Neden merak ediyoruz?
Aslında belki de en platonik duygu birini merak etmek. ”Seni merak ettim” cümlesini sarf ettiğin insanların büyük çoğunluğu bu gizli soru cümlesine ”Neden ki?” diye aleni bir soru cümlesiyle cevap verirler ve o anki sinirle sebebini anlatmak istemezsin. Asla atamayacağın sağlam bir yumruğu düşlersin dişlerini sıkarak.
En fena merak dönemi ise ayrılıktan sonraki ”Oh be kafam rahatladı, gezer tozarım”
adlı kısa dönemden hemen sonra gelen yalnızlığın anlaşıldığı o süreçtir. Yoğun bir casusluk faaliyetine girersin sahte sırıtışlarla. Ortak arkadaşları ”Çok mutluyum” maskesiyle yemeklere davet eder, peçeteyle ağzını silerken -daha da yarım ağızla sorabilmek için- O’nu sorarsın. ”O da yalnız ve ağır depresyonda, kedi almış kendine” gibi şeyler duymak istersin, duymazsın. Ne duyarsan duy, konuşmanın bundan sonrası Er Ryan’ı kurtarmak filminde yanında top mermisi patlayan Tom Hanks gibi bir çınlamayla geçecek, etrafındaki insanların sadece ağızlarının oynadığını gördüğün halde kısa cevaplar verebildiğin bir süreç yaşayacaksın.
Hele bir de ayrıldığınızda tüm sosyal medya hesaplarından O’nu temizlediysen bu süreç daha da sıkıntılı prodüksiyonlara gebe. Yine ortak bir arkadaşınıza bir gece ”Ya bizim beraber bir fotoğrafımız vardı, bir bakar mısın silmiş mi onu İnstagramdan?” ile başlayan ve en son arkadaş olduğu insanların ilişki durumuna varan sorular silsilesiyle hayatın zindan olduğu bu gece, genelde elde telefon ve yazılıp silinen, yüklemi değiştirilen bir mesajı gönderme tereddütünden kramp girmiş bir parmakla sonlanır. Ve en sonunda yollanan mesajın cümlesi farklıysa da içeriği aynıdır; ”İyi misin? Seni merak ettim”
Neden ki?
Yorum Bırakın