Romantik ve melodramatik tutum, değişim arzusu, doygun renkler, hem yavaş hem hızlı geçişlerin nasıl bir arada olduğunu anlamadığımız sahnelerin muhteşem birleşimi ve Hong Kong İkinci Yeni Dalga sinemasının öncüsü sayılan Wong Kar Wai.
Wong Kar Wai kimdir sorusundan başlamak gerekirse: kendisi Şanghay doğumlu, daha sonra bir şekilde Hong Kong'a yerleşmiş bir yönetmen ve senaryo yazarıdır. Wong Kar Wai denilince akılda canlanan ve sinemada diğer yönetmenlerden oldukça ayrılarak kendi tarzını oluşturmayı başardığı sinemasından önce, yerel bir televizyon kanalı dizisi için senaryo yazarak başladı.
Yazdığı onlarca senaryodan sonra 1988 yılında 'As Tears Go By' adlı ilk filmini yapıyor ve çok geçmeden 'Days of Being Wild' filminin yönetmenlik koltuğunda oturarak sergilediği performansla, Wong Kar Wai tarzı denilen şeyin ne olduğunu göstermeye başlıyor. Bir nevi ilerde yaratacağı romantizm ve melodram ağırlıklı şahane filmlerinin habercisi oluyor. Eleştirmenlerin de olumlu şekilde dikkatini çekmeyi başardıktan sonra sinemasının tanınır hale gelmesinde oldukça etkili olan 'Chungking Express', 'In The Mood For Love', 'Fallen Angels', ve '2046' gibi filmler yaratıyor. Kısacası, Cannes film festivalinde kazandığı en iyi yönetmen dalındaki ödülden, Cannes film festivalinde jüri koltuğuna oturmaya kadar uzanan başarılı bir kariyeri var.
''Film çekmek insanın farklı yaşlarda kendi fotoğrafını çekmesi gibi bir şey. Hepsi farklı görünür ama aslında hepsi aynıdır.''
Yazımın başında da bahsettiğim gibi Wong Kar Wai'nin kendine has bir tarzı var. Filmlerinde alışık olmadığımız çekim teknikleri kullanmakta oldukça başarılı. Bulanık görüntüler, doygun canlı renkler, nasıl olduğunu anlamadığımız hızda değişen sahneler, karmaşık ve soyut geçişler, zamanda oynamalar,...
Wong Kar Wai'nin, zaman olgusuyla uğraşmayı, zamanla beraber değişimi sevdiği oldukça aşikar ki karakterlerinde de bu sıklıkla görülüyor. Filmlerinde genelde, hayatında bir şeyler için çabalamayı bırakmış, akışa ayak uydurmayı benimsemiş, yalnızlığa alışmış ve hatta yalnızlığı sevmiş, ama bir yandan da değişmek için arzu duyan karakterler var.
Wong Kar Wai sinemasında diğer temel taş ise müziklerdir. Karakterlerin duygularını, yaşananları diyalogdan önce müzikle ifade etmeyi sever. Frank Zappa'dan Marianne Faithfull'a, Nat King Cole'dan Massive Attack'a kadar geniş yelpazede şahane müziklerle bezenmiştir filmleri.
Hong Kong'da başlayan sinema yolculuğu, günümüzde küresel bir hal almış olan ve Quentin Tarantino gibi bir yönetmenin de hayran olduğu Wong Kar Wai, umarım, siyah camlı gözlüklerinin ardından zihnindekileri filmleri yoluyla anlatmaya devam eder.
''If I put on a raincoat, I wear sunglasses too. You never know if it's going to rain or be sunny.'' (Chungking Express)
Yorum Bırakın