Advertisement
Advertisement

Herkül Bir Efsanenin Sonu Bölüm-3

Herkül Bir Efsanenin Sonu Bölüm-3
  • 4
    0
    0
    0
  • Öncelikle yazıma geçmeden bu yazının ‘’Herkülün Serüveni ve 12 Görevi Bölüm-2) adlı yazının devamı ve Herkül serisinin finali olduğu söylemek isterim, bir bütünlük oluşturması açısından hikayeye baştan başlamanızı tavsiye ederim.

     

    Herkülün sekizinci görevi olarak ilginç bir hedef belirlenmişti, o dönemlerde Troya kralı Diomedesin dört şanlı atı vardı. Bunlar Podargos, Lampon, Xanthos, Deinos olarak isimlendirilen insan eti ile beslenen dört vahşi attı. Diomedes fırtınaların kıyıya vurduğu insanları atlarına yem ediyordu. Kral Herkül e insan eti yiyen bu vahşi atları Miken e getirmesini emretti Herkül Trakya kıyılarına gitti ve ilk iş olarak kral Diomedesi öldürdü, acımasızlığından dolayı kral a ceza olarak öldürmekle kalmadı cesediyle atlarını besledi. Atlar sahiplerinin etini yediği için Herkülün emrine girdiler ve artık ona aittiler. Dokuzuncu görev efsanevi kemeri almaktı, kral Amazonlar kraliçesinin taktığı o muhteşem   kemeri kendisine istiyordu. Herkül e kemeri almasına emretti, Herkül kraliçe Hippolyte’ya gidip durumu kendisine anlattı, Herkül bu görevde hiç zorlanmadı çünkü kraliçe Hippolyte kendi rızasıyla bu kemeri Herkül e hediye etti. Fakat bu sırada Hera Amazon kılığına girerek savaşçıları kandırdı, Herkülün kraliçelerini öldüreceğini söyledi. Hiçbir sıkıntı yokken şimdi amazonlar Herkülü öldürmek için saldırmaya başladılar, Amazonlar Herkülün bir hain olduğunu düşünürken Herkülde ihanete uğradığını düşünüyordu. Uzun bir dövüşten sonra Herkül kraliçe Hippolyte’yı öldürüp kemeri alarak hemen oradan kaçtı.

     

    Şehrine döner dönmez sıradaki görev verildi yine bir canavarla yüzleşmesi gerekecekti, batıda yaşayan Geryon bel hizasından yapışık üç adam formunda bir devdi, kızıl sığırlardan oluşan sürüsünü ise çift başlı köpek Ortos korumaktadır. Kral Herkülü Geryonun sığırlarını getirmesi için görevlendirmişti. Herkül ilk iş olarak elindeki sopayla çift başlı köpeğin kafasına vurarak onu öldürür. Sığırları kralına götüreceği sıradaysa Geryon adlı canavarla karşılaşır, canavr gerçekten de savaşması zor bir varlıktır fakat Herkül bu işin de kolayını bulur daha öncesinde dokuz başlı canavr hidranın zehirli kanına batırdığı okları kullanarak bu canavarın da üstesinden gelir. Sırada on birinci görev vardır, Bu görev altın elmaları getirmekti. Bu altın elmalar tanrıça Gaia tarafından Tanrıça Heraya evlilik hediyesi olarak verilmişti, Hera bunları Atlas dağının tepesindeki bahçesine dikmiş ve çalınmasın diye adlarına Hesperidler denilen üç efsanevi periyi dikmiştir. Herkül bu altın elmaları almak için yola çıktı fakat nasıl alacağını bilmiyordu, elmalar bilinmeyen bir yerde bulunuyordu, yolculuk sırasında ak saçlı Nereus ile karşılaştı ve ona bu elmaları nasıl alabileceğini sordu. Nereus ona bu elmaları kendi eliyle toplamaması gerektiğini başka birine toplatırsa ancak elmaları elde edebileceğini söyledi, Elmaların bulunduğu bölgede Atlas isminde bir titan vardı ki bu titanın da kaderi öyle pek de güzel değildi. Atlas gök kubbeyi sırtında taşımakla cezalandırılmıştı, kutsal kitaplarda yer ile gök ayrı tasvir edilir çoğu mitoloji de göğü dört farklı varlık tutar fakat yunan mitinde bu görev tek başına atlasın sırtına verilmiştir. Atlas binlerce yıldır hamal gibi dünyayı taşımaktan o kadar yorulmuştur ki Herkülün isteğini hemen kabul etmiştir, ancak bunu yapabilmesi için sırtındaki gök kubbeyi taşıması için birisi lazımdır. Herkül bu işi geçici olarak yapabileceğini söyler. Şaşırtıcı derece de Herkül bir titanın bile zar zor altından kaldığı bu işin üstesinden gelmiş ve göğü taşıyabilmişti, göğü taşırken Atlas elmaları topladı, ancak binlerce yıldır yerinden kıpırdayamayan Atlasa özgürlük cazip gelmişti. Krala elmaları kendisinin götürebileceğini söyledi, tuzağa düştüğünü anlayan Herkül Atlastan daha kurnazca davranarak bu isteği kabul etmiş gibi göründü, başının altına destek alabilmesi için kısa bir süre yükü taşımasını istedi o anki heyecanla Herkül e inanan Atlas elmaları yere bırakarak göğü taşımaya başladı, bunu fırsat bilen Herkül elmaları yerden alarak oradan kaçtı ve görevi tamamlamış bir şekilde yurduna döndü.

