Çok Yönlü Bir Rönesans İnsanı Ve Oryantalist Sanatçı; Osman Hamdi

Çok Yönlü Bir Rönesans İnsanı Ve Oryantalist Sanatçı; Osman Hamdi
  • 8
    0
    0
    0
  • 1842'de dünyaya gelen Osman Hamdi Bey, çok yönlü kişiliği, sanata olan düşkünlüğü ve modern tavırları ile bilinmektedir. Başlığımda, çok yönlü bir Rönesans insanı diye atıfta bulundum. Rönesans insanı; kendini her alanda eğitmeyi ve geliştirmeyi bilen, her şeye çok yönlü bir pencereden bakan kişilere denir. Yani tıpkı Leonardo Da Vinci gibi. Tabii ki onun dehası bambaşkadır. Osman Hamdi'nin ailesi eğitime önem veren, dönemine göre oldukça modern bir aileydi. Babasının yönlendirmesi ile Osman Hamdi, üniversite eğitimini Paris'te hukuk alanı üzerine almıştı. Fakat bu dönemde hukuk hariç birçok alan Osman Hamdi'nin ilgisini çekmeye başlamıştı bile. Paris'te kaldığı 12 yıllık süreçte hukuk eğitiminin yanında ünlü oryantalist sanatçılar, Gerome ve Boulanger'in atölyelerinde sanat eğitimi aldı. Bu süreçte Osmanlı devleti, Şeker Ahmet Paşa ve Süleyman Seyyid'i Paris'e sanat eğitimi almaları için göndermişti. Bu üç önemli isim, Türk resim sanatının temellerini atmıştır.  Osmanlı devletinde ilk batılılaşma etkilerinin filizleri bu şekilde görülür.

    Osman Hamdi bey, idari ve sanatsal kişiliğini ortaya koyarak, Türkiye'nin ilk sanat okulu olan Sanayi-i Nefise Mektebi'ni açmış, burada birçok öğrenci yetiştirmiş ayrıca Avrupa'ya göndermiştir. Müze-i Hümayun'un da müdürü olan Osman Hamdi, Nemrut Dağındaki Tanrı heykeller üzerine araştırmalar yapmış ayrıca Sayda ve Lagina kazılarında arkeolog kişiliği ile yer almıştır. Taşınır-taşınmaz kültürel mirası koruma konusu üzerine çok okumuş ve kendini geliştirmiştir. 

    Osman Hamdi'nin sanatçı kişiliğine ve Türk resim sanatına yaptığı katkılara gelecek olursak; Gerome ve Boulanger'in yanında eğitim alması ve kendisinin bir Türk olmasından kaynaklanacak ki, resimlerinin hepsinde oryantalist üslup görülür. Oryantalizm Edward Said'in tanımı ile; ''Doğu'lu nesneleri inceleme, eleştirme, tetkik, hüküm, disiplin yahut yönetim için sınıfa, mahkeme salonuna, hapishane yahut el kitabına yerleştirilen, ''Doğu bilgisidir''. Özellikle Avrupa'da sanat alanında bir dönem oldukça yaygınlaşan akımda, tabloların içinde Doğu'lu figürler, Doğu'da bulunan nesneler, hatta mimari yapılar yer alır. Avrupa sanatında Doğu'lu figürler yalnızca etnik görünüşleri ile dikkati çekerken Osman Hamdi'nin eserlerinde oldukça modern biçimde resmedilmiştir. Kadınların örtüleri tamamen kapalı değildir, insanlar kitap okumaktadır. Avrupa insanının Doğu insanını genelleme içine alarak bir ''öteki'' yapması sanat alanına açıkça yansımasa da birçok alanda tarih boyunca var olan bir tartışma olmuştur. Doğu olarak kast edilen bölge İslam dünyasıdır ve Batı'ya göre İslam dünyası geri kalmıştır. Osman Hamdi'nin resimleri, Doğu'nun kültürüne özgü genelsel, etnik üslupları yansıtırken,  figürleri daha modern ve kendini geliştirme, kendi kabuğundan çıkma çabası içerisinde olduğunu göstermektedir. Yani Osmanlı'nın farklı bir sürecin içine girdiğini eserlerine yansıtmıştır. 

    Osman Hamdi, Ab-ı Hayat Çeşmesi

    ''Okuyan Arap'' olarak da bilinen bu eserde Osman Hamdi hem oryantalist üslubu iliklerine kadar resmetmiş hem de alegorik bir biçimde bir Arap insanının da tıpkı bir Batı'lı gibi kitap okuyabildiğini göstermiştir. Resmin arka fonu, İslami süslemelerin yer aldığı  bir mekandır. Zemindeki halıdan, figürün kıyafetlerine kadar her şey tipik bir Doğu mekanını ve Doğu insanını göstermektedir. Figürün ayakta durması, entelektüel bir eylem içerisinde olan Doğu insanının, dimdik güçlü bir şekilde durduğunu temsil etmektedir. 

