Aylar, zamanlar, güneşler saklan(a)maz bazı kızlar. Siz bizi sakla(ma)dınız. Durup durup bilerek geride kalanlara baktınız. Çok güzeldi görünenler; siz gibi bazı kızlar. Giden siz olunca yeksan olan biz kaldık bazı kızlar. Noksanlıklardan kaçtınız siz bazı kızlar da biz eksiksiz kaldık. 

 

Döndü durdu gezegen. Bir senede sadece bir doğum günü kutlanır bazı kızlar. Biz de dahasın dahaya yaşlandık ama sizden sadece küçük kaldık; akıllı değil bazı kızlar. Saçınızın boyası aktı dalgalandınız siz. Biz durup sarsılmış gibi olduk. Ona da koştuk. Boya kabı olacak kadar basit kafalardayız biz. Basit şeylerin, hızlı zamanlarında kalanlardan yapılmış kalmışsınız bazı kızlar. Hayatın verdiklerini hızlıca üstünüze geçirmenin rüzgârından sarsılan işlerin ağırlığında; bu ipsiz bağlılıklarınızda hiç biz kalmadı. Bulunmadan kalamazdık. Kimse gibi gereksiz. Bahsedilen bazı kızlar gibi belirsizlik. Sizin, önümüzdekilerin şekillere sığmamasından da yüklendiğimiz boş yüklerin sevimsiz sevgililiğinden; birer kilo, her zamankinden. Hayaletleri kaybettirme telaşı işte bu bazı kızlar. Bulunmasın diye birkaç yüz gramlık çarşaf kadar hayalet yaptınız bizi bazı kızlar. Zamanın eskizlerinde bize kalan olanakların hayalet izleri diye öğretilmemesinden işte. 

 

Seneler öncesinin ‘bul beni’si’ üstüne uyuya kalınmış işlerini yetiştiremediniz bazı kızlar. Kaçınmadan yürünen yerlere basmaktan korkmazmışsınız böylesi ipsizliklerde bazı kızlar. Sadece biz daha farkındayız diye; yolun ne olduğun, nerelere gittiğinin. Siz gelmediniz bazı kızlar. Yüceliklerin saatlerinden önce ‘annem’ dediniz kedilere. Daha büyüdük. Koca adamların kedi güdülerini arka ceplerinden döktünüz bazı kızlar. Siz büyütmeden büyüdük biz. Siz de. Geçmiş zaman eklerinin yılgınlıklarında kendinizi arayıp anlattırın bazı kızlar. Seneler sonrasının telaşlarının planına dahi giremeyecek olduğumuzu düşünerek kendimizi telkin ettirmişsiniz bize bazı kızlar. Zaman elde tutulmuyor. Kolunuzdaki saat zamana hükmetmez. Kimse gibi. İstenilmez zaten. Kimse gibi. Siz zamansızlıklarda yaratılan kocaman boşlukları gör(e)mediniz bazı kızlar. 

 

Şimdilerin geçiştirilmeyen gerçekliklerinde mecburiyetleri yaşıyoruz aslına bakarsak. Sol şeritlerden okyanus ötelerine, kıtaların uçlarına ulaşılmayacak. Varamayız bazı kızlar. Biz de aşacağız kendimizi ama seneler öncesi ve sonrasının farkında olup davranırsak bir yerlere varacağımızdan. Hareket edip dönmezsek. Dolanmazsak iplerinize. Unutmak yok bir saç toplanırsa düzgündür öyle durur bazı kızlar. Siz de toplayacak güçtesiniz çoğu şeyi; bizi. Biz olamasak bile kendinizden dik tutun kendinizi bazı kızlar. 

 

Gelecekler dolusu geçiştirilmeyecek mutluluklara dolanmaya geç kaldık biz bazı kızlar. Siz de dönmediniz oralardan. Olsun bazı kızlar, yeni yaşam alanları herkes için bazı umutları içerir bazı kızlar. Belki durulur bu havalar da artık kimse sisten sizi görmemez olur bazı zamanlarda. Metro uyarılarına kulak da asın bazı kızlar. ‘'Bazı boşlukları yaratırsanız, yarattığınız boşluklara dikkat edin!'’ Kırık camlar taşıyan bir yaban menekşesinin kaygısından kalan izler kadar net ama sınırlı hislerde durulduk hepimiz, bazı kızlar. Siz, biz. 

 

Aklımız gitmesin diye akıllı kaldırdınız bizi bazı kızlar. İleriye yürümelerimiz yamuk kalmasın diye yorulmalarımızdan pay almadık. Görmelerimiz ama bir türlü tam renkli olamayışımız. Hepsi çoğul ama bazı kızlar bazı. Biz artık çoğul değiliz bazı kızlar. Siz de tek değilsiniz. Kimse gibi bazı kızlar...