insanlar çok bildikleri bir yeri benim fotoğraflarımda hemen çıkaramıyor. Fotoğraflarımın her insanda kişinin kendi hayal gücü ya da duygusal durumuna göre farklı anlamlar oluşturduğunu düşünüyorum.”
Merve Zozik
“Restoratörüm. Sanatsal nakış yapıyorum. Ünlü tablolar ve tarihi mekanları iplerimle tek tek işlemek, işlerken her bir detayı daha derin keşfetmek beni çok mutlu ediyor.”
Wannart Keşif çağrımıza katılmak için;
İllüstrasyon, fotoğraf, heykel, video/film, kolaj gibi farklı alanlarda ürettiğiniz çalışmaları, kısaca kendinizden ve çalışmalarınızdan bahsettiğiniz bir yazıyla birlikte info@wannart.com adresine Wannart Keşif başlığı ile gönderebilirsiniz. Mail içerisine (kullanıyorsanız) instagram ve twitter hesaplarınızı eklemeyi unutmayın!
Sevgiler!
Yorum Bırakın