Marathon Savaşı: Bir Hız ve Strateji Mücadelesi

Marathon Savaşı: Bir Hız ve Strateji Mücadelesi
  • 3
    0
    0
    0
  • Bu yazıda Maraton koşusuna ismini vermiş olan oldukça ilginç bir savaştan söz edeceğiz, Persler ve Yunanlar arasında gerçekleşen savaşı anlatmadan önce o dönemin koşullarından bahsetmemiz gerek. Yaklaşık M.Ö 500 civarlarından konuşuyor olacağız ve bu savaşa dair bildiğimiz çoğu bilgiyi Herodot sayesinde biliyoruz. Öncelikle o dönemlerde Antik Yunan şehir devletlerden oluşuyordu: Sparta, Atina gibi ve Atina Ionian ayaklanmasına yardım etmişti, bu ayaklanma Pers imparatorluğunun içinde gerçekleşen bir ayaklanmaydı ve Atina’nın bu ayaklanmaya yardım etmesine Pers kralı Darius oldukça kızmıştı hatta anlatılanlara göre Darius bir hizmetkarını görevlendirmişti ve bu hizmetkar herk akşam yemeğinde gelerek kralım Atinalıları unutmayınız diye hatırlatıyordu. Günler geçti ve Darius intikamını almaya karar verdi. Komutanlarına Atina’ya oldukça yakın bir bölge olan Marathon’a çıkarma yapılmasını emretti. Bu sırada Atinalı kuvvetlerin komutanı Miltides de bu durumdan haberdar oldu ve Perslerin Atina’ya girmesini engellemek için bir plan düşündü. Şehirden nispeten uzak açık bir alanda askerlerini hizalayarak dizdi ve bu savaş bir nevi bütün Antik Yunanı etkilediği için bir koşucusunu Spartalılar’dan yardım istemeye gönderdi, bunun nedeni bilindiği üzere o dönemin en güçlü savaşçılarının Spartalılar olması nedeniyleydi. Fakat Fidipidis adlı koşucu iki buçuk gün boyunca koşmasının ardından Sparta’ya vardığında ve yardım istediğinde Spartalılar dini bir ritüelde olduklarını ve dolunay olana kadar savaşamayacaklarını söyledi. Fidipidis bu kötü haberle birlikte savaş alanına geri döndü ve yaklaşık on gün boyunca yardım gelmeyeceğini söyledi.

     

    Sonuç olarak 10.000 Atinalı asker karşısında yaklaşık 50.000 kişilik bir Pers ordusu bulunmaktaydı(Pers ordusunun tam sayısı konusunda tarihçiler ortak paydada değiller 100.000 diyen 200.000 diyen hatta 300.000 diyen bile var ama en ortak kanı 25.000 ila 50.000 arasında oldukları.)

    En iyi ihtimalle bile Yunanlıların karşısında kendilerinden en az 3 kat daha fazla asker vardı sonuç olarak. Ordular sahilde karşı karşıya geldiler yaklaşık 1.5 kilometre aralarında mesafe olacak şekilde beklediler, beklediler ve beklediler. Yunanlıların bu pozisyonda beklemelerinin sebebi Yunanlıların Hoplitleri ağır kalkan taşıyan bronz zırh giyen ve 2 2.5 metreye kadar uzanan mızraklar kullanan ve falanks formasyonunda savaşan askerlerdi, Perslerin askerleri ise sağlam okçuları olan sağlam süvarileri olan hafif zırh giyen ve daha çok manevra kabiliyetine güvenen askerlerden oluşmaktaydı. Yunanlıların ise okçusu var ne süvarisi var sadece mızraklı piyadeleri ile bekliyorlar bu yüzden savunma formasyonlarında. İki tarafta birbirine saldırmıyor ve Atinalıların beklemek işlerine gayet geliyor çünkü her geçen gün Spartalıların ritüellerini bitirip yardıma gelmesini yaklaştıran bir gün, Persler ise kendi topraklarından uzak yemekleri azalıyor ve sabırsızlık artıyor öte yandan ise Atinalıların bekledikleri her gün kazanma koşulları kendilerine bir adım daha yaklaşıyor. Birkaç gün geçtikten sonra Persler süvariler dahil olmak üzere bir kısım askerlerini gemiye bindiriyorlar ve savunmasız olan Atina’yı basmak için askerlerini yola çıkarıyorlar. Bu durum fark ediliyor ve Atina komutanı Miltiades’e süvariler gitti şeklinde bir sinyal veriliyor ve bunun üzerine Miltiades saldıran taraf olmaya karar veriyor.

     

    Bu durumda Yunanlıların en büyük dezavantajı Perslerin okçuları olacaktı. Yunan askerlerinin bulunduğu formasyon nedeniyle yavaş hareket edeceklerdi ve bu süre içinde Persler onları ok yağmuruna tutacaktı. Bu yüzden ilginç bir karar alınıyor ve askerlere son 200 metre kala koşmaları söyleniyor, bu kararda tabi ki çok büyük pürüzler var bütün askerler en az 30 kilo yük taşıyorlar ve bu yükle formasyonu bozmadan 200 metre koşmak ve ardından o yorgunlukla savaşmak epey zor olacaktır fakat son 200 metre okçuların asıl efektif olduğu mesafe ve bunu ne kadar hızlı geçerlerse o kadar şanslarının artacağını düşünüyorlar nitekim öyle de oluyor ve 10.000 kişilik Yunan ordusu 50.000 kişilik Pers ordusunun etrafını sararak yerle bir ediyor. Geri de kalan Persler ise panik içerisinde kaçmaya karar veriyor ve gemilerine doğru koşturuyorlar Yunanlılar ise bu gemilerin de 7 tanesi ele geçirerek kaçan bir çok Persliyi de öldürüyor. Fakat tüm bu süreçte Atina’ya giden gemiler var, Yunanlılar güzel bir strateji ile burayı kazanmayı başarsalar bile Atina’ya giden gemiler var ve Atinalılar bu gemileri kıyılarında gördüklerinde savaşın kaybedildiğini düşünerek çok büyük ihtimalle şehri teslim edecekler. Bu durumda Atina’ya haber verilmesi ve savunulması lazım, bu noktada yine koşucu olan Fidipidis’i haber vermesi için gönderiyorlar ve efsaneye göre Fidipidis bu 40 km’lik mesafeyi koşup ‘’Zafer’’ diye bağırdıktan sonra yorgunluktan yığılıp ölüyor. (buradan esinlenilerek Maraton koşusu denen koşu ortaya çıkıyor.) İşin sonunda Atina’nın teslim olmaması ve ardından gelen Yunan ordusunun şehri korumaya hazır olmasını görmeleri üzerine geri çekilmiş ve böylece Atina kurtulmuş oluyor.

     

    Darius bu duruma çok sinirlenmiş ve ‘’Ömrüm yeterse mutlaka intikam alacağım’’diye yemin ediyor, fakat ömrü yetmiyor ama oğlu Zerkes çok daha büyük bir orduyla saldırıya geçiyor ve bu olay 300 Spartalı filmine konu oluyor.

     

    icg


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.