Happening (L'événement) : 

8/10

Filmimiz 1960'ların savaş sonrası baskıcı Fransa'sında geçiyor. Özellikle kadınların baskı altında olduğu yönetim şekli olan bir ülkede , şehvete yenik düşüldükten sonra istemediği hamilelik dönemine giren karakterimizin bu dönemi aşmak istemesini kademe kademe olarak görüyoruz. Üniversite çağında olup derslerinde başarılı olmak isteyen ama aile baskısı , kaldığı üniversite yurdunun kısıtlayıcı katı kurallarıyla birlikte hamilelikte hayatına girince içinden çıkılamaz bir girdaba giriyor karakterimiz. Yasa dışı olan kürtaj için birçok yola başvurulan bu yolda yaşadığı yalnızlık , erkek egemenliğinin kadına haklarını vermemesi ve kadın vücudu üzerindeki sözsel hakimiyeti tek başına kalmış bir güçlü dişiyi temsil etmesine zemin açıyor. Bu baskıcı zihniyetin arasında hiçbir yakınından destek görememesi , özgürlüğün kişiden alınma korkusunun insanları ne hale getirdiğini gösteriyor ve gerçek dostun , dostların , yakınların kim olduğunu  düşündürüyor. Oysa bilmiyorlar ki nasıl bir tezatın içindeler. Filmde gene doğanın kanunu gibi yaşayanın halinden yaşayan anlıyor.

Benim için Last Duel'den sonra yılın en iyi 2. filmi. Müthiş bir senaryoya sahip olmamasına rağmen o kadar iyi anlatılmış bir kürtaj süreci ki dakikaların nasıl geçtiğini anlamadığınız bir film. Ben bir erkek olarak genital müdahalelerdeki gerçekçilik ve  insanı geren acımasız sahne yapısından dolayı çok kötü oldum ve anksiyetemin tavan yapmasından dolayı son 5 dakika filmden çıkmak zorunda kaldım. Daha sonra edindiğim bilgilere göre bazı gösterimlerde fenalaşan insanlar olmuş bu da sahnelerin ne kadar iyi olduğuna kanaat getirir. Kurgusal olarak kaçıncı sahnede olduğumuzu belirten filmleri sevmem fakat bu cutların hamileliğin kaçıncı haftası olduğunu göstermesi nedeniyle dikkatimi dağıtmadı. Oyuncu performansları ise gayet iyiydi.  Başrolümüzün film boyu stresli , düşünceli takındığı tavırla birlikte zor durumlardaki acı çeken mimik hareketleri gayet güzeldi. Filmde birlikte olduğu kişinin çok az gösterilmesi ise güzel kararlardan biri. Çünkü bu filmde önemli olan kişiler arası kavgalar , birliktelikler , sahiplenme içgüdüsü gibi yan olaylar değil. Önemli olan bir kadının kendi hür iradesiyle kararlarını verebilmesi. Sessiz bir eleştirel yakarış. Yönetmenimiz de yönetimiyle bu ana temayı çok iyi göstermiş ve final sahnesiyle de içimize büyük bir su serpmiştir. Kesinlikle yılın izlenmesi gereken filmlerinden.  Üniversite amfisinde sigara içilmesi de ilginç bulduğum , yönetmenin zamanı gerçekçiliğiyle göstermek için yarattığı güzel bir detay. Bu filmi beğenirseniz Never Rarely Sometimes Always adlı filmi de izlemeniz tavsiye edilir.