Bir papatyanın dersi: Diğerkâmlık.

Bir papatyanın dersi: Diğerkâmlık.
  • 1
    0
    0
    0
  • Arkadaşımın Evi Nerede ? 

    İran sinemasının başyapıtlarından biri olan bu film, izleyiciye bugüne değin unuttuğu bir hissi yaşatıyor. Diğerkâmlık. 

    Köker köyünün dolambaçlı yolları ve dik yokuşlarında kendi varoluşunu arayan Ahmet'in, arkadaşı Muhammet Rıza'ya defteri ulaştırabilmek için küçük adımlarla uzun ve insan yaşamı için derin yolculuğunu anlatıyor. Defteri ulaştıramazsa, arkadaşının ödevini yapamayacağını ve bu sebeple de öğretmeninin onu okuldan atacağını biliyor. Yolda karşılaştığı insanlardan destek görmeyişi, Ahmet dışında kimsenin bu durumu önemsemeyip haklı gerekçeler bulması film boyunca arkadaşının evini arayan bu çocuğa engel olmaz. Her ne kadar evi bulup defteri arkadaşına götüremese de, içine bir görev gibi oturan bu duygudan vazgeçmesi onun için geçerli bir sebep değildir. Tüm gece hem kendisinin hem arkadaşının ödevini yapmak için uğraşan Ahmet, her ne olursa olsun arkadaşını yalnız bırakmamıştır. Ertesi gün geldiğinde öğretmenin ödevleri kontrol ettiği sırada içinde bir papatya olan defteri görürüz. Bir papatyadan bugüne kadar öğrenilebilecek en büyük ders olan diğerkâmlık bizlere bu zarafetin kol gezdiği hikayeyle birlikte verilir.

    Başımızı çevirip baktığımızda, insanı konu edinen tüm disiplerin bir noktada buluştuğunu görebiliriz: Anlama çabası. Peki sarf ettiğimiz bu çaba ne için? Bizi ortak bir paydada kavuşturan tüm bu disiplinlerin (edebiyat, felsefe, sinema, müzik vs.) bu anlam arayışına, bir taşın altına el koyar gibi destek olması.  

    Nedir diğerkamlık? Gündelik dil ile açıklayacak olursak dostun eline iğne batsa acısını en az onun kadar hissetmek yerinde bir açıklama olacaktır kuşkusuz. Bulunduğumuz bu madalyon suratlı çağda, zarafetin insan bedenine bürünmüş halidir Ahmet. Hiçbir çıkar gözetmeksizin yapılan, gönüllerde umut kırıntısı oluşturacak bir ruh halidir. Abbas Kiyarüstemi için dünyaya bir çocuğun gözüyle bakışı, alman filozof Immanuel Kant için ''iyiyi istemedir''.  Benim için, varoluşun mutlak koşuludur. 

    Kant, Ahlak Metafiziğinin Temellendirilmesi adlı kitabında bizlere şunu hatırlatır:"Dünyada, dünyanın dışında bile, iyi bir istemeden başka kayıtsız şartsız iyi sayılabilecek hiçbir şey düşünülemez.Yalnızca iyiyi arama çabasında olan, iyiyi anlamaya çalışan biri iyi bir istemede bulunabilir."Peki Ahmet'in bu dolambaçlı yollardaki çabası ne içindi? Yalnızca iyiyi istemek. 

    İster felsefenin yollarında ister sinemanın bizlere gösterdiği o uzun İran yollarında olsun, çoğu zaman üzerine basıp geçtiğimiz o papatyanın aslında unuttuğumuz bir yanımız olduğunu unutmama dileğiyle. 

     


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.