Ortalığı Kasıp Kavuran Squid Game’in Setlerine Göz Atın

Ortalığı Kasıp Kavuran Squid Game’in Setlerine Göz Atın
  • 3
    0
    0
    0
  • Sadece ilk 28 günde 111 milyon kullanıcı tarafından izlenen Squid Game, Netflix’in en büyük projesi oldu. Dokuz bölümden oluşan bu dizide insanların çocukken oynadığı altı geleneksel oyun oynanıyor. Bu oyunlara katılan 456 oyuncudan sadece bir tanesi 46.600.000.000 won (yaklaşık 355 milyon tl) olan büyük ödülü kazanacak. Fakat kalan 455 kişiyi ölüm bekliyor. 

    Squid Game, senaryosu, yönetmenliği, oyunculukları ve set tasarımlarıyla dünyanın bir çok yerinden eleştirmenlerden tam not aldı. Dizinin Sanat Yönetmeni Chae Kyoung-sun, bir Netflix röportajında ‘’ Dizinin estetik amacını konuşursak, izleyicileri kalamar oyunlarının gizli amaçlarını düşündürmeye yönelten mekanlar ve görüntüler yarattık’’ dedi.

    Squid Game’in Sürreal Mimarisi Dizinin Bir Karakteri Olarak Kullanılıyor. 

    Seong gi-hun'u oynayan aktör Lee jung-jae tarafından 'neredeyse rüya gibi' olarak tanımlanan kalamar oyununun gerçeküstü seti kendi başına bir karakter haline geliyor. yakından incelendiğinde her bir set modern toplumun çelişkilerini gözler önüne seren referanslarla doludur. Çoğu zaman çocukluğu anımsatan canlı tonlarda renklendirilen mimari, hem oyuncuları hem de izleyicileri rahatsız etmek için başka bir eleman olarak kullanılıyor.

    Aktör Lee jung-jae, youtube'da bir netflix röportajında ​​sözlerini şöyle sürdürdü: "Ne zaman farklı bir sete taşınsak, bunun nasıl görüneceğini merak ederdim, bu beni çok meraklandırdı" .Yani aynı biz izleyicilerin yaşadığı acaba yeni oyun ne ve nerede oynanacak merakını dizinin oyuncuları da yaşamış.

    MC Escher’e Referans Veren Minimal Mekanlar

    Oyunlar, minimalliği ile rahatsız edici olan mekanlarla tasvir ediliyor. Bu mekanların aksine organ hırsızlığı gibi daha kirli faaliyetler için karanlık, mağara benzeri alanlar tasarlandı. Aslında dış dünya, pastel renklerle kaplı olan oyun dünyasından farklı olarak karanlık ve soğuk mekanlarla tasvir ediliyor.

    Squid Game yönetmeni Hwang dong-hyuk, bir youtube röportajında , oyunlara gidilen mekandaki merdivenleri inşa etmek için MC escher'in tasarımlarından ilham aldığını söyledi . İç içe geçmiş ve yerçekimine meydan okuyan merdivenler aynı zamanda Ricardo b Boffil'in İspanya'daki la Muralla Rosa'sına güçlü bir gönderme yapıyor.  

    Katılımcıların uyuduğu yer, bazıları 7 kata kadar çıkabilen ranzalardan yapılmış, yükseltilmiş bir amfi tiyatroya benziyor. Yönetmen Hwang dong-hyuk  röportajda,  "Sanat yönetmeni bir depo mağazası konsepti önerdi, Onlara insan gibi davranmak yerine, yarışmacıların depo raflarına yığılmış nesneler gibi sunulmasını söyledi.’’ Diyor. Sanat yönetmeni Chae kyung-sun ise tasarım hakkında, 'modern toplum merdiveni tırmanmak için sürekli bir rekabet içinde olduğundan, bunu yatak tasarımında tasvir etmeyi düşündük' diyor.

    Oyunların Oynandığı Mekanlar

    İlk oyunun oynanacağı mekan, üçgen çatılı pişmiş toprak evler bir çocuğun yaptığı bir çizimi hatırlatıyor. Devasa bir robotik bebeğin oyunu yönettiği bu avluda Kore’lilerin çocukluğunda oynadığı kırmızı ışık yeşil ışık oyunu oynanıyor. Göz gibi görünen kameralarla donatılan bebek, hapishanelerde gözetlenmeyi çağrıştırırken, korkutucu ölçeği katılımcıları daha da küçük gösteriyor.

    Dalgona (şeker kazıma oyunu) mücadelesi için oyuncular kendilerini kaydırakların, salıncakların ve tırmanma çerçevelerinin de büyük olduğu bir oyun alanında bulurlar. Hwang bu mekan için, "Biz gençken, oyun alanı çok büyük görünüyordu bu yüzden yetişkinler için dev bir oyun alanı yaptık.' Diyor.

    Beyaz, parlak bir şekilde aydınlatılmış bir alan olan ve zaha hadid veya santiago calatrava tasarımlarını hatırlatan üçüncü oyunun bekleme salonunda çağdaş mimariye başka bir referans görülebilir. Sanat yönetmeni Chae kyung-sun, 'beyaz bir odadan gelen bir tür huzursuzluk hissi yaratmaya çalıştık. Daha sonra ne olacağını bilmeden hareket edecekleri esrarengiz bir alan yaratmak istedik. Diyor.

    Dördüncü oyunun oynandığı ve diğer mekanlara göre en gerçekçi görünen bu mekan için nostalji duygusu yaratan 1970'ler ve 80'lerin tipik Güney Kore evlerinden ve sokaklarından esinlenildi. Gün batımının turuncu parıltısı, oyunların ve karakterlerin hayatlarının sona ermesinden önce zamanın önemli olduğunu gösterir. İlginç bir şekilde, Chae'ye göre, bu parıltıyı elde etmek, en zorlu işlerden biriydi. “En fazla çabayı bu set için harcadık. Aynı zamanda en çok zamanımızı alan mekandı ”diyor. “Asıl endişemiz gün batımını nasıl göstereceğimizdi. Biz de sahte ve gerçeğin sınırında bir gökyüzü olması gerektiğini düşündük.”

    Tüm bunlarla beraber dizi boyunca oynanan oyunların tamamı aslında hepimizin gözleri önündeydi. Yarışmacıların kaldığı odadaki duvarların üzerinde oynanacak oyunların tamamının tasvirleri yer alıyordu. Ama biz yataklardan dolayı bunları net bir biçimde göremiyorduk.

    Kaynak : 1

     


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.