Osmanlı ordusu bildiğimiz üzere dünya tarihinin en düzenli ve teferruatlı ordularının başındadır. Osmanlı ordusu bu kadar nam salması ve başarılı olmasının en büyük sebebi ise padişaha ve buyruklarına çok önem verir ve bunlara sıkı sıkı sarırılardı. Avrupa’da haçlı ordularının veya diğer devletlerin ordularının savaş başladıktan sonra dağılıp her tarafa yayılarak savaşması bir eksik olduğu gibi Osmanlı Ordusu savaş öncesindeki disiplin ve birlikteliğini savaş içerisinde de sağlamaktaydı. Bu da Osmanlı ordusunun bu kadar başarılı ve popüler olmuş olmasının temel sebeplerinden birisiydi. Osmanlı Ordusunun tarihin bilinen ilk askeri bandosu (Mehter Takımı) ve bunun gibi çağını aşan mükemmellikte ve donanımda farklı birlikleri de bulunmaktaydı. Bu yazımda sizlere Osmanlı Ordusunun içinde diğerlerinden görünüşleri, savaş teknikleri ile dikkatleri üzerine çeken ve insanlarda kim bunlar merakı uyandıran “Deliler Birliğini” anlatacağım. Bu kişilere deli denmesinin sebepleri gerçekten deli olmaları değil, savaşlardaki cesaretleri, gözü peklikleri ve padişaha olan bağlılıklarından dolayı asla geri adım atmamalarıdır.

            Bu birlik savaşlardaki öncü birliklerdir. Orduların ön saflarında dururlar, görünüşleriyle düşmana korku salarlardı. Bu ocağa alınacak kişilerin boyu posu ve cesareti önem arz etmekteydi. En önde durarak hem arkadaki askere cesaret verirler hem de hiç tereddüt etmeden düşmanın içine dalar düşman askerin öncü birliklerini yerle bir ederlerdi. Kısa bacaklı atları ile her türlü silahı kullanır ve asla geri adım atmazlardı. Kendi öncülerinin yerle bir olduğunu gören düşman askerlerin savaşlarda moralleri düşürür ve arkasından gelen birlikleri daha da cesaretlendirirlerdi. 

Gelelim bu birlikte bulunanların giyinişlerine;

            Belirli bir saç veya bıyık şekilleri olmamasına rağmen genelde saçlarını kazıtırlar başlarına kartal, pars veya sırtlan tüylerinden yapılmış miğferler takarlardı. Sırtlarında avladıkları vahşi ve yırtıcı hayvanların kürkleri veya kanatlarını takar, ayaklarına “serhatlik” denen sivri burunlu mahmuzlu bir çizme giyerlerdi. Ellerinde tuttukları bayrakta ise “Kaderde ne varsa o gelir başa” yazardı.

            16. yüzyılda Deliler Rumeli beylerbeyi, Semendere ve Bosna Sancak beylerinin yönetiminde, 17. yüzyılın sonlarından itibaren de Anadolu vezir ve beylerbeylerinin yönetimi altında olmuşlardır. Altmışar kişilik "bayrak" adı verilen ocaklara ayrılmışlar, seferlerde "Delibaşı" adı verilen komutanları tarafından yönetilmişlerdir. 18. yüzyılda bozulmaları sonucu yönetimi altındaki beylerbeyinin görevden alınması sonucu görevlerini kaybetmişlerdir. Bu süreçten sonra köylere saldırmaya başlamışlar, eşkıyalık faaliyetleri sebebiyle 1829'da II.Mahmut tarafından dağıtılmışlardır.

~ÖFA~