Şüphesiz tarih boyunca oldukça başarılı bir çok mimar ve tasarımcı yetişmiştir fakat bunlardan bazıları dünya çapında ün kazanmış ve ismini herkese duyurmuştur. Mimarlık veya tasarım konusuyla ilgili olmasanız da bu yazıda ismi geçen bazı mimarları muhtemelen duymuşsunuzdur. Kiminin profesyonel hayatında ilk tasarlamış olduğu yapı, kiminin ise ismini uluslararası düzeyde ilk duyurduğu yapılardan bahsedeceğim. Haydi İnceleyelim !
Frank Lloyd Wright - Winslow Evi
Winslow evi, Wright'ın yeni tasarımıydı, yere alçak, kırma çatılı yatay eğimli, asma pencereler ve baskın bir merkez şöminesi. Prairie Style olarak anılacak olan yeni tarz, mahallede büyük ilgi gördü.
Zaha Hadid - Vitra Fire Station
1989 yılında inşaatına başlanan ve 1993 yılında tamamlanan Vitra İtfaiye İstasyonu Weil am Rhein'deki Vitra Kampüsü'nde bulunuyor. Yapı Zaha Hadid'in ilk yapısı değil fakat uluslararası düzeyde adını duyurmaya başladığı ilk yapısı. Bir itfaiye istasyonu olmasının yanında formu, arazide konumlanışı ve yapı karakteriyle kendini ve arazinin bulunduğu bölümünü tanımlayan bir yapı. Yapı yerinde döküm brüt beton kullanarak inşa edilmiş ve kendisinin karakteri olan sadelikten uzaklaşmamak adına kaplama, çatı detayı gibi kısımlar gizlenmiştir.
Frank Gehry - Gehry House
Gehry House, 1920'li yıllarda yapılmış 2 katlı bir bungalov evi temel alarak 1977 yılında Frank Gehry'nin, kendi ailesinin yaşaması için ortağı Paul Lubowicki ile beraber tasarladığı evdir. Gehry'nin ortağı ile beraber bu evi ele alış biçiminde Gehry'nin kendine has farklı yapısı, alışılmışın dışında geometri kullanımını ve sonradan yaptığı yapılarda da aşina olduğumuz oluklu metal, kontrplak ve zincir baklası gibi malzemeleri görüyoruz. Gehry Evi sıfırdan yapılmış bir yapı değildir. Eski bungalov evin kamusal alanlara bakan kuzey ve doğu cephelerini oluklu metal ile kaplamış, güney ve batı cephelerini ise fazla müdahale etmeden olduğu gibi bırakmıştır. Gehry Evi aslında Gehry'nin sonrasında yaptığı projelerinde kullandığı bir takım malzemeleri kullanması için bir nevi deneme projesi olmuştur.
Norman Foster - Sainsbury Centre for The Visual Arts
Sainsbury görsel sanatlar merkezi, Norman Foster'in 1978 yılında tasarlamış olduğu ve East Anglia Üniversitesi içerisinde bulunan bir sanat galerisi ve müzedir. Norman Foster'in (Lord Foster) yapmış olduğu ilk yapısı değildir fakat mimarlık dünyasında tanınırlığını arttırdığı ilk yapısıdır. Bir sanat galerisi ve müze olmasının yanısıra Dünya Sanat Çalışmaları ve Müzecilik Okulu'na da ev sahipliği yapıyor. Dikdörtgen bir forma sahip olan bu çelik kaplı yapının taşıyıcıları da çelikten oluşuyor ve bu iskelet yapının ön cephesinden rahatlıkla görülebiliyor. Kalın bir çerçevenin orta kısmında camla kaplı bir yüzey bulunuyor. Yapının iç kısmında doğal ışığı kesmemesi, temiz ve geniş bir açıklık sunması ve sergi,enstalasyon gibi işlevlerin tasarımlarında özgürlük sağlaması amacyla herhangi bir iç bölüntü bulunmuyor.
Tadao Ando - Tomishima House
Tomishima Evi, Tadao Ando tarafından 1973 yılında Osaka'nın Oyda semtinde Tomishima Ailesi için tasarlanmış müstakil bir evdir. Daha sonrasında ev Tomishima Ailesi'nden satın alarak kendi mimari pratiğini uygulayacağı bir atölye haline getirmiştir. Yapı, 1991 yılında yıkılana kadar çeşitli genişleme ve modifikasyonlardan geçmiştir.
Antoni Gaudi - The Casa Vicens
Vicens Evi( The Casa Vicens), Antoni Gaudi tarafından fabrikatör Manuel Vicens i Montaner için 1885 yılında tasarlandı. Barcelona'ya kimlik kazandıran mimar Antoni Gaudi'nin yapmış olduğu ilk ev olan Vicens Evi aynı zamanda Gaudi ile özdeşleşmiş olan sanat akımı Art Nouveau'nun da ilk örneklerinden biri olma özelliğini taşır. Yapı Casa Vicens Tarzı adında kendi tarzını yarattı. Bu mimari üslup, Neo-Mudejar(Endülüs Emevilerine ait bir mimari üslup.) mimarisinin yansımalarını taşır. Gaudi diğer yapılarında olan farklı stillerin bir arada işlenmesi ile ortaya çıkan benzersiz mimari üslubunu ilk olarak bu yapıyla ortaya çıkarmıştır. Orta Doğu ve Uzak Doğu'dan izler taşıyan Casa Vicens, açıkta bırakılan tuğlalar, kubbeli çatı, bodur ahşap kirişler, grift pervazlar ve kendine has çinileriyle oryantal ve neo-klasik izleri bir arada taşıyarak benzersiz bir yapı olma özelliği kazanır. Tüm bunlardan dolayı 1993 yılında Barcelona Şehri tarafından tarihi anıt olarak tescillenmiş ve 2005 UNESCO Dünya Mirası listesine alınmıştır.
Yorum Bırakın