     

    On ikinci ve son görev olarak kral, üç başlı ve yılan kuyruklu Kerberosu yer yüzüne getirmesini istedi. Herkül tanrıların habercisi Hermes ile yer altı dünyasına yanı Tartarus a indi yolculuğu sırasında yer altı ülkesinin tanrısı olan Hadesin karşısına çıktı ve seyahatinin sebebini anlattı, normalde Hades buna izin vermez hatta teklif edeni anında öldürürdü. Fakat Herkülün namını o da duymuştu, devirmediği yaratık, yenmediği canavar kalmamış birini cehennem köpeğiyle yüzleştirmek eğlenceli olabilirdi. Ancak bir şartı vardı Herkül Kerberosu silah kullanmadan yenebilirse yeryüzüne götürebilirdi, çıplak elleriyle köpeği yenmek zorundaydı aksi taktir de buna müsaade edilmeyecekti. Herkül köpeğin karşısına çıktı, köpeğin boynunu üç başının birleştiği yerden tutarak mücadeleye başladı, bu nokta köpeğin zayıf noktasıydı ve bunu ne kendi ne de bir başkası bilmiyordu. Kerberos daha da mücadele edemedi ve kendini bıraktı, Herkül köpeği hemen bağlayarak yer altı dünyasından dışarı çıkarttı ve köpeği kral a götürdü. Kral Herkülün bu zor görevi bile başarabildiğini görünce şaşırdı ve bu vahşi hayvanı yine yer altı dünyasına götürmesini istedi, zira Hadesin gazabıyla yüzleşmekten korkuyordu. Artık bundan daha zor bir görev vermek imkansızdı ve zaten on iki görevi de tamamlamıştı. Herkül artık Lidya kraliçesinin emrine girmeye başlamıştı ve bütün krallar kızlarını Herküle vermeyi istiyordu, zira onun soyundan gelecek herkesin illa bir başarısı olacağı düşünülüyordu. Herkül kral İneusun kızı Dianerya ile evlendi, her şey güzel gibiydi ama Herkül e karşı nefreti hiçbir şekilde tükenmeyen Hera yine iş başındaydı. Herkülün karısının aklına girerek ona akıl almaz bir kıskançlık duygusu aşıladı, kadın o kadar şüpheci bir hale gelmişti ki Herkül e ona sadık kalacağını kanıtlaması için bir gömlek giymesi gerektiği söyledi ki bu gömleği de tanrıça Hera vermişti. Gömlek giyenin üstüne yapışacak ve zehirle kaplanmış olan lanetli bir giysiydi. Herkül gömleği giyer giymez akıl almaz acılar çekmeye ve çığlıklar atarak kendini hırpalamaya başladı, ölüceğini anladıktan sonra da kendisinin yakılması için odun toplamaya ve odunları ateş e vermeye başladı en sonundaysa acı bir şekilde kendisini ateş e attı. Herkül yanarak can çekişirken her tarafta şimşekler çakıyordu, bir yıldırım gök yüzünde parlayarak odunlara çarptı ve odunlara çıkan bir bulut Herkülün ruhunu alarak Olimpos dağına taşıdı yani tanrıların yanına. Böylelikle Herkül tıpkı babası gibi ölümsüz bir varlık haline geldi ve Herkülün hikayesi de böylece sona ermiş oldu.

     

    Bu hikaye bir insanın 12 aşamadan geçmesi ve ölümsüzlüğe hatta tanrılığa erişmesini ve bin bir mücadele karşısında hem beden hem akıl gücüyle başarıya ulaşmasını konu alıyor. Fakat her aşama her görev ayrı bir dürtüyü ayrı bir hissiyatı temsil ediyor edebiyatcılar tarafından Herkül bir eleştiri konusu olmuştur. Herkülün karşılaştığı varlıklar ve bir çok görevi bütün dünya mitolojilerinde yer bulmuş ve farklı isimlerle de olsa karşımıza çıkmayı başarmıştır. 

     

    icg


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.