Bazı Kızlar

Bazı Kızlar
  • 5
    0
    0
    0
  • Kocaman, birbiriyle ilişiksiz mesajların ölü piksel cenazelerinin her gün atmosferi meşgul eden üzüntülerini içerir oluşuna herkesin bir mesaj kadar inancı vardır. Belirsiz, muğlak düşüncelerin ekranlara akmış hali işte. Soyutlukların, rahat gerçeksizliğinin geçerliliğine sığınıp doldurulan klavye dolusu bombardımanlar, denizaltı füzeleri... Atmosferdeki radyo dalgalarını meşgul eden işlerden sadece birazı bazı kızlardan. Bilimsel gerçekliğe dayanmayan insan davranışları gibi bazı kızların bileklerinde yatan güçlerden. Hiddetin anaç dostlarımızdan bize aşırılık hissettirdiği bazen oluyor. Bazı anaç kelimesinde kalan eski şeylerden bile onlara hiddetin nazik de olmayabileceği zamanında bir radyodan söylenmiştir belki. Kim bilir ki bazı kızlar. 

     

    Meyilsiz bir desteğin kendi adıma ‘bazı kızlardan’ üzülsem de haklılık içerdiğini değiştiremiyorum. ’Bazı kızlar’ bizden çok büyük. Hayal etmeye bizden önce başlıyorlar diyedir belki. Muğlak ama keskin işte. Bazı kızlar... Kesimsiz statülerinüzdeki formsuz otoritelerinizi bilmek. Güzellikler içinde ışıltılı üzüntüleriniz bize yama yapılmış da bir günde küsülmemiş size ‘bazı kızlar’. 

     

    Maruz kalmanın, atmosferi meşgul etmenin haksızlığı sadece evrensel değil bireysel çizgilere de geçiyordu. ‘Bu böyledir!’ netliğini o çizginin üstüne basa basa koymak gerekir ki ters yüz olsa da önemi bilinsin. Kalpsizlikler, bir günde küsemeyişler... fazla bile olan şeylerin kısa saçlarında kaldınız bazı kızlar. Her zaman kara ya da renkli saçlar üzülünce ya da bol ‘s’ içeren depresyonlarda kesilmez; burada da sınıfta kaldı hemcinslerim. Değer cinsiyetsiz bir yargıdır. Yerdeki tozlarla yüz yüze kalan şeylerin, uçurtma kovalatan gençliğini yaşadık da siz, çiçeksiz kalan buğday tarlası gelinciği kaldınız bazı kızlar. Gidilecek yerler asla bitmez. Hayat da adil bir yoldan geçmez zaten. Dolusun doluya küsüp bizden kaçındılar bazı kızlar. 

     

    Üzüntülerden kusarak kaçmaktan, koşarak kaçtık biz sizden bazı kızlar. Hepsinin, her birinin başka akıllarda, gözlerde kalan yansımalarının altın oranında da kaldım, kaldık biz ve bazı kızlar. Sizi üzdük. Siz üzüldünüz bazı kızlar. Biz de bir şey diyemedik. Durduk, baktık. İçimize düşüp küstük biz de. Kendimize. Karşı cinsin en olanlarına takılınır her yerde. Bu böyledir. En ışıltılılardan takıntılar, takılar. Siz onlardan ışıltılı kaldınız bazı kızlar. Hakkaniyetli sıradanlığımızı kaybettik zaten biz. Düşerken hissedilmez ya. Oje renkleri, askı izleri, beklenen ilginin, hislerin her halinde siz kaldınız bazı kızlar; biz de kaybolduk. Hissiz üzüldük. Güneş gibi tüten, dil ucunda kalan fırtınalar gibi uzaktan izlemesi keyifli gözüken ‘bazı kızlar’. Perdeler asanlara, gölge olanlara, şemsiye açanlara, mesaj bildirimlerinde kalanlara, babalara ve çoğu şeye küsüp kalmayın bazı kızlar. 

     

    Üzülmek bir yeti olsa keşke de gurur duysak derdimizden hepimiz değil mi? Hiçkimsenin kızı ya da oğlanı olmadan kalınmaz işte bazı kızlar. Sizi dinliyoruz bazı kızlar. Görmediklerimizi de sessiz kalan karakterlerinizi de. En arkalar, en bakmazlarınız bazı kızlar. Ama hevessiz kışların artık güneşleri yok sizden başka. Geceleri de uzun değil gibi. Hevessiz, uzunluksuz. Kendinden kaçış mümkün ve mühim değil. Satmıyor kimse siz bazı kızlara olan eski zamanlara yeni biletleri. Kendime ayarlayamıyorum ‘bazı kızlar’ kaçışımı. Kimse yapmaz zaten ama bazı kızlar... Kendime, kendimizi satamıyorum. Bazı kızlardan alınıp verilemiyor kendim. Hikâyeli şeylerden dallanan işleri de yapamıyoruz biz. Tınılar, heyecan, darlıklarda genişleyen karanlıklar. Kaybolunuyor bazı kızlar. Kayıp şeyleri bulma yerlerinde de yok olunuyor kendiliğinden. Siz yine de atmosferi meşgul edin bazı kızlar. Bazı yerler halen bazı kızlardan medet umuyor. Ummaya da devam edecekler. Biz artık değil bazı kızlar...


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.