Behlül Neden Berbat Bir Karakterdi?

Behlül Neden Berbat Bir Karakterdi?
  • 3
    0
    0
    1
  • 2008 yılında Kanal D ekranlarında yayın hayatına başlayıp 2010’da izleyicisine veda eden efsanevi dizi Aşk-ı Memnu, hala daha Türk televizyonlarının kült yapımları arasında yer alıyor. Günümüzde tekrar bölümlerinin bile kayda değer reyting oranlarına ulaşması, dizinin ne kadar kaliteli ve zamanının ne kadar üzerinde bir iş olduğunu kanıtlıyor bizlere. Peki neydi Aşk-ı Memnu’yu bu kadar özel kılan şey? Senaryosu mu, oyunculuk performansları mı yoksa ekip içerisinde yakalanan o şahane uyum mu? Cevap veriyoruz; hepsi! Bu saydığımız unsurların bir tanesini dahi göz ardı etmemiz mümkün değil. 

    Fakat biz bu yazımızda, en önemli karakterlerden birisi olan Behlül Haznedar’ı inceleyeceğiz. Dizinin ana temasını oluşturan “ihanet”i işleyip Behlül’ün aynı anda kaç kişiyi birden aldattığına değineceğiz ayrıca. Çünkü Bihter bir tek kocasına ihanet ederken, Behlül’ün hem Adnan Bey’e hem Nihal’e hem Bülent’e hem de Bihter’e ihanet ettiğini görüyoruz. Bu nedenle diğer karakterlerle empati kurarak taraflarına geçmeye, Behlül’ün onlara hangi şekilde kötülük yaptığını “içeriden” anlatmaya çalışacağız. Keyifli okumalar dileriz.

    Bülent tarafından; 

    Bülent, evin küçük ve de aynı zamanda yaramaz çocuğu... Doğduktan kısa bir süre sonra annesini kaybettiği için anne sevgisinden ve sıcaklığından yoksun büyümesi nedeniyle ablası ile babasına çok bağlıydı. Fakat o ufak dünyasında kendine idol edindiği, onun gibi olmak istediği tek bir kişi vardı: Behlül! 

    Sürekli onunla bilgisayar oyunu oynamak, film izlemek, dışarı çıkıp gezmek ve maç seyretmek istiyordu. Hatta Behlül’ün gözüne girebilmek adına bizzat kendi oynadığı basketbol maçlarına davet ediyordu onu. Kızların Behlül’e olan ilgisine çok özendiği için sırf o saçlarını kestirdi diye Bülent de sonunu düşünmeden tek seferde kesmişti saçlarını. Belki de hayattaki tek ve yegane amacı; yeni Behlül olmaktı! Öylesine seviyordu ki onu ihanet iddiaları gündeme geldiği sırada dahi ona değil Bihter’e düşman kesildi. Tabi bunda Bihter ve Firdevs Hanım’ın konuşmalarına şahit olması ve Bihter’in onu yurt dışına gönderme isteğinin de etkisi var. Ama bunları fark etmesine rağmen ne olursa olsun Behlül’e toz kondurmayarak sanki Bihter her şeyi tek başına yapmış gibi davranması oldukça ironikti!

    İşte Behlül ona bu kadar güvenen ve neredeyse tüm yaşamını kendisine bağlayan öksüz bir çocuğa ihanet etti. Hatta belki de hiç sevmedi bile onu. Çünkü dizide Bülent’in her yaklaşma çabasının Behlül tarafından geçiştirildiğini ya da mecburen gerçekleştirildiğini görüyoruz. Bülent’e asla Bülent’in istediği kadar değer vermedi Behlül. Aynı evde kardeşi gibi büyüyen bu çocuğu ilk defa “anne” kelimesini kullandığı kadına yan gözle bakarak aldattı.

     

    Adnan Bey tarafından;

    Adnan Bey, Behlül’ün ailesi trafik kazası geçirip öldüğünde; sadece uzaktan akrabası olmasına rağmen onu İstanbul’daki kendi evine götürerek çocuğu gibi büyüttü. Hiçbir zaman evlatlarından ayırmadı hatta gelecekte şirketinin başına onu geçirmeyi planlıyordu. 

    Behlül saçma sapan bahanelerle üniversiteyi uzattığında dahi şakayla karışık takılmak haricinde tek bir kırıcı söz söylemedi ona. Onun ricasıyla hiç sorgulamadan son model arabasını altına çekti. Sık sık holding toplantılarına davet etti ve işleri en ince detayına kadar öğretmeye çalıştı. Her türlü masrafını karşılayıp muhteşem bir hayat yaşatmasının yanı sıra hep saygılı hep narin hep sevgili dolu yaklaştı ona. Anne ve babasının eksikliğini hiç hissettirmeyerek “Sen benim oğlumsun.” dedi.

