Sahte Tanrılar

Sahte Tanrılar
  • 1
    2
    1
    0
  • İlk önce Tanrı kelimesini tanıyalım . Tanrı kelimesinin kökeni Orta Asya bozkırlarına dayanır . Bu kelimenin kökeni Türkçe’dir. Bu sözcüğün Arapça karşılığı olarak “ilah” manasına gelir. İlah kelimesinin kökeni ise Antik Kenan Medeniyetinin Tanrısı El’den türetildiği düşünülmektedir. Orta Asya’da Tanrı’ya Gök Tengri denilmektedir. Göktürk Yazıtları olarak bilenen Orhun Abidelerinde “Tanrı” kelimesi çokça rastlanmaktadır.

    Bu kelime Kavimler Göçü sayesinde Avrupa’ya taşındı. Bu göç dalgası Avrupa’nın nüfus dengesi ve dinsel yapısını değişiklik yarattı. Avrupa’ya taşınan kelime insanların arasında yavaş yavaş kabul görmeye başladı. Kabul görmesinin en büyük sebebi paganlaşan insanların Tanrı kelimesini farklı görmesidir. ”Pagan” kelimesinin anlamı “put” demektir . “Pagan” kelimesinin kökeni Fransızca’dır. Şimdi zaman makinesini kullanıp geçmişe gidelim . İlk Çağ’da insanlar Tanrı’yı aracı bulmak için yontulmuş odun ya da taştan putlar yarattı. Bu putlar insanlar ile Tanrı arasında arabuluculuk görevi olarak nitelendirilmişti. Bu Tanrı için ters bir olaydı. Çünkü Tanrı her zaman tek olandı. Bu olayda gelinen nokta ise insanoğlu ile Tanrı arasında büyük bir savaş açılmıştır. Kaçınılmaz son artık kıyamete kadar başlamıştı. İnsanlar putları tapınmaya başladıkça iyice sapkınlaşmıştı. Bu sapkınlığın getirisi zulüm, azgınlık ve hırstı. Hırs gün geçtikçe güçleniyordu. Bu hırs sayesinde güç elde edildi. Gücü elinde bulunduran insanoğlunun zengin tabakası kendini Tanrı ilan etmeye başladı. En iyi örnekleri Babil’in ünlü kralı Nemrut ve Mısır’ın en ihtişamlı firavunu 2.Ramses idi. Artık insanlar iki puta tapınmayı tercih etti. Birisi yontulmuş taş diğeri güçlü insanlardı . İnsanoğlu zaman ilerledikçe bağnazlaşma başladı. Bağnazlaşma sayesinde gerçeği görmemeyi istememiştiler. Çünkü atalarından böyle görüp öğrenmiştiler. Bu iş Tanrı’nın pek hoşuna gitmedi. Tanrı insanoğlunu doğru yola göstermek için peygamberler gönderdi. Fakat insanlardan azı peygamberleri takip etti. Pek az topluluk bu yolu tercih etti . Tanrı bu öğretinin zararını insanoğluna helaklarla öğretmişti. Bu sefer zaman makinesi ileriye doğru gidelim. Dünya gelişti ve değişme ayak uydurdu . İnsanoğlunun tekrar Tanrı olma dürtüsü ağır basmıştı . Bunun ağır basmasının sebebi Yunan Mitolojisinden Tanrılardı. Yunan Mitolojisinde birçok Tanrı vardı. Bunlar Zeus, Poseidon , Hades , Kronos , Hermes , Apollon , Ares ve Atlas gibi Yunan Mitolojisi Tanrılarından etkilendiler. Bu Sahte Tanrılar için büyük etki yaratmıştı. İnsanlar kendine benzer işler yapmayı seçti. İlham aldıkları Yunan Mitolojisinden insanlığa .  Parayı insanoğlu Tanrı’ya karşı alternatif Tanrı görmüştü. Bu sefer insanoğlu geçmişten gelen öğretilerden birisi olan parayı kullanmayı bildi. İnsanlığı avcı dürtüsünü evcilleştirmek için parayı kullanıldı .Hırslarımızın ana kaynağı para sayesinde daha güçlü olna ve düzen sağlamaktı . Hırs daha çok para istedikçe açgözlülüğün ilkel dürtüsü zamanla hırçlanlaştı. Bu yüceltme senfonisinden çok ayine döndü . Artık Sahte Tanrılar savaş meydanına çıkma zamanın geldiğini fark etmişti . İlk önce Afrika kıtasının tüm zenginliklerini sömürmeyi sevdi. Sömürünün getirdiği en büyük kar açgözlülük ve doymamazlıktı. Sahte Tanrılar gözünü Ortadoğu’ya dikmişti . Çünkü bu yer değerinden daha fazlaydı. Bu coğrafya savaş meydanın için elverişli durumdaydı. Birçok peygamberlerin geçmişi bu kasvetli coğrafyada saklıydı . Ortadoğu’nun önemli yeri Mezopotamya denilen bölge idi. Sahte Tanrıların gözünün önünde büyük petrol olduğu diyarlarda savaş açmak vardı . Bu başarmak için satranç taşlarının arasında yem niyetinde kullanılan piyonları kullanılması için harekete geçti . Piyonlar emirleri iyi dinleyen sadık askerlerdi . Piyonun birisinin ağzından şöyle aforizma döküldü.  “Tanrı insanlığı yarattı ama insanlık kendine bencilliğinden Sahte Tanrılar yarattı.”  Dedi ve susma hakkını kullandı. Bu Sahte Tanrıları kızdırabilirdi. Sahte Tanrılar duysa bile ses etmedi . Ve Sahte Tanrılar savaşları başlattı . Ortadoğu’nun her yerinden kan ve gözyaşı akıyordu. Masumlar uğradığı gazapların farkına varmıştı. Farkına varsa bile Tanrılar için kanla yıkanan altınlar değerliydi. Medeniyetin hiçbir değeri umurlarında değildi. Ortadoğu’da artık medeniyet kalmamıştı . Akan kanlar ruhlarını etkilemişti. Daha çok kan ve gözyaşı cazipti. Masumlar bu savaştan kaçmak için göçe zorlanmıştı. Buna Sahte Tanrıların hoşuna gitmişti. Kendileri ikonik cümleler kurmayı seviyordu . Kurdukları ikonik cümle şuydu :”Bizler insanlığımızın geleceğine düzen getirmek için varız. Tanrı’nın yeryüzündeki kanunlarını nizam getiriyoruz. Savaşlar sadece bize ait topraklar yenilik getirmektir. Amacımız egaliter dünya yaratmaktır. ” Onlar için savaş kendi güçlerini Gerçek Tanrı’ya gösterme derdindeydi. Bu güç gösterisi Tanrıyı baya kızdırmıştı ama Tanrı kıyameti saatinde intikamını bırakmıştı . 

     

    Sahte Tanrıları yarattığımızda dünyaya bencillikle inşa ettik. Bu bencillik sebebi insanlığımızın bitmeyen kibir tatminsizliğidir. İnsanların çoğu megalomanlık yaparken kendini Tanrı’yla eşit görür. İfrit bu zafiyetimizi bildiği için bu yolu iyi kullanır. Herkesin içinde biraz bitmek bilmeyen karanlık tarafı kulllanma vardır. Bu ilkel dürtü her zaman yanımızda bulunur. Sahte Tanrılar mahşerde kaçı yanımızda olacak. 


    Yorumlar (1)
    • Yazım yanlışları ve anlatım bozukluklarınız var. Daha dikkatli olmanız sizin ve okurlar için daha iyi olabilir.

      Yorum Bırakın

      Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.