    Osman Hamdi, İki Müzisyen Kız

    Bu eserinde de yine bir Doğu mekanının içerisinde iki kız ellerinde Doğu üslubunu yansıtan müzik aletlerini çalmaktadırlar. Her detay etnik kültürü yansıtırken, kadın figürlerin kıyafetleri daha renkli, saçları yarı açık ve entelektüel eylem içerisindelerdir. Bu resim de Osman Hamdi'nin dünyaya; evet Doğu'da mekan, kıyafetler, halılar böyle etnik bir görünüm sağlar fakat eylemler de böyledir deme şeklidir.  

    Osman Hamdi, Okuyan Genç Emir

    Bu eserinde de yine bir erkek figürü, yine Doğu mekanını temsil eden bir mekan içerisinde kitap okumaktadır. Fakat bu resimde dikkati çeken özellik, bu mistik atmosferin içinde kitap okuyan figür uzanmıştır. Bir ayağı diğer ayağının üstündedir. Yani dini bir metin okuyarsa bile bunu ibadet için yapmadığı, öğrenmek için okuduğu çok açıktır. 

    Osman Hamdi, Mihrap 

    Osman Hamdi'nin en iddialı resimlerinden biri olan Mihrap eseri üzerine birçok tartışma yapılmıştır. Sarı parlak ve dekolteli kıyafeti ile dikkat çeken kadın figürü arkasındaki mihraba, yani namaz kılınan yere sırtını dönmüş ve dimdik karşıya bakmaktadır. Kadın tavrı ile sanki cami içerisinde değil gibidir.  İslamiyette Kur-an'ın yüksek bir yere koyulması geçmişten bu yana gelen bir alışkanlıktır. Fakat burada, kadının ayakları altında  Kur-an ve farklı Doğu dinlerine ait kitaplar olduğu görülmektedir. Üstelik kadın, hamiledir ve yüceltilmiştir. Yaratım sürecinin kadın sayesinde biyolojik olarak gerçekleştiğine dikkat çekmiştir. Eserin bu yüzden eleştirildiği açıktır. 

    Osman Hamdi Bey, Din Adamı 

    Burada ise,  bir din adamı benzer mistik bir mekan içerisinde muhtemelen Kur-an okumaktadır. Fakat dikkati çeken bir  özellik vardır; adamın okuma şekli. İbadet amaçlı okuyor olsaydı kolları bu şekilde durmazdı. Bir elini başına götüren adamın, bir şeyleri düşünen ve sorgular gibi bir görünümü vardır. Yani Doğu insanının motomot inanan bir insan olmadığını, düşünüp sorguladığını göstermektedir. 

    Osman Hamdi, Kaplumbağa Terbiyecisi

    Son olarak Osman Hamdi'nin en ünlü eseri, Kaplumbağa Terbiyecisi; diğer eserlerinde olduğu gibi mekan (Bursa Yeşil Cami), atmosfer, figür yine Doğu'ya ait olanı yansıtır. Fakat buradaki figür kendisidir. Elinde ney ve sırtında vurmalı bir çalgı vardır. Figür düşünceli bir şekilde, yeşillikleri yiyen kaplumbağaları izlemektedir. Bu eser, diğer resimlerinde olduğu gibi bir şeylerin temsilidir. Kaplumbağalar yavaş, hantal, eğitilmesi zor canlılardır. Değişim içinde olan Osmanlı halkını ifade eder, Osman Hamdi burada terbiyecidir. Onları yönlendirmeye çalışır. İfadesinde sabırlı bir sükunet vardır. Belli kalıpların içerisinden çıkma çabası ve bunun sabır gerektiren bir süreç olduğunu gösterir. Pencereden gelen güçlü ışık ise, modernleşmenin temsilidir. Osman Hamdi'nin elinde ve sırtındaki çalgı aletleri de sanatın temsilidir. Modern dünyaya açılma, bu mistik, etnik  caminin içinden, yani Doğu imgesinden ayrılmanın sabırla ve sanatla gerçekleşeceğini gösterir. 

    Kaynakça 

    1. https://www.arthipo.com/tr-tr/osman-hamdi-bey-tr-tr/

    2. https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1160640

    3. https://tr.wikipedia.org/wiki/Osman_Hamdi_Bey

     

     

     

     

     

     

     


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.