    Adnan Bey de tıpkı Bülent gibi ihanet dedikodularının yayıldığı süreçte Behlül’den daha çok Bihter’e yüklendi. Behlül’ün değil onun peşine adam takıp suçüstü yakalamaya çalıştı. Hatta Katya’dan; “Bihter ve Firdevs Hanım, Behlül Bey’in Nihal’le evlenmesini istemiyor.” bilgisini öğrendiğinde dahi Behlül’le sadece ciddi bir konuşma gerçekleştirmesine rağmen Bihter’e ise boşanmak istediğini söyledi. Yani o da tüm suç Bihterinmiş de Behlül sütten çıkmış ak kaşıkmış gibi davrandı. Belki de Bihter dışarıdan olduğu için ona ihaneti kolayca yakıştırırken oğlu yerine koyduğu Behlül’e bir türlü konduramıyordu. Ya da Nihal’in mutsuzluğunu göze alamaması nedeniyle her şeyi sineye çekmeyi tercih etti, bilemiyoruz. Ama final bölümünde aldatıldığını öğrendikten sonra bile yine "Bihteeerr!" diye bağırarak koştu eve. Sanki bu günah bir tek Bihter'e aitmiş gibi...

    Behlül bütün bu yaşananlara en başından şahit olduğu halde onu evladı yerine koyan ve parlak bir gelecek sunan bu adama acımasızca ihanet etti. Öyle ki Bihter’le birlikte olduğu dönemlerde Adnan Bey’in yüzüne bakarken veya aynı masada yemek yerken en ufak bir utanç dahi duymadı. Hatta Bihter’in kocasıyla paylaştığı odaya bile rahat rahat girip Bihter’i taciz edebilme cesaretini buldu kendinde. Yetmedi Adnan Bey'in parasıyla Adnan Bey'in karısına ev açtı! Bütün ahlaki değerlerden son derece yoksun olan bu genç adam bir şeyleri fark etmeye başladığında ise ne yazık ki çok geçti.

     

    Nihal tarafından;

    Nihal… Ahh Nihal… Evin hastalıklı narin prensesi, çocukluğundan beri Behlül’e karşı yoğun hisler besliyordu. Gözünü onunla açmıştı adeta. O sevgilileriyle düşüp kalkarken Nihal hep uzaktan seyrediyor, asla gerçekleşmeyeceğini bildiği ütopik hayaller kuruyordu. Başlarda Bihter’in eve gelmesine şiddetle karşı çıkmasına rağmen zamanla Firdevs Hanım o ve Behlül’le ilgili güzel şeyler söylemeye başlayınca Nihal’in ilgisi tamamen bu yöne kaydı. Babası zaten mutluydu artık kendisi de neden mutlu olmasındı ki?

    Behlül’ü seviyordu, çok seviyordu ama aşkına karşılık alamayacağını da iyi biliyordu. Hatta Behlül Elif’le nişanlanırken sessizce bir kenarda ağlamış, gözyaşlarını göstermemek için sarf ettiği üstün çabası nedeniyle de babasına yakalanmıştı. O günden sonra Nihal’e karşı daha da hassas oldu Adnan Bey.

    Behlül ilk etapta tutkusuna yenik düşüp Bihter’le ilişki yaşadıktan sonra hayatın gerçekleri yüzüne çarpmaya başlamıştı. Çünkü bu o öyle sıradan bir kaçamak değildi. Telefonlarına çıkmayarak veya görmezden gelerek atlatabileceği bir kadın yoktu karşısında. Üstelik Bihter durmuyor, onunla birlikte uzaklara gitmek istediğini söylüyordu. Bu durum öğrenildiği takdirde Behlül’ün bütün imkanlarıyla beraber şerefi ve onuru da yok olacaktı. Bu sırada Nihal’in aşkı ise ona adeta can simidi oldu. Behlül Adnan Bey’in kızını mutlu edip hem vicdanını temizleyecek hem de alıştığı şatafatlı hayat tarzının çok daha üzerinde bir servete sahip olacaktı.

    Nihal aniden aldığı evlenme teklifini hiç sorgulamadan kabul etti. Öylesine hastalıklı bir şekilde seviyordu ki Behlül’ü gözü hiçbir şey görmüyordu. Her an her dakika onun yanında olmak isteyerek bıktırsa da Behlül elde edeceği kazanımları düşünüp bir şekilde katlanıyordu ona. Sevdiği adam tarafından bir kere bile öpülmeyen ve “Seni seviyorum” cümlesini hiç duyamayan Nihal kendini bu aşk oyununa inandırmıştı. İhanet iddialarını duyduğunda ise en çok babasına kızdı. Böyle bir şeyin varlığını kesinlikle reddediyor, aksini söyleyen herkesi de düşmanı sayıyordu. 

