Advertisement
Advertisement

ben kazanmadım, sen kaybettin

ben kazanmadım, sen kaybettin
  • 1
    0
    0
    1
  • Tecrübelerinden bi kadeh iç önce. Kafan güzel olsun. Sonra dünyayı o şekilde görmeyi sev. Bu defa kafan güzel olsun diye içme kadehleri. Dünyayı başka gözle görmek istediğin için içmeye başla. Hayat derin. Hayat okyanus. Yüzme bilmek yetmiyo, fazlasını yapmalısın. En azından tekne olmalısın. Kendine yetmelisin. Yapabiliyo musun? Ben yapamıyorum. Kendime bile yetemezken; bir başka insan mı? Aman tanrım. En boktan film başlıyor. Yine başka birini sevme çabaları. Onunla vakit geçirmen, eğlenmen, sohbet etmen, sevişmen, zaman ayırman, ona sevgini belli etmen, belirli vakitlerde sevdiğini söylemen vs vs. Bir sürü yeni işin var artık.

              Peki nasıl başarmayı düşünüyosun tüm bunları? Henüz kendine bile yetemezken. Tabi ki; başarma gibi bi ihtimal yok. Başarısız olucaksın ve hem kendini hem bi başkasını mutsuz ediceksin. Bencilsin çünkü. O an için istediğini alman gerek. İnsan asla birini istediğinde onu düşünmez. Seninle birlikte olduğunda onun mutluluğunun çok önemi yoktur senin için. O seninle olduğunda, sen mutluysan; onun mutsuzluğu senin için bi şey ifade etmez. Şimdi aklına, onu istediğini söylemeye çalıştığında kekelemeye başladığın o insanı getir. Neden kolayca, gidip onu istediğini söylemiyosun? Belki ”evet” der. Daha önceleri kolaylıkla söyleyebiliyorken; şimdi neden söyleyemiyosun? Çünkü; bu kez bencil değilsin. Bu defa kalbin dahil olaya. Bu defa aşk dedikleri, dalga motorunun içindesin. Onunla olmak istiyosun, ama onunla olduğunda onu mutlu eder misin? Bu defa bu soru var kafanda. Yemin ederim sevgi ve aşk başka şeyler. ”Aşk diye bi şey yok.” diyenleri hiç anlamadım ben. Bir insanın bir başka insanı, böyle delice düşünmesinin mutlaka bir adı var. Aşk veya başka bişey. Ama bu kesinlikle sevgi değil!

    -yedi milyar insanın içinde nerden buldum seni?

    +eminim yedi milyarın tamamını görseydin; durum farklı olurdu.

    - sen, seni benim gözümle görseydin; yedi milyar insan senin için de önemsiz kalırdı.

               İnsanlar neden gider? Birbirimize sarılmanın hazzını, bir daha bulabilir misin gittiğinde? İnsan ırkından nefret etme sebebim olmana ne gerek var? Şarkılar içimi acıtmak zorunda mı? Sen bi kez gittin, ben milyon kez öldüm. Bir çeşit katil oldun. Peki neden ayrılmamız gerekiyor? Üstelik birbirimizi delicesine isterken; neden ayrılmamız gerekiyor? Yani sözün özü neden gitmen gerekiyor? Gitmesen, hep kalsan.. Benle kalsan.. Burda kalsan.. Sana gitmemen için yalvarmak isterdim. Ama gerek yok. Gitme eylemini kafana koyduysan; er yada geç gidiceksin. Şimdi kalsan bile, sonra gidiceksin. Nefret ediyorum senden. Seni seviyorum. Nefret ediyorum senden. Seni çok özledim. Nefret ediyorum senden. Lütfen gel geri.

        Ayrılıkların ortak yan etkisi; kalbinin zamanla şizofrenik bir ritmle çarpmasıdır.

     Senden nefret ediyorum, ama gidene ”defol” demek yakışmaz. ”Gitme” demek zaten çok anlamsız artık. Durumum içler acısı. Sana yenildiğimi kabul edersem; yenilirim. Hayat kazanmış olur. Bu yüzden giden sen olsan bile, ben terk ettim seni.


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.