Madeleine de Proust

Madeleine de Proust
  • 0
    0
    0
    0
  • Valentin Louis Georges Eugène Marcel Proust.

    İnsan tüm yaşamı boyunca neyi bekler ? 

    Marcel, madleni bekledi. Fransızca'da ''Madeleine de Proust'' diye bir kalıp var. Kişiyi geçmişte yaşanılan bir anıya götüren çağrışım nesnesi olarak kullanılıyor.Bu kalıbın ortaya çıkmasının nedeni ise Proust'un Kayıp Zamanın İzinde adlı eserinin başlangıç noktası olması. Katıldığı bir davette ikram edilen madlen kekini yedikten sonra o anın hatırasında çocukluk yıllarını anımsar. Bu olay neticesinde Proust kayıp zamanın farkına varmış ve eserini yazmaya girişmiştir. Romanın temelinde geçmiş zaman kavramı yer alsa da Proust, aynı zamanda geri dönüşlerle bu zamanın arayışına girişmiştir. Yaşamı, yaşanılanı tekrar elde edip sonsuzluğu yakalamaya çalışmış, bir rüya ile başlayan roman sanki bir rüyadan uyanma ile bitmiştir. Aslında bu döngüsel durum ilk cümle ile kendini bizlere açıkça gösterir. '' Uzun zaman geceleri erkenden yattım.'' İşte o davette yediği madlen onu bu uykusundan uyandırıp gerçekliğe götürmüş ve kayıp zamanı yakalamaya çalışmıştır. Çünkü madlen ona çocukluğunu, uyuyamadığı geceleri, annesinin gelip iyi geceler öpücüğü vereceği saatleri hatırlatır. Romanın temelinde yer alan zaman kavramı aslında eserin neden yazıldığını bizlere gösteriyor. Bir ömrü geride bırakan Marcel'in, bir an için geçen zamana ağlamasından doğan bu yedi ciltlik başyapıt edebiyat tarihinin mihenk taşı olarak görülebilir. 

    Hepimizin ''Madeleine de Proust'' olarak adlandıracağı bir nesnesi var. Denk gelindiğinde bizi yıllar öncesine götüren, geçen zamanı bir şerit misali gözler önünden geçiren ince bir çizgisi. Bu bazen bir madlen bazen bir koku bazen de bir kitap olabiliyor. Hepimiz biliriz ki bazen bir koku bile bize çocukluğumuzun tatlı rüyalarını, sokaktaki çocuk seslerini hatırlatır. İnsanda buruk bir tat bırakmakla birlikte aslında yaşamın asıl gayesinin şu andan geriye dönmek ve onu bir elekten geçirmek  olduğunu gösteriyor bizlere. Geçen zaman bu anlamda kayıp zaman mıdır? Yakalayabildiğimiz noktada hayır.Zaman ve hatıra kavramlarıyla ele aldığımızda, kişinin tüm yaşamı boyunca bu geri dönüşlerdeki anılarının toplamının hafızasında yer ettiğini ve bunu bir yaşam olarak gördüğünü anlayabiliriz. Hiçbirimiz gerçek anlamıyla şu anın içindeyken mutluluğumuzun farkında değilizdir. Nesnelere, yaşanılanlara değer katan ancak geçmiş zamanın hatırasıdır. Bu sebepledir ki, bizler sevdiklerimize kalbimizden bir parça misali kopan hediyeler veririz ve bunların hep hatırda kalacak şekilde saklanması ve muhafaza edilmesini bekleriz. Bunlar birer madlendir. Zaman akıp geçtikten sonra bile gördüğümüzde hayat bizi ayırmış olabilir, ama birbirimizi tanıdığımız zamanın hatırası hep yaşayacak dedirtir. İşte madlenin hatırası, yürek burkan öyküsü budur.

    O zaman ilk başta sorduğumuz soruyu cevaplayabiliriz. İnsan tüm yaşamı boyunca hep bir şeyler bekler. Bazen gelecek güzel günleri, bazen bir madleni.Geçen zamanda bunları unuttuğunun farkında bile değildir. Ancak kişinin ıstırap ve acısı son kerteye ulaştığında neyi beklediğinin farkına varır. Öyle ki Marcel sonunda bu kerteye ulaşıp gözüne uykunun girmediğini, geceleri uyuyamadığını anladığında kalemi eline alıp acısını sonlandırmıştır.

    Uzun zaman geceleri erkenden yattım.

     

     


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.