    Devamında kendisinden başka hiç kimsenin umursamadığı düğün hazırlıklarına girişti ve Behlül’e babası vasıtasıyla bir ev ile son model lüks bir yat aldı. Sanki Behlül onu bırakmasın diye elini güçlendirmeye çalışıyor gibiydi. Matmazel ile Peyker’in uyarılarına ve kendi gelin makyajı yapılırken telefonda konuştuğu Bihter’in “Sen kazandın ben kaybettim.” sözlerine rağmen bir an olsun Behlül’den şüphe etmedi. Ama Behlül herkese yaptığı gibi gibi Nihal’i de aptal yerine koydu. Onun bu bütün kötülüklerden yoksun masum sevgisine layık olmayı başaramadı. Vicdanını rahatlatmak için kullandığı bu genç kıza düğün günü yaşanabilecek en ağır travmayı yaşattı.

     

    Bihter tarafından;

    Bihter… Hikayenin en büyük kaybedeni. Babasının eksikliği ve annesinden almak istediği intikamın gazıyla yaptığı evlilik genç kadına mezar oldu. Başlarda her şey iyi gidiyordu aslında. Seviyordu Adnan’ı, alışmaya çalışıyordu. Hatta evi benimsemiş, çocukların odalarını düzenleyerek onlara sürpriz bile yapmıştı. Mutfaktakilere de merhametli davranıyordu ilk etapta. Ama sonrasında maalesef ki tamamen nefsi duyguları ile hareket edip her türlü ahlak kavramına fersah fersah uzakta olan Behlül’ün tuzağına düştü.

    Behlül durmuyordu. Bihter’le ufak ufak didişmelerinin yanı sıra çaktırmadan onunla flört ediyordu. Israrla yakınına giriyor bir yandan da Adnan’la yaptığı evliliği sorgulayarak laf sokuyordu. Birbirinden hoşlanıp da açılamayan iki insan nasıl davranırsa aynen o şekilde davranıyordu Bihter’e. “Sen beni neden merak ediyorsun?”, “Sen benimle neden bu kadar ilgileniyorsun?” gibi cevabı her dilde aynı olan sorularla yaklaşıyordu. Bihter ona karşı bir şeyler hissetsin diye resmen zorluyordu kadını. Hatta durduk yere Bihter’in dudaklarına yapışıp onu avucunun içine alan da yine Behlül’dü.

    Bihter duygularına yenik düşerek kendini tamamen teslim ettiğinde ise Behlül'ün o kaypak kişiliği yeniden ortaya çıkacaktı. Çünkü onu cezbeden şey sadece imkansızlık durumu idi. Her şey normalleştiğinde bu sefer de başkalarına gidecekti. Yapamadı, tutamadı Bihter’in elinden. Ama bırakmadı da. Yeri geldi aşığım dedi, yeri geldi aşağıladı. Bihter’in ona en mahrem zamanlarında gözyaşlarıyla anlattığı meseleyi bile kullanıp “Sen gerçekten Firdevs Hanım’ın kızıymışsın.” dedi ve en yaralı yanından vurdu genç kadını. Yetmedi kendisinin hiç suçu yokmuşçasına “Senden önce bu ev huzurluydu. Her şeyi sen berbat ettin!” gibi akla ve izana aykırı sözler söyledi. Hatta Bihter’le kaldıkları taş evde başka bir kadınla birlikte olarak Bihter’i de aldattı.

    Bihter bütün o lüks yaşamını, onurunu, gururunu ve sahip olduğu her şeyi sırf Behlül için silmeyi göze alırken o sadece seyretti. Ne Nihal’i sevebildi tam anlamıyla ne de Bihter’i. Ne ikisinden de vazgeçip yoluna gidebildi ne de kalıp verdiği zararı telafi edebildi. Hiç kimseye ve hiçbir şeye karşı tutarlı olamayarak etrafındaki herkesin hayatını mahvetti. Netleştiremediği duyguları yüzünden bir kadının ölümüne, bir ailenin de felaketine sebep oldu. 

    Evet Bihter kocasını aldattı belki. Hem de rezil bir şekilde aldattı. Ama Behlül aynı anda dört kişiye birden ihanet etti. Bu hikayenin kaybedeni Bihter olsa bile kazananı da kesinlikle Behlül değildi.

     


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.