1) Yalıda Sabah -Haldun Taner

"Yalıda Sabah" 7 farklı öyküden oluşan derinlemesine tasvirlerle kurgulanmış ve Haldun Taner'in ince üslubunun kalemine meyletmesiyle ortaya çıkmış son öykü kitabıdır.Eseri okurken anlatılan çevreyle, kişilerle bağ kurmak yazar tarafından ortaya konan üslup dengesi ve seçilen sözcüklerle en basit hale getirilmiş.Aynı zamanda eser 1983'de Sedat Simavi Edebiyat Ödülüne layık görülerek hak ettiği takdiri kazanmıştır.Benim bu 7 öykü içerisindeki favorim "Sonsuza Kalmak" oldu.Her bir öykünün ayrı ayrı insanı mutlu eden bir tarafı olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.Hele ki bu insanın içini ısıtan sıcak yaz günlerinde okursanız zamanlama olarak harika olur :)

2)  Genç Werther'in Acıları - Goethe

Mutlaka herkesin adını bir şekilde duyduğu bu kitap kimilerine fazla romantik,kasvetli gelse de bence okunması gereken bir eser.Dünya edebiyatında aşkından intihara kalkışan ve bunu başaran aşık karakterini kabul ettiren Goethe eserde kısa süre içinde tanışıp aşık olduğu genç bir kadın olan Charlotte'ye karşı duyduğu derin sevgiyi Werther'in mektuplarında dillendirir.Yer yer hisedilen içine kapanma, dış dünyayla iletişimi kesme, kıskançlık duygularının da okuyucuya yoğun şekilde hissettirildiği eser özellikle sonuyla insanı sarsar.Okurken en çok acaba şimdiki mektubunda neler hissedip yazacak ve ne tepki verecek diye beklediğim Werther benim için unutulmaz roman karakterlerinden biri oldu.Depresif yönü ağır basan bir eser olmasına rağmen tekrar tekrar okunabilir diyorum ve kitap hakkındaki yorumumu "Ah Werther hayat her zaman adil olmayabiliyor." diyerek bitiriyorum.

3) Sana Gül Bahçesi Vadetmedim - Joanne Greenberg

Roman yazarının tarifiyle "içine doğduğu dünyanın kuramlarıyla bağdaşmayı öğrenemeyen, iletişimsizliğin karanlığında yaşayan on altı yaşındaki bir genç kızın öyküsü." 16 yaşındaki Deborah isimli genç kızın ailesi ile olan sorunları sonucu hastaneye yatırılması ve yatırılmasından sonraki süreçte hastalığının takibi, doktoruyla olan konuşmaları, akıl hastası kavramının açıklanması ve diğer birçok psikolojik tıbbi olayların roman kurgusu içerisinde okuyucuya aktarılması sonucu ortaya çıkmış olan eser ele aldığı konuyla kendisini okutturmayı başarıyor.Okurken birçok şeye cevap bulurken aynı zamanda birçok soruyu da devamında getiren eser büyük ölçüde hasta-doktor diyalogları üzerinden kurgulanmış.Yazarın bunu bilinçli bir tercih sonucu yaptığı çok açık çünkü eseri yazarken birinci amacının psikolojiye dair bir şeyleri açıklandırmak olduğunu belirtiyor.En nihayetinde Deborah'ın kendi içindeki karanlıkla mücadelesinde zafere gitmek için verdiği mücadele ve başarısı başlı başına okumak için yeterli bir sebep, bana kalırsa biraz psikoloiye merakınız varsa kesinlikle okuyun.

4) İstanbul Hatırası - Ahmet Ümit 

En baştan söyleyeyim tüm Ahmet Ümit romanları içinde tartışmasız en sevdiğim bu kitaptır.Hem İstanbul'un tarihiyle alakalı verdiği bilgiler hem de romanın incelikli kurgusu her okuduğumda beni resmen kendine hayran bırakır. ( 3 kere falan okudum dönüp dolaşıp bu kitaba geliyorum) Roman Başkomiser Nevzat ve ekibinin çözmesi gereken arka arkaya İstanbul'un tarihi yerlerinde işlenen cinayetleri çözmeye çalışmasıyla geçer.Tüm öldürülen kurbanların tek ortak noktası ise avuçlarına konan sikkelerdir.Olayların sikkelerden yola çıkarak ilginçleştiği ve gittikçe gerilimi artan roman polisiye roman türünde yazarın ne kadar ustalıkla olayları işlediğini bir kez daha gösterir.Romanın bir diğer vurgulamak istediği nokta ise zaman içinde İstanbul'a yapılmış ihanetlerdir.Bu ihanetlerin neler olduğunu kitabı çok fazla açık etmemek için anlatmayacağım ama asırlardır herkesin ele geçirmek için savaştığı o güzelim kentin bambaşka yüzünü de bu eserde görmek mümkün.

5) Kalanlar - Tezer Özlü 

Kırklı yaşlarında hayata veda eden Tezer Özlü'den geriye bize kalanları; kendisini, hayata bakışını, duygularını fütursuzca aktardığı muhteşem bir kitap.Okurken birçok cümlenin altını çizdim, dönüp tekrar tekrar okudum bazı yerleri.Tezer Özlüyü ve bu kitabı burada uzun uzun övebilirim fakat yapmayacağım.Sadece kitaptan şu alıntıyı sizlerle paylaşmak istiyorum ;

"Haykırmak istediğim çok şey var.Büyük kayıplar yıkacak değil bizi.Açıkca birbirimizle konuşamıyorsak ben ağlamak, bağırarak ağlamak için bahçenin yeşillikleri gerisindeki odama geçiyorsam,biliyor musun, ne güzel ağıtlar içinde uyuyakalmak?"

Not: Listelerdeki bütün kitapları okuyorum. Hiçbir kitabı okumadan listelere eklemiyor, haklarında yorum yapmıyorum :)