Joel Coen'den Şiirsel bir Tablo Filmi

Joel Coen'den Şiirsel bir Tablo Filmi
  • 2
    0
    0
    0
  • Coen biraderlerden Joel Coen'in uzun zaman sonra kardeşinden ayrı olarak yazıp yönettiği , William Shakespeare'in Machbeth adlı oyununun altyapısının alındığı , 
    Denzel Washinghton'ın başrolünde bulunduğu ,  yardımcı oyunculuğunda ise muhteşem performansıyla Frances Mcdormand'ın akılları aldığı , bazı sekanslarıyla Akira Kurosawa'nın Throne Of Blood 
    filmini andıran The Tragedy Of Machbeth'i inceliyorum.

    Gerçek olaylara dayanan filmin konusu 11. yüzyılda yaşamış olan İskoç Kralı Machbeth'in çevresinde geçiyor. Kendi taht döneminden önce kralının sadık bir kulu olan Machbeth savaşçı kimliğiyle üstün zaferler elde ettiği dönemde
    gördüğü sanrılarla birlikte bazı kehanetlere inanmaya başlar. Bu kehanetler üstün bir savaşçıdan derebeyliğine , derebeyliğinden ise kendisini kötü bir karaktere bürüyecek olan krallığına doğru adımlar attırır. Krallığı boyunca
    verdiği kararlar silah arkadaşları , düşmanları , güvendiği insanlar ve bu insanların aileleri ile Machbeth'i çok kötü durumlarda karşı karşıya getirecektir.

    Film Shakespeare'in oyunundan alıntı olduğu için yönetmen filmi konuşma diline uyarlamayıp şiirsel anlatımı tercih etmiş bu tercihi kimi zaman can sıkıcı olsada fazla denenmemiş bir şey olduğu için göz ardı edilmeye değer. 
    Sinematografik olarak siyah beyaz tonların kullanıldığı film kamera açılarıyla , açıların şekillere uyumuyla güzel bir düzen yakalıyor. Screenshot al duvar kağıdı yap denilebilecek birçok sahne var filmde. 
    Dış çekimlerin azlığıyla birlikte çoğu yerinin stüdyo çekimi olduğu göze batsada yapay ışık tekniğinin daha kolay kullanılabilmesi yönetmenin zamandan tasarruf etmesini ve başka güzel işlere yoğunlaşmasını sağlamıştır. 
    Daha önce Coen'lerin birkaç filminde görev olan görüntü yönetmeni Bruno Delbonnel benim şuan için izlediğim filmler arasında Oscar için sinematografi dalında bir numaralı aday.

    Kötülüğün habericisi karga gibi bir metafor , alışkın olduğumuz kralın sinsi eşi , prensin saf oğlu , deli haberci , bilge ihtiyar gibi karakterleri böyle bir filmde görmekte hoşuma gitti. Oyunculuklarda Denzel Washington'un ortalama
    bir oyunculuğu olduğunu düşünüyorum. Daha baskın bir oyunculuk Frances Mcdormand'dan. Zamanlar ve rütbeler değiştikçe oynadığı karakterin başka kişiliklere bürünmesi olayını çok güzel göstermiş. Bir başka oyunculuğunu üstün bulduğum kişi ise
    ''Kehanet Cadısı'' rolünü oynayan Kathryn Hunter. Fiziksel özelliklerini iyi kullanmasıyla ve mimiklerinin korkunçluğuyla sizi gerçekten geriyor.

    Film hakkındaki olumsuz eleştirilerim ise heyecan verici bir anlatım olmaması. Bölümden bölüme geçişlerde film hakkında merakım neden artmadı. Şiirsel bir anlatımın yanında bu diyalogların çok uzun olması baya sıkıcı bir durumdu . Maalesef bazı dakikalarda telefona baktıracak duruma getirdi.
    Çarpıcı kısımları ise oldukça az basit suikast olaylarının yanında güzel diyebileceğim sahnelere sanrı olayları ve Throne of Blood esintilerinin alındığı (yürüyen ağaçlar) yerleri söyleyebilirim.

    Eğer dünya klasiklerini ve şiir bazlı yapıtları seviyorsanız hoşunuza gidebilecek bir film. Tekrardan sinematografisini överekten izleme hevesini size bırakıyorum benim puanım 6/10. 


      


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.