Hiç doğmamış olmayı diledim pek çok sefer ama her sabah yeniden uyandım sıcak yataklardan. Zihnim öyle uzaklardaydı ki bazen bedenimden ayrıldığını düşünürdüm, hiç bedenimle ulaşamadım o ufuklara korkarım ki asla da ulaşamayacağım. Genç bir yaşta bitik hissetmek can yakıcı olmalı ama canım yanmıyor. Gözlerimden bazen yaşlar yolculuğa çıkıyorlar fakat temsil ettikleri kavramları algılayamıyorum. İçimde bulamadığım duygular var, saklı. Öyle güzel bakardım ki hayata oysaki, güzel şeyler gelecekti önüme çok emindim. Ben iyi bir insandım çünkü. Hala büyüklüğünü kavrayamadığım acılar gördüm ve yaşadım. Tanıştık acılarla yine de yüzleri hep bulanık. Tanışan parçalarım kan dolu fakat nasıl kusacaklarını bilmiyorlar ya da onları tutabilmek konusunda son derece başarılıyım. Öyle bir yerdeyim ki gözlerim tamamiyle açık ama tek görebildiğim parlak bir kaynak, evet etrafım karanlık değil fakat kör edici bir aydınlık. İçimdeki karanlığa ışık tutamıyor. Bu hayatın bana bir yaşam borcu var, hiç tattırmadan benden çaldığı yaşamı bana geri vermek zorunda. Ellerim kayıyor her tutunmaya çalıştığımda, dışarıdan bir göz olsam acırdım bana. Asfalta yapışmış zamkın içinde bir çakıl taşıyım. Tek başımayım, tek görebildiğim diğerleri. Yaşayanlar, ne çok isterdim onlar gibi olabilmeyi; bir araba alma umuduna tutunabilmeyi ya da bir ev. Bir yuva kurmanın hayaliyle yanıp tutşmayı ne de çok isterdim, bir kalbi kendiminkine yakın tutabilmeyi ne çok isterdim.
Yapamıyorum, başaramıyorum. Beni şu dünyaya bağlaması gereken ne varsa yok ediyor. Annemin gözünün önünde yok oluyorum, sessizce. Aynada bir kız görüyorum; hayatımda gördüğüm en yorgun gözlerle karşılaşıyorum. Ne yaşadın diyorum içimden, ne yaşadın sen böylesine seni yok edecek. Cevabı vermeye dilim varmıyor, gözümden manasını çözemediğim bir damla yaş yeniden beliriyor. İşte o zaman anlıyorum ben bitmişim artık.
Çokça yemek yiyorum şu sıralar, gitgide kilo alıp içimden kaybettiğimi bir ete sığınma umuduyla geri kazanmam gerek, kalın bir et gerek bana yokluğumu gözlerden gizlemek için. Hiç düşünmezdim günün birinden buna dönüşeceğimi ama ben bir aylağım, kara toprağında yok olan bir yolcuyum. Yoluna hiç kavuşamayan bir yolcuyum.
Değinilen hususlar arasında biraz keskin geçişler olmasına rağmen derli toplu, buhranı okuyucuya veren bir eser. İyi kalemler dilerim.